baba oğul
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Taş devri diyeti

Aşağa gitmek

Taş devri diyeti Empty Taş devri diyeti

Mesaj  Admin C.tesi Nis. 07, 2012 9:10 am

ET:
Hem kırmızı et ve hem de tavuk için doğal yolla beslenen hayvan eti tercih edilmelidir. Salam ya da sucuk gibi gıdalar katkı maddesi içerdiğinden tüketilmemelidir. Ağır metal zehirlenmesi riski nedeniyle küçük balıklar tercih edilmeli ve çiftlik balıklarından kaçınılmalıdır.


YUMURTA:
Yumurta bütün protein çeşitlerini içinde barındıran iyi bir protein kaynağıdır. Bu protein bütününden faydalanabilmek için beyaz ve sarısının bir arada tüketilmesi fayda sağlar. Pişirilmesi çiğ yumurtanın üzerinde bulunabilen salmonella gibi zararlı etkenleri önleyerek yararlı etkilerini yok etmeden daha güvenli tüketim sağlar.


YAĞ:
Sızma zeytinyağı, otlayan hayvanın yağından elde edilmiş tereyağı ve balık yağı gibi sadece doğal olanlar tercih edilmelidir. Margarin mümkünse hiç tüketilmemelidir.



SÜT ÜRÜNLERİ:
Köy ya da mandıra sütü tercih edilmeli, eğer imkân yoksa pastörize günlük şişe sütü tüketilmelidir, kutu süt tercih edilmemelidir. İçerdiği çok sayıda probiyotiklerden ötürü kefir oldukça faydalıdır.


SEBZELER:
Her çeşidi yenilebilir, daha çok çiğ tüketilmelidir. Doğal yetiştikleri için ebegümeci, semizotu, ısırgan otu gibi yabani otlar rahatlıkla tüketilebilir, omega-3 yönünden zengindirler. Sarımsak ve soğan antioksidan kaynağıdır, her gün rahatlıkla tüketilebilir. Patates yüksek nişasta içerdiğinden az tüketilmelidir.


MEYVELER:
Taze olan tercih edilmeli, kayısı üzüm muz gibi şeker açısından zengin olan meyveler yerine çilek yaban mersini kızılcık gibi yüksek antioksidan etkiye sahip daha az şekerli meyveler tüketilmelidir.


BAKLAGİLLER:
Her türlü kurubaklagil çeşiti hem iyi bir karbonhidrat (kana yavaş geçen şeker) hem de iyi bir protein (vücudun yapıtaşı) kaynağıdır. Bir gün evvelden öncelikle suda bekletilmesi ve bekletilen suyun süzüldükten sonra yeni taze suda pişirilmesi daha kolay sindirilmesini sağlar.


KURUYEMİŞLER:
Kavrulmamış ve az tuzlu olanı tercih edilmeli, günde bir avuçtan fazla olmayacak şekilde tüketilmelidir. ( Ceviz, fındık, fıstık, ayçiçek)


TUZ:
Yiyeceklerin içinde doğal olarak bulunan tuz bizim ihtiyacımızı karşılamaya yetecektir, bu yüzden yiyeceklerimize ekstradan tuz katmamıza gerek yoktur. Eğer medikal gereklilik yüzünden tuz tüketilecekse de doğal tuz ve sadece tencere yemeklerinin içinde tercih edilmelidir.


ŞEKER:
Rafine şekerler (çay şekeri, fruktoz vb.) ve bunlarla hazırlanan yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Fazla şeker tüketimi diyabetin gelişmesini hızlandırıcı etki yapabilmektedir. Şeker yemeden beslenemem, şekersiz yapamam, yemeden duramam diyenlerin sayısı az değildir, fakat unutulmaması gereken sofra şekeri yokken de insan yine insandı ve şekerden haberi olmadığı için de böyle bir eksiklik hissetmiyordu. Taş devri uygulamasında eskisi gibi sanki şeker hiç yokmuş ve keşfedilmemiş gibi düşünmek temel teşkil edecektir.


TAHILLAR ve UNLU GIDALAR:
Hamur işi yemeklerin içinde, hızlı emilen şeker miktarı yüksek olduğu için ensülin direncini arttırırlar, bu yüzden ekmek, pirinç, bulgur, makarna gibi yiyeceklerin tüketimi mümkün olduğunca azaltılmalı, bunların yerine yine az miktarda da olsa tam buğday unundan veya kepekli undan yapılmış yiyecekler tüketilebilir.
Önemli Notlar


İÇECEKLER:
Günde en az 6-8 bardak su içilmelidir. Suyu yemeklerden yarım saat önce veya yemeklerden yarım saat sonra tüketmek sindirim sıvılarını seyreltebileceği ihtimali açısından en idealidir. Mümkünse kaynak suyu içilmelidir. Üretim mamulü meşrubatlar içerdikleri katkı maddeleri itibariyle kullanılmamalıdır. Şekersiz olduğu sürece -antioksidan etkisi nedeniyle- her türlü çay içilebilir. Kahve sevmekten hoşlananlar Türk Kahvesini tercih etmelidirler.

PİŞİRME:
Yemekler kendi suyunda ağır ağır pişirilmeli, mümkünse buğulama veya güveçte pişirme tercih edilmelidir. Kızartma, mikrodalga, ızgara gibi çabuk pişirme teknikleri tercih edilmemeli, dondurulmuş ve konserve gıdalar hiç tüketilmemelidir.

HAREKET:
Her gün yarım saat derin temiz hava soluyarak hücrelerdeki oksijen miktarının arttırılabileceği aktiviteler uygulanmalıdır.

UYKU:
En az 5, en fazla 9 saat uyunmalı ve iyi bir uyku için midenin boş olması gerektiği unutulmamalıdır.




Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz