Cennetlik İnsan kimdir
Mehmet Emin Tokadı ve İmam Azam
MEHMED EMİN TOKADİ HAZRETLERİ (ZEYREK)
Duası ve Sebebi Himmet ,
Mehmet Emin Tokadi Hazretleri, Mekke’de İmam-ı Rabbani Hz.nin oğlunun talebesine talebe olmuştur. 3 sene sonra hocası bu zat’ın İstanbul’a gitmesini istemiştir.
Hocası kendisinden son bir arzusunun olup olmadığını sormuştur.
Mehmet Emin Tokadi Hz. ise o güzel kalbiyle hocasından şöyle dua istemiştir:
“Benim vefatımdan sonra kabrime gelip bir Fatiha okuyanın vücudu cehennem ateşinde yanmasın inşallah!”
Bu dua isteği karşısında hocası kendisine şöyle söyler: “Vasiyet etki vefatından sonra kabrini kolay bulunacak bir yere yapmasınlar. Virane zor bir yere defnetsinler. Ancak nasibi olanlar gelip senin kabrini bulsun, dua etsinler.”
(İMAM-I RABBANİ HAZRETLERİNİN OĞLUNUN TALEBESİNE Talebe OLMAKLA BU MERTEBELER NASİB OLDU,
İMAM-I RABBANİ KS A EVLÂT OLMAKLA NELER NASİB OLUR ALLAHUALEM )
Duası ve Sebebi Himmet ,
Mehmet Emin Tokadi Hazretleri, Mekke’de İmam-ı Rabbani Hz.nin oğlunun talebesine talebe olmuştur. 3 sene sonra hocası bu zat’ın İstanbul’a gitmesini istemiştir.
Hocası kendisinden son bir arzusunun olup olmadığını sormuştur.
Mehmet Emin Tokadi Hz. ise o güzel kalbiyle hocasından şöyle dua istemiştir:
“Benim vefatımdan sonra kabrime gelip bir Fatiha okuyanın vücudu cehennem ateşinde yanmasın inşallah!”
Bu dua isteği karşısında hocası kendisine şöyle söyler: “Vasiyet etki vefatından sonra kabrini kolay bulunacak bir yere yapmasınlar. Virane zor bir yere defnetsinler. Ancak nasibi olanlar gelip senin kabrini bulsun, dua etsinler.”
(İMAM-I RABBANİ HAZRETLERİNİN OĞLUNUN TALEBESİNE Talebe OLMAKLA BU MERTEBELER NASİB OLDU,
İMAM-I RABBANİ KS A EVLÂT OLMAKLA NELER NASİB OLUR ALLAHUALEM )
Cennetlik İnsan kimdir
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: دَبَّ إِلَيْكُمْ دَاءُ الْأُمَمِ قَبْلَكُمُ الْحَسَدُ وَالْبَغْضَاءُ هِيَ الْحَالِقَةُ لَا أَقُولُ تَحْلِقُ الشَّعْرَ وَلَكِنْ تَحْلِقُ الدِّينَ. (ت)
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Size, evvelki ümmetlerin hastalığı sirâyet etti ki (onlar) hased ve buğzdur. Bu (buğz), kazıyıcıdır. Saçı kazır demiyorum. Lâkin o, dîni kazır (dînin kemâlini giderir).” (Sünen-i Tirmizî)
CENNETE ULAŞTIRAN BİR AMEL:
Enes (radıyallâhü anh) anlatıyor: “Resûlullah Efendimizle (s.a.v.) birlikte oturduğumuz bir vakit: ‘Şimdi yanınıza cennetlik bir kişi gelecek.’ buyurdular. Bu sözün hemen arkasından Sa’d bin Ebû Vakkâs (r.a.) yanımıza geldi. Ertesi gün Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) yine aynı sözü söyledi,ler, yine Sa’d (r.a.) geldi. Üçüncü gün de aynı sözü buyurdular, gelen kişi yine Sa’d bin Ebû Vakkâs idi.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) oradan ayrılınca, Abdullah bin Amr (r.anhümâ) hemen Sa’d’ın (r.a.) yanına gitti ve üç gün onun müsâfiri olmak istediğini söyledi.
Abdullah (r.a.), müsâfir olduğu zaman zarfında onun, kendisinden fazla bir ibâdet yaptığını görmedi. Sadece gece yatınca, sabah namazına kadar sağa sola dönerken Allahü Teâlâ’yı zikrediyordu.”
Abdullah (r.a.) anlatıyor: “Sa’d’ı üç gün üç gece takip ettim. Bunlardan başka, bir de hayırlı olandan başka hiçbir söz söylemiyordu. Neredeyse onun amelini küçük görecektim. Sonra dayanamayıp: ‘Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), üç ayrı mecliste cennetlik bir zât yanınıza gelecek demişti, her birinde sen geldin. Ne vesîleyle bu mertebeye eriştiğini görüp sana uymak istedim. Fakat öyle fazla bir amel yaptığını göremedim. Seni bu dereceye ulaştıran nedir?’ dedim. Sa’d (r.a.): ‘Gördüklerinden başka birşey yapmıyorum.’ dedi.
Bunun üzerine yanından ayrıldım, giderken beni geri çağırıp dedi ki: ‘Gördüklerinden başka bir şey yapmıyorum. Ancak ben hiçbir Müslümana karşı, içimde hiçbir kötülük olmadığını görüyorum, onlara kötü bir söz de söylemiyorum.’ Ben de: ‘Tamam, seni bu makâma eriştiren ve benim de güç yetiremeyeceğim amel işte budur.’ dedim.” (İbn-i Asâkir, Tarih-i Dımaşk)
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Size, evvelki ümmetlerin hastalığı sirâyet etti ki (onlar) hased ve buğzdur. Bu (buğz), kazıyıcıdır. Saçı kazır demiyorum. Lâkin o, dîni kazır (dînin kemâlini giderir).” (Sünen-i Tirmizî)
CENNETE ULAŞTIRAN BİR AMEL:
Enes (radıyallâhü anh) anlatıyor: “Resûlullah Efendimizle (s.a.v.) birlikte oturduğumuz bir vakit: ‘Şimdi yanınıza cennetlik bir kişi gelecek.’ buyurdular. Bu sözün hemen arkasından Sa’d bin Ebû Vakkâs (r.a.) yanımıza geldi. Ertesi gün Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) yine aynı sözü söyledi,ler, yine Sa’d (r.a.) geldi. Üçüncü gün de aynı sözü buyurdular, gelen kişi yine Sa’d bin Ebû Vakkâs idi.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) oradan ayrılınca, Abdullah bin Amr (r.anhümâ) hemen Sa’d’ın (r.a.) yanına gitti ve üç gün onun müsâfiri olmak istediğini söyledi.
Abdullah (r.a.), müsâfir olduğu zaman zarfında onun, kendisinden fazla bir ibâdet yaptığını görmedi. Sadece gece yatınca, sabah namazına kadar sağa sola dönerken Allahü Teâlâ’yı zikrediyordu.”
Abdullah (r.a.) anlatıyor: “Sa’d’ı üç gün üç gece takip ettim. Bunlardan başka, bir de hayırlı olandan başka hiçbir söz söylemiyordu. Neredeyse onun amelini küçük görecektim. Sonra dayanamayıp: ‘Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), üç ayrı mecliste cennetlik bir zât yanınıza gelecek demişti, her birinde sen geldin. Ne vesîleyle bu mertebeye eriştiğini görüp sana uymak istedim. Fakat öyle fazla bir amel yaptığını göremedim. Seni bu dereceye ulaştıran nedir?’ dedim. Sa’d (r.a.): ‘Gördüklerinden başka birşey yapmıyorum.’ dedi.
Bunun üzerine yanından ayrıldım, giderken beni geri çağırıp dedi ki: ‘Gördüklerinden başka bir şey yapmıyorum. Ancak ben hiçbir Müslümana karşı, içimde hiçbir kötülük olmadığını görüyorum, onlara kötü bir söz de söylemiyorum.’ Ben de: ‘Tamam, seni bu makâma eriştiren ve benim de güç yetiremeyeceğim amel işte budur.’ dedim.” (İbn-i Asâkir, Tarih-i Dımaşk)
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz