baba oğul
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Evde Bereket

Aşağa gitmek

Evde Bereket Empty Geri: Evde Bereket

Mesaj  Admin Perş. Eyl. 09, 2021 9:43 am

Süleyman Efendi Hazretleri (k.s.), ilk tahsilini 1902’de Silistre Rüşdiyesi’nde ve Satırlı Medresesi’nde yapar. Daha sonra tahsilini tamamlamak üzere babası tarafından 1907’de İstanbul’a gönderilir. Babası onu İstanbul’a gönderirken şu tavsiyede bulunmuştur: “Oğlum, Usûl-i Fıkıh ilmine iyi çalışırsan, dininde kuvvetli olursun. Mantık ilmine iyi çalışırsan, ilminde kuvvetli olursun.”
İstanbul’da, Fâtih Dersiâmlarından ve devrin meşhur âlimlerinden Bafralı Ahmed Hamdi Efendi’nin ders halkasına oturdu ve 1913 yılında ondan birincilikle icâzet aldı. 1916’da Dârü’l-Hilâfeti’l-Aliyye Medreseleri, Kısm-ı Âlî (Sahn) Medresesi’ni bitirdikten sonra aynı yıl ihtisas (doktora) yapmak üzere tedrîsâtı 3 yıl olan Medresetü’l-Mütehassısîn’in (Süleymaniye Medresesi) Tefsir ve Hadîs şubesine girdi. Medresetü’l-Mütehassısîn’in ilk iki senesini muvaffakiyetle tamamlayınca 1918 senesinde yirmi arkadaşıyla birlikte kendilerine -Şeyhülislamlık makamının teklifi ve Padişah Mehmed Vahîdüddin Hân’ın tasdiki ile- İstanbul Müderrisliği Ruûsu verildi. 1919’da Medresetü’l-Mütehassısîn’in Tefsir ve Hadîs şûbesinden birinci derece ile mezun oldu. “ Medresetü’l-Mütehassısîn’den mezun olduktan sonra, Medresetü’l-Kuzât (Hukuk Fakültesi)’nin de giriş imtihânını birincilikle kazandılar. Fakat bunu büyük bir sevinç ile babasına mektupla bildirdiği zaman babasından şu telgrafı aldı: “Süleyman, ben seni cehenneme göndermek için İstanbul’a göndermedim.” Pederleri bu telgraf ile kendisine, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) “Üç kâdıdan ikisi cehennemdedir.” meâlindeki hadîs-i şerîflerini hatırlatıyorlardı. Süleyman Efendi Hazretleri (k.s.), pederine verdiği cevapta, “Kendisinin aslâ kâdılık (hâkimlik) mesleğine sülûk etmeğe niyeti olmadığını, asıl maksadının, devrinin bütün zâhirî din ilimleri sahasında kemâle ermek olduğunu” bildirdi ve Medrese-i Süleymâniye’nin Tefsir ve Hadîs kısmından diplomasını alıp dersiâm olduğu gibi Medresetü’l-Kuzât’tan da mezun olup kâdılık rütbesini aldılar. Böylelikle devrinin aklî ve naklî ilimlerinde en yüksek dereceyi ihrâz etmiş oldular. (Profesörlük ünvanı)
Ezelî takdir olarak Silsile-i Sâdât’ın 33. ve son halkası kendilerinin nasîbi olduğundan, Seyyidler zincirinin 32. halkası Salâhuddîn İbn-i Mevlânâ Sirâcuddîn (k.s.) Hazretlerinde mânevî seyr ü sülûkünü tamamladıktan sonra, tecelliyâtın büyüklüğünden üstâzı, kendilerini İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i Elf-i Sânî Ahmed-i Fârûkî Serhendî (k.s.) Hazretlerinin nisbet-i rûhâniyesine teslim ettiler.
Dünyanın şu son zamanlarında ilâhî feyizden nasibleri bulunan insanları, yüksek himmetleriyle küfr ü dalâl çukurundan iman ve ihlâs sâhasına çıkardılar. Hâlen de çıkarmaktadırlar.
Ebu’l-Fâruk Süleyman Hilmi TUNAHAN (k.s.) (SİLİSTREVÎ) Efendi Hazretleri, 16 Eylül 1959 (13 Rebîulevvel 1379) Çarşamba günü dâr-ı bekâya irtihal buyurdular. (Kaddesallâhü sirrahü’l-eaz) Ancak tasarruf ve irşadları, tamamıyla ve kemâliyle berdevamdır. Cenâb-ı Hak, sevenlerini ve bütün müminleri şefaatlerine nâil kılsın. (Âmin)
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4941
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Evde Bereket Empty Evde Bereket

Mesaj  Admin Perş. Eyl. 09, 2021 9:37 am

HİKMETLİ SÖZLER
Ebu’l-Fâruk Süleyman Hilmi TUNAHAN (k.s.) (SİLİSTREVÎ) Efendi Hazretlerinin mübarek sözlerinden:
İnsan bilmediğinin düşmanıdır. Nurdan haberi olmayan, ondan zevk almayan insan, nurun düşmanı olur.
İlim, üstâzların ve Resûlullâh’ın rızâsını tahsil edip icazetini almadıkça kâr etmez. Ancak o zaman fayda verir.
Akıl ve imanı kemâl bulmayan insanlar, öfke, hased ve kibre esir olurlar.
Meyve veren ağaca kuru denilmediği gibi, eseri devam eden zevâta da ölü denmez.
Sadıktır kişi düzgündür onun işi, kâzibdir kişi bozuktur onun işi.
Her yerde birlik ve beraberlik lâzımdır. Muvaffak olmak için her hususta ittifak etmeli ve tesânüdü (yardımlaşmayı) aslâ elden bırakmamalı. Çünkü Allâh’ın nusreti, maddî ve manevî yardımı cemâat ile beraberdir.
Hazret-i Mevlâ’dan daima sıhhat ve afiyet isteyin. Sabır istemek zımnen bela ve musîbet istemektir. Yokluk ve darlık olmayınca neye sabır edeceksiniz?
Allâhü Teâlâ, size rızkı çok vermekle ikram etmiş değil, az vermekle de ihanet etmiş değildir. Her ikisi de kul için imtihandır. Bir kimse ‘Benim ne kusurum, ne kabahatim var da beni bu kadar meşakkat ve sıkıntıya sokuyor.’ derse, çok büyük günah işlemiş olur. Allah muhafaza buyursun imtihanı kaybeder. Bu gibi hallerde sabretmek lâzım. Eğer sabrederse, cennetin anahtarı elindedir. Çünkü hastalık ve fakirlik sabredildiği takdirde cennete girmeye vesile olur.
...Mübtela olduğumuz bütün darlık ve yoklukların hepsi hidayete davet ve ikaz içindir. Bazı insanlar utanmadan pahalılıktan ve buhrandan bahsederler. Hâlbuki bugün zamanımızda en pahalı ve en buhranlı metâ, din olmuştur. Buna varıp parmağını basan yok. İtaatullah’tan mahrum olan milletler ve memleketler maddeten ne kadar bolluk içinde olsalar da darlıktadırlar. Çokluk para ile olmaz, berekât-ı ilâhiyye lâzımdır.
En büyük zabıta Allah korkusudur. Bu sırra mazhar olan bir insan hayatını bununla idare eder.
Bu dünyada en çok rıfk ile muamele, aile üzerinde olmalıdır. İyi geçim sebebiyle evde hayır ve bereket bollaşır…
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4941
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz