Cennete İlk Girecek Kadın 3
YILBAŞI KUTLAMAK İmam-ı Rabbani (ks) şöyle bir hadiseyi naklediyor
İmam-ı Rabbani (ks) şöyle bir hadiseyi naklediyor;
“Bizim bir komşumuz vardı, Müslüman olmasına rağmen bazı yanlışları vardı. Vefat etmek üzereydi, komşuluk hakkı üzere beni çağırdılar. Gittim ve gördüm ki komadadır. Kendini kaybetmiş olarak onu gördüğümdendir ki teveccühte bulundum, mânevî bir yönelişle kendisine yanaştım. Kalbine nazar ettim (baktım), zifiri karanlık bulutlar çökmüş, iman nuru sönecek bir mum gibi kalmış olarak gördüm. Komşuluk hakkını mülâhaza ederek ne yapabileceğimi düşündüm. Karanlıkları dağıtmak amacıyla teveccüh ettim, dua ettim lakin zerre kadar karanlık açılmadı, dağılmadı. Bunu bir iki kere denedim ama fayda yok. Üçüncüde de olmayınca
‘Yâ Rabbi! Acaba bende mi bir kusur var bugün’ diye düşündüm.
‘Bu kadar Sana müracaat ettim ama hiçbir faydası olmadı’ diye niyâz ederken tam o esnada kalbime bir nida:
‘Ey İmam! Eğer sen bu teveccühlerini dağlara yapmış olsaydın, senin hürmetine ve teveccühün bereketine dağları yerinden sökerdim. Ama bu adamdan sen bir karanlık açamazsın, çünkü bunun karanlığı bazı amel noksanlıklarından değil, bazı günahları işlediğinden değil, dinsizlerin ve müşriklerin Hindu’ların şirk merâsimlerine katılmasındandır. Burada şirk vardır ve bu nedenle senin teveccühüne iltica edilmiyor’ diye bir ilham geldi.
O zaman Hindistan’da şirk bayramlarında boyalı, renkli pilav pişirip birbirlerine bunu hediye ediyorlarmış. Bu Müslüman adam da onlardan etkilenmiş aynı günde aynı şekilde pilav pişirip yiyor, dağıtıyor ve de kutluyormuş. İmâm-ı Rabbâni (k.s.) şöyle devam ediyor:
“En sonunda ümidimi kestim ve evime doğru yol aldım. Bir zaman sonra bana komşumun öldüğüne dair haber geldi. Ne yapacağımı düşündüm. Cenazesine gideyim mi? Gitmeyeyim mi? Bu konuda şüphede kaldım. Durum böyle olunca istihâre yapmaya karar verdim. İstihâremde buyruldu ki:
‘O kişinin zerre miktarda olsa îmanı mevcuttur ve bunun bereketiyle cehennemde ebedi kalmaktan kurtulacaktır cenazesine gidebilirsin’…” mesajı rüyamda bana ilham olundu…(Mektubat-ı İ. Rabbani 1/266.) Müceddid-i elf-i sani İmam-ı Rabbani hazretlerinin bu izahlarıyla, başka dine mensup olanların bayramlarını bayramımız kabul edip kutlamanın bize vereceği zararlar zahirdir (açıktır). Tefsire ihtiyacı olmasa gerek..
Cennete İlk Girecek Kadın 3
Cennete İlk Girecek Kadın
Bir gün Rasulallah (s.a.v) efendimiz kızı Hz. Fatıma' ya şöyle der ;
- Cennete giren ilk kadın kimdir biliyormusun ?
Hazreti Fatıma cevap verir ;
- Ey Fahr-i Kainat ben değilmiyim ?
Rasulallah efendimiz der ki ;
- Hayır, filan yerde filan evde bir kadın var o dur.
Hazreti Fatıma şöyle der ;
- Ne amel işlemektedir de cennete giren ilk kadın olacaktır
Rasuallah efendimiz cevaben git onu ziyaret et görürsün der. Hazreti Fatıma hazırlanıp o kadının evine gider. Kapıyı çalar çok çirkin bir ses ona cevap verir.
- Kimsiniz ?
Hazreti fatıma şöyle der ;
- Ben Fatıma.
- Hangi fatıma? Der kadın,
Hazreti Fatıma şu cevabı verir ;
- Rasualllah (s.a.v) in kızı Fatıma.
Kadın şöyle seslenir.
- Kusura bakma iki cihan serverinin kızı, Kocam şu an evde yok, kendisi benden başka kimseye Kapıyı açma dedi, Bende söz verdim açamam ey rasulllahın kızı. İstersen yarın gel başımın üstünde Yerin var sana canım kurban, O zamana kadar kocamdan izin alırım.
- Peki, Tamam.. der Hazreti Fatıma
Ertesi gün olur, Hazreti Fatıma yine o kadına giderken yanına Hazreti Hüseyin gelir, Beni de götür Der, Hazreti Fatıma oğlunu kıramaz ve tamam gel beraber gidelim der. O kadının evine gelirler Kapıyı çalar.
- Kimsiniz ? der kadın
Hazreti Fatıma cevap verir;
- Benim, Fatıma.
Kadın şöyle der,
- Ey cihan serverinin mübarek kızı yanında bir erkek çocuğunun sesi duyulur. Kimdir O ? der.
- Benim oğlum Hüseyindir. O da peşime takıldı gelmek istedi bende kıramadım. diye cevap verir Hazreti Fatıma.
Kadın Üzülerek şöyle der.
- Kusura bakma Ey Rasul kızı Hazreti Fatıma, Ben kocamdan sadece senin için izin istedim Oğlun Hüseyin için istemedim. Sen bugün git yarın gel o zaman Hüseyin içinde izin isterim.
- Peki, Tamam... Der Hazreti Fatıma. Evine döner.
Ertesi gün olur. Hazreti Fatıma ile Hazreti Hüseyin tam yola çıkacakken kardeşi Hazreti Hüseyini gören Hazreti Hasan ağlamaya başlar beni de götürün der, Hazreti Fatıma oğlunun bu isteğini kıramaz ve Onu da yanına alır ve yola çıkarlar.
Kadının evine gelirler. Kapıyı çalar ve yine o çirkin kadın sesi cevap verir.
- Kimsiniz ?
- Ben Fatıma. der
- Yanında kim var Ya Rasulallahın Kızı Fatıma
- Oğlum Hüseyin var birde Hasan var, Hüseyini gelirken gördü ağladı, gelmek istedi bende kıramadım.
Kadın Üzülerek cevap verir ;
- Kusura bakma Ya Rasul kızı Fatıma ben kocamdan sadece sen ve oğlun Hüseyin için izin aldım Hasan için Almadım yarın gel kocamdan Hasan içinde izin alayım. der
Hazreti Fatıma ;
- Peki, Tamam der..
Ertesi gün olur. Hazreti Fatıma, Hazreti Hasan ile Hüseyini yanına alarak o kadının evine giderler. Kapıyı Çalarlar
- Kimsiniz ? der kadın.
- Ben Fatıma.
- Yanında Hazreti Hüseyin Ve Hazreti Hasan' dan başka biri var mı Ya Rasul Kızı Fatıma.
- Hayır yok. der Hazreti Fatıma
Ve kapıyı açılır, Kapıyı açan o kadar güzel bir kadındır ki yüzünden nurlar akıyor. Çok güzel örtünmüş Çok güzel bir kadın. Ağzını açar ve bir misket büyüklüğünde taşa benzeyen bir cisim çıkarır ve ;
- Hoşgeldin Sefa getirdin Ey Rasulallahın kızı Fatıma. der
Hazreti Fatıma ilk olarak kocasına olan itikatını beğenir. Ve Şöyle der.
- Üç gündür Kimsiniz diyen yaşlı kadın senmisin ? der
- Hayır. Der kadın.
- Peki o yaşlı kadın kimdi ?
- Yaşlı kadın yoktu Ya Rasuallahın Kızı Fatıma, ağzımda taş vardı o yüzden sesimi değiştirdim
- Peki neden değiştirdin, der Hazreti Fatıma
Kadın Şu Cevabı verir.
- Belki sesimi duyupta yoldan geçen bir erkek şehvetlenir, Kötü amel işler diye değiştirdim Ya Hazreti Fatıma
Bir gün Rasulallah (s.a.v) efendimiz kızı Hz. Fatıma' ya şöyle der ;
- Cennete giren ilk kadın kimdir biliyormusun ?
Hazreti Fatıma cevap verir ;
- Ey Fahr-i Kainat ben değilmiyim ?
Rasulallah efendimiz der ki ;
- Hayır, filan yerde filan evde bir kadın var o dur.
Hazreti Fatıma şöyle der ;
- Ne amel işlemektedir de cennete giren ilk kadın olacaktır
Rasuallah efendimiz cevaben git onu ziyaret et görürsün der. Hazreti Fatıma hazırlanıp o kadının evine gider. Kapıyı çalar çok çirkin bir ses ona cevap verir.
- Kimsiniz ?
Hazreti fatıma şöyle der ;
- Ben Fatıma.
- Hangi fatıma? Der kadın,
Hazreti Fatıma şu cevabı verir ;
- Rasualllah (s.a.v) in kızı Fatıma.
Kadın şöyle seslenir.
- Kusura bakma iki cihan serverinin kızı, Kocam şu an evde yok, kendisi benden başka kimseye Kapıyı açma dedi, Bende söz verdim açamam ey rasulllahın kızı. İstersen yarın gel başımın üstünde Yerin var sana canım kurban, O zamana kadar kocamdan izin alırım.
- Peki, Tamam.. der Hazreti Fatıma
Ertesi gün olur, Hazreti Fatıma yine o kadına giderken yanına Hazreti Hüseyin gelir, Beni de götür Der, Hazreti Fatıma oğlunu kıramaz ve tamam gel beraber gidelim der. O kadının evine gelirler Kapıyı çalar.
- Kimsiniz ? der kadın
Hazreti Fatıma cevap verir;
- Benim, Fatıma.
Kadın şöyle der,
- Ey cihan serverinin mübarek kızı yanında bir erkek çocuğunun sesi duyulur. Kimdir O ? der.
- Benim oğlum Hüseyindir. O da peşime takıldı gelmek istedi bende kıramadım. diye cevap verir Hazreti Fatıma.
Kadın Üzülerek şöyle der.
- Kusura bakma Ey Rasul kızı Hazreti Fatıma, Ben kocamdan sadece senin için izin istedim Oğlun Hüseyin için istemedim. Sen bugün git yarın gel o zaman Hüseyin içinde izin isterim.
- Peki, Tamam... Der Hazreti Fatıma. Evine döner.
Ertesi gün olur. Hazreti Fatıma ile Hazreti Hüseyin tam yola çıkacakken kardeşi Hazreti Hüseyini gören Hazreti Hasan ağlamaya başlar beni de götürün der, Hazreti Fatıma oğlunun bu isteğini kıramaz ve Onu da yanına alır ve yola çıkarlar.
Kadının evine gelirler. Kapıyı çalar ve yine o çirkin kadın sesi cevap verir.
- Kimsiniz ?
- Ben Fatıma. der
- Yanında kim var Ya Rasulallahın Kızı Fatıma
- Oğlum Hüseyin var birde Hasan var, Hüseyini gelirken gördü ağladı, gelmek istedi bende kıramadım.
Kadın Üzülerek cevap verir ;
- Kusura bakma Ya Rasul kızı Fatıma ben kocamdan sadece sen ve oğlun Hüseyin için izin aldım Hasan için Almadım yarın gel kocamdan Hasan içinde izin alayım. der
Hazreti Fatıma ;
- Peki, Tamam der..
Ertesi gün olur. Hazreti Fatıma, Hazreti Hasan ile Hüseyini yanına alarak o kadının evine giderler. Kapıyı Çalarlar
- Kimsiniz ? der kadın.
- Ben Fatıma.
- Yanında Hazreti Hüseyin Ve Hazreti Hasan' dan başka biri var mı Ya Rasul Kızı Fatıma.
- Hayır yok. der Hazreti Fatıma
Ve kapıyı açılır, Kapıyı açan o kadar güzel bir kadındır ki yüzünden nurlar akıyor. Çok güzel örtünmüş Çok güzel bir kadın. Ağzını açar ve bir misket büyüklüğünde taşa benzeyen bir cisim çıkarır ve ;
- Hoşgeldin Sefa getirdin Ey Rasulallahın kızı Fatıma. der
Hazreti Fatıma ilk olarak kocasına olan itikatını beğenir. Ve Şöyle der.
- Üç gündür Kimsiniz diyen yaşlı kadın senmisin ? der
- Hayır. Der kadın.
- Peki o yaşlı kadın kimdi ?
- Yaşlı kadın yoktu Ya Rasuallahın Kızı Fatıma, ağzımda taş vardı o yüzden sesimi değiştirdim
- Peki neden değiştirdin, der Hazreti Fatıma
Kadın Şu Cevabı verir.
- Belki sesimi duyupta yoldan geçen bir erkek şehvetlenir, Kötü amel işler diye değiştirdim Ya Hazreti Fatıma
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz