ÖĞRENCİLERLE BAŞA ÇIKMA YÖNTEMLERİ
1 sayfadaki 1 sayfası
ÖĞRENCİLERLE BAŞA ÇIKMA YÖNTEMLERİ
KIZGIN ÖĞRENCİLERLE BAŞA ÇIKMA YÖNTEMLERİ
3/1/2010 · Kategori: EĞİTİM YAZILARI
Okulda öğretmenler ders anlatmaktan başka bir çok şeyle uğraşırlar. Bunların başında da dersi engeleyecek davranış bozukluklarına sahip çocukların yaşattıkları gelmektedir. Öğretmen bu tarz sorunlu çocuklarla mutlaka ilgilenmek ve sorunu asgari düzeye indirmek durumundadır, aksi takdirde sınıfta huzur içinde ders anlatması imkansız hale gelecektir.
Aşağıda sık sık karşılaşına bir davranış bozukluğu ile ilgili bazı saptamalar ve böyle bir durumda neler yapılabileceği veya yapılmaması gerektiğiyle ilgili bir yazı yer alıyor. Burada yazılanlar pratikte uygulanması kolaymış gibi görünse de aslında gerçek hayatta herkes için ciddi bir mücadele söz konusu olur. Özellikle sabırlı ve sakin olun tavsiyesi, çocuk derste öğretmeni delirtmişken pek de işe yaramaz. Ama siz yine de bir göz atın. En azından nelerle karşılaşabileceğinizi ve bunun sebeplerini kafanızda bir yere oturtabilirsiniz.
KIZGIN
I)DAVRANIŞLARI
1.Her zaman kızgındır- kendine, başkalarına veya her ikisine de.2.Kızgınlık derecesi değişkenlik gösterir. Ancak çok şiddetli olmasa bile sıktır.3.Ebeveynlerine, öğretmenlerine, diğer çocuklara, kardeşlerine sözel veya fiziksel olarak saldırır. Tanımadığı otorite figürlerine karşı bile saldırgandır.4.Kızgınlık nöbetleri sırasında çığlık atabilir, etrafındaki nesneleri fırlatabilir.5.Her yerde, her an kavgaya hazırdır. Öfkesi hep burnundadır.6.Kızgın olmakta hep haklıdır. Öfkesini haklı çıkarmak için her zaman bir sebebi vardır.7.Kendisi için geçerli olan sebep kabul edilmezse öfkesi bunu kabul etmeyen kişiye yönelir.8.Oto-kontrolü çok azdır. Kızgınlık nöbetleri sırasında genellikle kendini kaybeder.9.Akranları ve yetişkinler arasında rağbet gören bir çocuk değildir.10.Kızgınlık nöbetlerinin yanında huysuzluk nöbetleri de geçirebilir.11.Öfkesine neden olmakla suçlayabileceği birileri de her zaman vardır.12.“Üzgünüm” demek yerine bir daha ki sefer daha da öfkeli olacağının sinyallerini verir.
II)DAVRANIŞ BOZUKLUĞUNUN ÇEVREYE ETKİLERİ
1.Her yerde kriz yaşatır- evde, okulda, topluma açık yerlerde.2.Kargaşa ve mücadeleye neden olan krizlerin sona ermesi için birisinin mutlaka aracılık etmesi gerekir.3.Yabancılar bir yana kendi ailesi bile ondan korkar ve bu sayede çocuk istediklerini genellikle elde eder.4.Etrafındaki bütün insanlar savunmadadır.5.Etrafındaki bütün insanlar bu çocuktan uzak durmaya çalışırlar.6.Çocuğu tanımayan ama hakkında bir şeyler duymuş olan insanlar bile korku dolu bir tavır takınabilirler.7.Diğer çocuklarda da “kızgın” olma eğilimi başlayabilir.8.Bazı çocuklarda ise ortaya çıkacak öfkeyi görmek için söz konusu çocuğu kızdırma eğilimi görülebilir. Aynı şekilde kardeşler de davranışı kışkırtabilirler.
III)NELER YAPILABİLİR?
1.Sakin olun. 2.Sabırlı olun.3.Tehdit etmeyin. Eğer ederseniz daha da öfkelenen çocuk size “ne halin varsa gör” diyecek veya bunu hareketleriyle belli edecektir.4.Eleştirmeyin. Eleştirilen çocuk karşısındakini küçümsemeye başlar. 5.“Üzgün hisset(tir)me” tekniğini deneyin. Çocuğa, sürekli öfke dolu olduğu mutluluğu ve kahkahayı tadamadığı için onun adına ne kadar üzgün olduğunuzu söyleyip yardım etmek için ne yapabileceğinizi sorarsanız kısa süre içinde davranışlarında bir değişiklikle karşılaşabilirsiniz. Bunun nedeni öncelikle bu çocuk için ömrü boyunca çok az insanın üzüntü hissetmiş olmasıdır. İkinci olarak sizin böyle hissetmenizi istemeyecektir çünkü bu onun kendisini sizden aşağı hissetmesine neden olacaktır. Bu çocuğun kontrolün onda olduğuna inanmayı sevdiğini unutmayın. Söz konusu tekniği denerken bile sık sık çocuğun bu inancına başvurun.6.Patlamaları ateşleyecek durumlara girmekten sakının. Konuşmak için en iyi zaman çocuğun üzgün veya kızgın olmadığı zamandır. Dikkatle baktığınızda çocuğun kızgın olmadığı zaman oldukça sakin, ılımlı ve makul olduğunu göreceksiniz.7.Kontrolünü kaybetmesiyle ilgili öğütler verin. Ona “kızgın olmak kötü değildir. iyi veya kötü olan bu öfkeyle ne yaptığındır” tarzında şeyler söyleyebilirsiniz. Burada amaç duyguyu “yanlış” veya “kötü” olarak nitelemeden davranış değişikliği yaratmaktır.8.Çocuğun öfkesini kontrol etmesi için bir plan geliştirin. Çocuğa sakinleşmesi gerektiğini hatırlatmak için önceden bir işaret belirleyin. Örneğin “git bir şeyler iç” veya “git bir yüzünü yıka gel” gibi. 9.Öfkesini asla ödüllendirmeyin. Ona öfkesine en uygun tepkinin sadece daha büyük bir öfke olduğunu, bunun dışında hiçbir şey elde edemediğini iyice açıklayın.10.Bu çocuğun hayatında sakin bir yetişkine ihtiyaç duyduğunu sakın unutmayın.11.Çocuğun gözlerine bakın, onu dinleyin ve sözünü bitirene kadar bekleyin. Hatta siz konuşmaya başlamadan önce ona bitirip bitirmediğini sorun.12.Öfkesine öfkeyle dönmeyin. Bu sadece davranışını haklı çıkarır.13.Alçak sesle ve tane tane konuşun. Bu onu sakinleştirecektir. 14.“Seni seviyorum ama davranışını sevmiyorum” cümlesini sık sık kullanabilirsiniz.15.Çocukla kendini ve yaptıklarını sevmek üzerine konuşun.16.Başlangıçta uzun konuşmalardan kaçının. Daha çok “tohum ekme” tekniğini kullanın. Bir fikri kısaca verin. Örneğin “bilmiyorum, sürekli kızgın olmak canını yakıyor olmalı” ya da “kızdığım zaman zarar gören sadece ben oluyorum” tarzı kafasında bir fikir oluşmasına yardım edecek şeyler söyleyin. Sonra konuyla ilgili başka bir şey söylemeyin. Bırakın düşünsün.17.Gerekirse kızgınlık duygusunun azalması için çocuğu bir süreliğine izole edin. Bu süreçte neyi niçin yaptığınızı ona da açıklayın.18.Davranışını düzeltmek için yapması gerekenleri ona söyleyin.19.Kızgınlık duygusundan kurtulana kadar hiçbir sorunun çözülemeyeceğini unutmayın. Bir sorunu çözmeye başlamadan önce duygularla ilgilenmelisiniz. Çocuk o vazgeçerse sizin de vazgeçeceğinizi ve onun için çaba harcamayacağınızı hissetmeli.20.Çocuğun davranışlarındaki değişimin yavaş ilerlemesine hazırlıklı olun. Bu durum bir gecede düzelmeyecektir. Bütün yolu bir anda katetmesini beklerseniz dğişmesine yardımcı olamazsınız. 21.Her türlü davranış bozukluğunun altından siz kalkamazsınız. İşin boyutları değişebilir ve dışardan profesyonel yardım almanız gerekebilir. Buna ihtiyaç olup olmadığını anlamak için çocuğu çok iyi gözlemlemelisiniz.
IV) HATALAR
1.Öfkelenmek.2.Çocuktan uzak durmak.3.Çocuğunu hakettiğini bulduğunu düşünmek.4.Kızgın olduğu için çocuğun suçluluk hissetmesine neden olmak.5.Evde, anne-babadan birinin diğerini bu davranış bozukluğu için suçlaması.6.Çocuğu haksız yere suçlamak.7.Kızgın çocuğa yardım etmeye çalışırken tutarsız davranmak.8.Durumla ilgili olması gerekenden daha fazla sorumluluk üstlenmek. Dolayısıyla asıl yapmanız gerekeni unutmak.9.Çocuğu kızdırma korkusuyla gereğinden fazla şefkatli davranmak.
3/1/2010 · Kategori: EĞİTİM YAZILARI
Okulda öğretmenler ders anlatmaktan başka bir çok şeyle uğraşırlar. Bunların başında da dersi engeleyecek davranış bozukluklarına sahip çocukların yaşattıkları gelmektedir. Öğretmen bu tarz sorunlu çocuklarla mutlaka ilgilenmek ve sorunu asgari düzeye indirmek durumundadır, aksi takdirde sınıfta huzur içinde ders anlatması imkansız hale gelecektir.
Aşağıda sık sık karşılaşına bir davranış bozukluğu ile ilgili bazı saptamalar ve böyle bir durumda neler yapılabileceği veya yapılmaması gerektiğiyle ilgili bir yazı yer alıyor. Burada yazılanlar pratikte uygulanması kolaymış gibi görünse de aslında gerçek hayatta herkes için ciddi bir mücadele söz konusu olur. Özellikle sabırlı ve sakin olun tavsiyesi, çocuk derste öğretmeni delirtmişken pek de işe yaramaz. Ama siz yine de bir göz atın. En azından nelerle karşılaşabileceğinizi ve bunun sebeplerini kafanızda bir yere oturtabilirsiniz.
KIZGIN
I)DAVRANIŞLARI
1.Her zaman kızgındır- kendine, başkalarına veya her ikisine de.2.Kızgınlık derecesi değişkenlik gösterir. Ancak çok şiddetli olmasa bile sıktır.3.Ebeveynlerine, öğretmenlerine, diğer çocuklara, kardeşlerine sözel veya fiziksel olarak saldırır. Tanımadığı otorite figürlerine karşı bile saldırgandır.4.Kızgınlık nöbetleri sırasında çığlık atabilir, etrafındaki nesneleri fırlatabilir.5.Her yerde, her an kavgaya hazırdır. Öfkesi hep burnundadır.6.Kızgın olmakta hep haklıdır. Öfkesini haklı çıkarmak için her zaman bir sebebi vardır.7.Kendisi için geçerli olan sebep kabul edilmezse öfkesi bunu kabul etmeyen kişiye yönelir.8.Oto-kontrolü çok azdır. Kızgınlık nöbetleri sırasında genellikle kendini kaybeder.9.Akranları ve yetişkinler arasında rağbet gören bir çocuk değildir.10.Kızgınlık nöbetlerinin yanında huysuzluk nöbetleri de geçirebilir.11.Öfkesine neden olmakla suçlayabileceği birileri de her zaman vardır.12.“Üzgünüm” demek yerine bir daha ki sefer daha da öfkeli olacağının sinyallerini verir.
II)DAVRANIŞ BOZUKLUĞUNUN ÇEVREYE ETKİLERİ
1.Her yerde kriz yaşatır- evde, okulda, topluma açık yerlerde.2.Kargaşa ve mücadeleye neden olan krizlerin sona ermesi için birisinin mutlaka aracılık etmesi gerekir.3.Yabancılar bir yana kendi ailesi bile ondan korkar ve bu sayede çocuk istediklerini genellikle elde eder.4.Etrafındaki bütün insanlar savunmadadır.5.Etrafındaki bütün insanlar bu çocuktan uzak durmaya çalışırlar.6.Çocuğu tanımayan ama hakkında bir şeyler duymuş olan insanlar bile korku dolu bir tavır takınabilirler.7.Diğer çocuklarda da “kızgın” olma eğilimi başlayabilir.8.Bazı çocuklarda ise ortaya çıkacak öfkeyi görmek için söz konusu çocuğu kızdırma eğilimi görülebilir. Aynı şekilde kardeşler de davranışı kışkırtabilirler.
III)NELER YAPILABİLİR?
1.Sakin olun. 2.Sabırlı olun.3.Tehdit etmeyin. Eğer ederseniz daha da öfkelenen çocuk size “ne halin varsa gör” diyecek veya bunu hareketleriyle belli edecektir.4.Eleştirmeyin. Eleştirilen çocuk karşısındakini küçümsemeye başlar. 5.“Üzgün hisset(tir)me” tekniğini deneyin. Çocuğa, sürekli öfke dolu olduğu mutluluğu ve kahkahayı tadamadığı için onun adına ne kadar üzgün olduğunuzu söyleyip yardım etmek için ne yapabileceğinizi sorarsanız kısa süre içinde davranışlarında bir değişiklikle karşılaşabilirsiniz. Bunun nedeni öncelikle bu çocuk için ömrü boyunca çok az insanın üzüntü hissetmiş olmasıdır. İkinci olarak sizin böyle hissetmenizi istemeyecektir çünkü bu onun kendisini sizden aşağı hissetmesine neden olacaktır. Bu çocuğun kontrolün onda olduğuna inanmayı sevdiğini unutmayın. Söz konusu tekniği denerken bile sık sık çocuğun bu inancına başvurun.6.Patlamaları ateşleyecek durumlara girmekten sakının. Konuşmak için en iyi zaman çocuğun üzgün veya kızgın olmadığı zamandır. Dikkatle baktığınızda çocuğun kızgın olmadığı zaman oldukça sakin, ılımlı ve makul olduğunu göreceksiniz.7.Kontrolünü kaybetmesiyle ilgili öğütler verin. Ona “kızgın olmak kötü değildir. iyi veya kötü olan bu öfkeyle ne yaptığındır” tarzında şeyler söyleyebilirsiniz. Burada amaç duyguyu “yanlış” veya “kötü” olarak nitelemeden davranış değişikliği yaratmaktır.8.Çocuğun öfkesini kontrol etmesi için bir plan geliştirin. Çocuğa sakinleşmesi gerektiğini hatırlatmak için önceden bir işaret belirleyin. Örneğin “git bir şeyler iç” veya “git bir yüzünü yıka gel” gibi. 9.Öfkesini asla ödüllendirmeyin. Ona öfkesine en uygun tepkinin sadece daha büyük bir öfke olduğunu, bunun dışında hiçbir şey elde edemediğini iyice açıklayın.10.Bu çocuğun hayatında sakin bir yetişkine ihtiyaç duyduğunu sakın unutmayın.11.Çocuğun gözlerine bakın, onu dinleyin ve sözünü bitirene kadar bekleyin. Hatta siz konuşmaya başlamadan önce ona bitirip bitirmediğini sorun.12.Öfkesine öfkeyle dönmeyin. Bu sadece davranışını haklı çıkarır.13.Alçak sesle ve tane tane konuşun. Bu onu sakinleştirecektir. 14.“Seni seviyorum ama davranışını sevmiyorum” cümlesini sık sık kullanabilirsiniz.15.Çocukla kendini ve yaptıklarını sevmek üzerine konuşun.16.Başlangıçta uzun konuşmalardan kaçının. Daha çok “tohum ekme” tekniğini kullanın. Bir fikri kısaca verin. Örneğin “bilmiyorum, sürekli kızgın olmak canını yakıyor olmalı” ya da “kızdığım zaman zarar gören sadece ben oluyorum” tarzı kafasında bir fikir oluşmasına yardım edecek şeyler söyleyin. Sonra konuyla ilgili başka bir şey söylemeyin. Bırakın düşünsün.17.Gerekirse kızgınlık duygusunun azalması için çocuğu bir süreliğine izole edin. Bu süreçte neyi niçin yaptığınızı ona da açıklayın.18.Davranışını düzeltmek için yapması gerekenleri ona söyleyin.19.Kızgınlık duygusundan kurtulana kadar hiçbir sorunun çözülemeyeceğini unutmayın. Bir sorunu çözmeye başlamadan önce duygularla ilgilenmelisiniz. Çocuk o vazgeçerse sizin de vazgeçeceğinizi ve onun için çaba harcamayacağınızı hissetmeli.20.Çocuğun davranışlarındaki değişimin yavaş ilerlemesine hazırlıklı olun. Bu durum bir gecede düzelmeyecektir. Bütün yolu bir anda katetmesini beklerseniz dğişmesine yardımcı olamazsınız. 21.Her türlü davranış bozukluğunun altından siz kalkamazsınız. İşin boyutları değişebilir ve dışardan profesyonel yardım almanız gerekebilir. Buna ihtiyaç olup olmadığını anlamak için çocuğu çok iyi gözlemlemelisiniz.
IV) HATALAR
1.Öfkelenmek.2.Çocuktan uzak durmak.3.Çocuğunu hakettiğini bulduğunu düşünmek.4.Kızgın olduğu için çocuğun suçluluk hissetmesine neden olmak.5.Evde, anne-babadan birinin diğerini bu davranış bozukluğu için suçlaması.6.Çocuğu haksız yere suçlamak.7.Kızgın çocuğa yardım etmeye çalışırken tutarsız davranmak.8.Durumla ilgili olması gerekenden daha fazla sorumluluk üstlenmek. Dolayısıyla asıl yapmanız gerekeni unutmak.9.Çocuğu kızdırma korkusuyla gereğinden fazla şefkatli davranmak.
Similar topics
» Baßa Takke Takmanın Önemi
» FEN BİLİMLERİ 4
» Fen Bilimleri 4. Sınıf
» Nasırı geçirecek tedavi yöntemleri
» KALPTE RİTİM BOZUKLUĞU Bitkisel Tedavi Yöntemleri
» FEN BİLİMLERİ 4
» Fen Bilimleri 4. Sınıf
» Nasırı geçirecek tedavi yöntemleri
» KALPTE RİTİM BOZUKLUĞU Bitkisel Tedavi Yöntemleri
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz