Kuran kursu talebelerine Sadaka
Kuran kursu talebelerine Sadaka
Kuran kursu talebelerine Sadaka ...
Padişahın gözüne günlerdir uyku girmiyor.
Zihnindeki soru beynini kemiriyor bir türlü uyuyamıyordu.
Kafasında dönüp duran soru
EHLİ CENNET KİMDİR
BEN EHLİ CENNETMÎYİM? cevapta bulamaz sorusuna.
Bir gece yarısı yine uykusuz odasında...
Aklına veziri gelir. Vezir çocukluk arkadaşı ve sır ortağı dır. Ona derdimi açayım bir cevap verir belki der gece yarısı veziri çağırtır.
Vezirler azl edileceği zaman gece çağrılırdı. Padişahtan haber gece yarısı gelince
vezir "Eyvah bir hata yaptım azl edileceğim" Düşüncesiyle hazırlanır huzura gelir.
Fakat vezir gelinceye kadar padişah derdini anlatmakdan vaz geçer.
Bu düşünceyi kalbime koyan Rabbim verecek cevabı der.
Vezir gelir
"Biraz sıkıntılıyım sarayın dışına çıkıp dolaşalım" der vezir rahatlar
Tabii sultanım çıkalım
Dolaşırken mezarlıktan semaya uzunan bir nur sutunu görürler.
Ne oluyor diye merakla giderlerki !
3 tane talebe oturmuş ders çalışıyor.
Padişah siz ne yapıyorsunuz burada deyince
Talebeler biz Şu Dergahın (Kur an kursunun ) talebeleriyiz kursumuzda kandillere koyduğumuz yağımız bitti. Bizimde ders çalışıp sabaha hocamıza dersimizi vermemiz lazım kandil yanmadığı için kurs karanlık ay ışığında ders çalısalım diye buraya geldik derler.
Padişah talebeleri alıp saraya getirir
dergaha aylarca yetecek zeytin yağı tenekeleri ile talebelere erzak koyar kendi gelirinden (Devlet hazinesinden değil)
Ve adamlarıyla veziriyle talebeleri dergaha gönderir.
Arkalarından gözden kayboluncaya kadar bakar odasının penceresinden.
Onlar gider günlerdir kapanmayan göz kapakları gönlünün huzur bulmasıyla kendiliğinden kapanır.
O anda
RASÜLÜLLAH EFENDİMİZ Teşrif eder
EY ZAMANIN PADİŞAHI ;;
EHLİ CENNET O YARDIM ETTİĞİN TALEBEDİR...
ONLARA YAPTIĞIN YARDIM SEBEBİ İLE SENDE EHLİ CENNETSİN
buyurur.
Padişahın gözüne günlerdir uyku girmiyor.
Zihnindeki soru beynini kemiriyor bir türlü uyuyamıyordu.
Kafasında dönüp duran soru
EHLİ CENNET KİMDİR
BEN EHLİ CENNETMÎYİM? cevapta bulamaz sorusuna.
Bir gece yarısı yine uykusuz odasında...
Aklına veziri gelir. Vezir çocukluk arkadaşı ve sır ortağı dır. Ona derdimi açayım bir cevap verir belki der gece yarısı veziri çağırtır.
Vezirler azl edileceği zaman gece çağrılırdı. Padişahtan haber gece yarısı gelince
vezir "Eyvah bir hata yaptım azl edileceğim" Düşüncesiyle hazırlanır huzura gelir.
Fakat vezir gelinceye kadar padişah derdini anlatmakdan vaz geçer.
Bu düşünceyi kalbime koyan Rabbim verecek cevabı der.
Vezir gelir
"Biraz sıkıntılıyım sarayın dışına çıkıp dolaşalım" der vezir rahatlar
Tabii sultanım çıkalım
Dolaşırken mezarlıktan semaya uzunan bir nur sutunu görürler.
Ne oluyor diye merakla giderlerki !
3 tane talebe oturmuş ders çalışıyor.
Padişah siz ne yapıyorsunuz burada deyince
Talebeler biz Şu Dergahın (Kur an kursunun ) talebeleriyiz kursumuzda kandillere koyduğumuz yağımız bitti. Bizimde ders çalışıp sabaha hocamıza dersimizi vermemiz lazım kandil yanmadığı için kurs karanlık ay ışığında ders çalısalım diye buraya geldik derler.
Padişah talebeleri alıp saraya getirir
dergaha aylarca yetecek zeytin yağı tenekeleri ile talebelere erzak koyar kendi gelirinden (Devlet hazinesinden değil)
Ve adamlarıyla veziriyle talebeleri dergaha gönderir.
Arkalarından gözden kayboluncaya kadar bakar odasının penceresinden.
Onlar gider günlerdir kapanmayan göz kapakları gönlünün huzur bulmasıyla kendiliğinden kapanır.
O anda
RASÜLÜLLAH EFENDİMİZ Teşrif eder
EY ZAMANIN PADİŞAHI ;;
EHLİ CENNET O YARDIM ETTİĞİN TALEBEDİR...
ONLARA YAPTIĞIN YARDIM SEBEBİ İLE SENDE EHLİ CENNETSİN
buyurur.
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz