Hz.Ömerin Mal Varlığı
Hz.Ömerin Mal Varlığı
İBRETLİK
Hadis-i Şerifleri derleyip toplayan ve günümüze ulaşmasını sağlayan, bu hususta ilmi heyetler kuran Emirul Mü’minin Halife Ömer bin Abdülaziz (r.a.) vefat edince, ondan sonra Yezid Bin Abdülmelik halife oldu. Hanedandan biri gelerek:
“Ey Müminlerin Emiri Yezid! Ömer b. Abdülaziz Müminlere ihanet etti. Gücünün yettiği kadar cevher ve inciyi evinin iki odasına doldurup kilitledi.” dedi. Bunun üzerine Yezid, Ömer’in hanimi olan kız kardeşine haber göndererek çağırttı ve:
“Bana, Ömer’in kilitli iki odaya cevher ve incilerini doldurup bıraktığına dair haber geldi. Dedi. Bunun üzerine Fatıma:
“Kardeşim, Ömer su bohçanın içindekinden başka ne bir tüy, ne de bir yele bıraktı.” dedi. Yezid bohçayı açtı. İçinde yamalı ve kalın bir entari, bir aba ve zayıf astarlı kalın bir cübbe buldu… Bana bunları değil, kilitli iki odanın anahtarını verin denmesi üzerine Fatıma:
“Müminlerin Emirinin ölümüyle bana musibet veren Allah’a yemin ederim ki, o halife olalı onun istemediğini bildiğim için, o iki odaya hiç girmedim. Şunlar oranın anahtarıdır. Gel, aç ve içindekilerini Beytü’l Mal’e (Devlet hazinesi) naklet.”
Yezid ve şikâyetçi Ömer b. Velid gidip eve girdiler; odalardan birini açtılar, baktılar ki deriden bir sandalye, yanında serilmiş dört çömlek ve bir de testi buldular. Bunun üzerine şikâyetçi “Estağfirullah” dedi. Sonra ikinci odayı açtılar. Baktılar ki çakıllarla serilmiş bir mescit ve tavanında da asılmış bir zincir vardı. O zincirde de boynuna geçecek kadar bir halka vardı… Orada kilitli bir sandık buldular, açtılar. Onda bir sepet vardı, sepette bir cübbe ile bir yün elbise vardı. Yezid ve yanındaki ağlayarak söyle dedi:
“Ey kardesim, Allah sana rahmet eylesin. Muhakkak senin hem gizlin ve hem de aşikârın temizmiş.” Şikâyetçi de:
“Estağfirullah, ben bana söylenen şeyi söyledim.”
Ömer b. Abdülaziz vefat ettikten sonra ona olan hayranlığını gizlemeyen Roma İmparatoru;“Bir insanın, imkânsızlıkları dolayısıyla, ruhbanca bir yaşantıya sahip çıkması, dünyadan el-etek çekmesi çok kolaydır. Çünkü onun zaten terk edeceği herhangi bir dünya malına sahipliği yoktur. Fakat bu halife gibi, dünyanın en büyük devletinin yöneticisi için ayni şeyleri söylemek mümkün değil. Onun elindeki hazinelere rağmen, bunların hiçbirine aldırmayıp, sıradan bir fakirin yaşantısına sahip çıkmasına hayran olmamak doğrusu elden gelmiyor.” demiştir
Hadis-i Şerifleri derleyip toplayan ve günümüze ulaşmasını sağlayan, bu hususta ilmi heyetler kuran Emirul Mü’minin Halife Ömer bin Abdülaziz (r.a.) vefat edince, ondan sonra Yezid Bin Abdülmelik halife oldu. Hanedandan biri gelerek:
“Ey Müminlerin Emiri Yezid! Ömer b. Abdülaziz Müminlere ihanet etti. Gücünün yettiği kadar cevher ve inciyi evinin iki odasına doldurup kilitledi.” dedi. Bunun üzerine Yezid, Ömer’in hanimi olan kız kardeşine haber göndererek çağırttı ve:
“Bana, Ömer’in kilitli iki odaya cevher ve incilerini doldurup bıraktığına dair haber geldi. Dedi. Bunun üzerine Fatıma:
“Kardeşim, Ömer su bohçanın içindekinden başka ne bir tüy, ne de bir yele bıraktı.” dedi. Yezid bohçayı açtı. İçinde yamalı ve kalın bir entari, bir aba ve zayıf astarlı kalın bir cübbe buldu… Bana bunları değil, kilitli iki odanın anahtarını verin denmesi üzerine Fatıma:
“Müminlerin Emirinin ölümüyle bana musibet veren Allah’a yemin ederim ki, o halife olalı onun istemediğini bildiğim için, o iki odaya hiç girmedim. Şunlar oranın anahtarıdır. Gel, aç ve içindekilerini Beytü’l Mal’e (Devlet hazinesi) naklet.”
Yezid ve şikâyetçi Ömer b. Velid gidip eve girdiler; odalardan birini açtılar, baktılar ki deriden bir sandalye, yanında serilmiş dört çömlek ve bir de testi buldular. Bunun üzerine şikâyetçi “Estağfirullah” dedi. Sonra ikinci odayı açtılar. Baktılar ki çakıllarla serilmiş bir mescit ve tavanında da asılmış bir zincir vardı. O zincirde de boynuna geçecek kadar bir halka vardı… Orada kilitli bir sandık buldular, açtılar. Onda bir sepet vardı, sepette bir cübbe ile bir yün elbise vardı. Yezid ve yanındaki ağlayarak söyle dedi:
“Ey kardesim, Allah sana rahmet eylesin. Muhakkak senin hem gizlin ve hem de aşikârın temizmiş.” Şikâyetçi de:
“Estağfirullah, ben bana söylenen şeyi söyledim.”
Ömer b. Abdülaziz vefat ettikten sonra ona olan hayranlığını gizlemeyen Roma İmparatoru;“Bir insanın, imkânsızlıkları dolayısıyla, ruhbanca bir yaşantıya sahip çıkması, dünyadan el-etek çekmesi çok kolaydır. Çünkü onun zaten terk edeceği herhangi bir dünya malına sahipliği yoktur. Fakat bu halife gibi, dünyanın en büyük devletinin yöneticisi için ayni şeyleri söylemek mümkün değil. Onun elindeki hazinelere rağmen, bunların hiçbirine aldırmayıp, sıradan bir fakirin yaşantısına sahip çıkmasına hayran olmamak doğrusu elden gelmiyor.” demiştir
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz