RUKYE İLE TEDAVİ NEDİR?

[Admin]

RUKYE İLE TEDAVİ NEDİR?

• Tıbbı Nebevi’de uzman İbn-i Kayyım El-Cevzi anlatıyor, Peygamberimiz şikayet ediyor ve benim kavmim bu Kur’an’ı bıraktı (terk etti) Kuranı 5 şekilde terk etti:
1. Okuma hususunda, 2. Düşünmeyi terk etti,3. Amel etmeyi terk etti, 4. Hükmetme konusunda terk etti,5. Şifa talep etmeyi terk etti.
• Bütün Geleneksel Tıp kitaplarında, İbn-i Sina tıbbında, Peygamberimizin sünneti olan Nefesle tedavi bölümü vardır.
• Rukye, okuyarak tedavi etmektir. Ayeti kerimede geçen “Var mı bir okuyucu?” yani “ve gile men rag!” ayetindeki “rag” okuma demektir, “Raki” okuyan kişi demektir, rukyeci ise yine Türkçe okuyarak tedavi eden kişi anlamına gelir.
• Ebu Davud’a göre, bir kadının çocuğunda delilik var ve Efendimiz eliyle alnını tutup Fatiha, Bakara, Müminun surelerinden okuyor ve eliyle sırtına vurarak “uhruc ya aduvvallah ene Rasulullah!” yani “çık! Ey Allah’ın Düşmanı, ben Allah’ın Rasulüyüm” buyuruyor. Daha sonra çocuk kusar gibi oldu, ağzından bir şey çıktı, çünkü okurken vurduğunda acıyı cin çekiyor ve çıkıyor.
• Rukye ile tedavi, İslam’dan önce de vardı, Hristiyanlarda da vardı. Sahabeler, biz daha önce de rukye yapardık, Efendimize arz edelim diyorlar, Peygamberimiz bizzat kendisi de rukye ile tedavi ediyor ve tedavi oluyor. Zira kendisine büyü yapıldığında, 2 gün boyunca büyünün etkisinden kurtulamıyor ve sürekli gusül almak istiyor, Cibril geliyor ve kendisine Kuran ayetlerini okuyarak rukye yapıyor.
• Buhari ve Müslim’de geçen bir rivayete göre, sahabe efendilerimizden biri, bir kavimde hasta olan birini görünce onu rukye ile tedavi edebileceğini söylüyor. Fakat karşılığında 30 koyununuzu alırım diyor. Hasta sahipleri kabul ediyor ve sahabe hastaya Fatiha Suresini okuyor, dua edip rukye yapıyor. Hasta iyileşince de anlaştığı gibi koyunlarını alıyor. Fakat sonra içine bir şüphe düşüyor ve ayette geçen “ayetlerimizi ucuz bir fiyata sattılar (semenan galila) ayetinin kendisini kapsayıp kapsamadığını öğrenmek için bu durumu Efendimize arzediyor. Ya Rasulallah, ben falanca kişiye rukye yaptım ve Fatia-yı Şerife vesilesiyle iyileşmesini sağladım, karşılığında da 30koyun aldım. Acaba bu koyunlar bana helal olur mu? Diye sorunca Efendimiz gülümseyerk; -Sen Fatiha’nın bir şifa olduğunu nereden bildin? Diye cevap veriyor ve ekliyor; “-Vallahi ben de koyunlardan payımı isterim…” Sahabe aslında bilmiyordu fakat Kuran’ın umum olarak şifa olduğunu biliyorlardı. Gerçekten Fatiha rukye ve şifa ayetidir. Bu hadisten rukye ile tedavi yapan rukyecilerin bu işlem karşılığında belli bir miktar almalarının caiz olduğunu anlıyoruz.
• Osmanlı döneminde rukye odaları vardı ve özellikle bitkisel hayata girmiş kimselere, felçlilere ihya ayetlerini okurlardı. İçinde “feahyakum”, “ahya ve yumitu” tarzında kelime geçen ayetler, canlandırma ayetleridir. Örneğin bir tarafı felçli bir hastamız vardı, musallat olan cin, bir damarı tutmuş, adam felç olmuştu. Biz ona rukye yaptık, uzun okumalar ve tedavi sonucunda cin oradan çıktı gitti ve adam eskisi gibi yürümeye başladı biiznillah! Bir de şunu unutmayalım, şifayı veren Cenab-ı Hak’tır, o dirilten ve öldürendir, rukye de bir vesiledir, kesinlikle şifayı rukyeciden veya ayetlerden beklememek gerekir. Fakat bize öğretilen tıbbı nebeviden gelen şifa aramanın helal ve en güzel yollarından biri rukye yapmaktır. Zira şu anda modern tıb çare bulamadığı herşeyi psikolojik veya sinirsel olarak nitelendirmektedir. Aslında bu tür hastalıkların şifası Allah’ın izniyle rukye iledir. Bugün psikiyatri servislerinde bulunan hastaları rukye ile tedavi etsekbir çoğunun iyileşeceğini görürüz. Özellikle sara, şizofren, panik atak, bipolar tarzı hastalıkların yüzde doksan tedavisi rukye ile mümkündür çünkü musallat olan cin kaynaklıdır.
• Peygamberimiz, hasta olan sahabelere doktora gidin, iyisini araştırın fakat rukye de vardır diye tavsiyede bulunuyor. Çünkü ayetler bir şifa vesilesidir. Örneğin ünlü bir Arap göz doktoru, Yusuf Suresini okurken oradaki bir ayetten esinlenerek kataraktı çözüyor. “Şu benim gömleğimi babama götür, gözlerinin açılmasına vesile olacaktır.” Buyuruyor Hazreti Yusuf. Ve doktor düşünüyor, o gömlekte ne olabilirdi? Elbette kişinin göleğinde olsa olsa ter olur. Demek ki insan teri katarakta iyi gelir diyerek bir araştırma yapıyor ve ağlamaktan gözüne perde inmiş gibi katarakt olan insanların gözlerinin yüzde yüz açılmasına vesile oluyor. Demek ki içinde “ayn” geçen göz ayetlerini okumak, kişinin gözleri için bir şifadır biiznillah.
• Kur’an-ı Kerim’de; “Rahmanın zikrinden yüz çevirenlere bir şeytan musallat ederiz, o ona arkadaş olur.” Buyuruluyor. Demek ki Psikolojik hastalıkların yüzde yüz tedavisi Kur’an ve rukye ile mümkündür.
• Efendimiz buyuruyor ki; “-Şeytan, kanın damarda gezdiği gibi gezer.”
• Ayette geçen “şeytanın dokunup çarptığı gibi” ifadesi sara hastalığını anlatır. Sara hastalığının iki türü mevcuttur. Birinde cin çarpmasına maruz kalınmıştır, tedavisi Allah’ın izniyle rukye ile mümkündür. Diğeri ise tıp kaynaklı olup beyindeki damarların kısa devre yapması ile ilgilidir.
• Peki rukye ne yapıyor? Okunan ayetler vesilesiyle bünyeye yerleşmiş olan, ister nazar ve hased, ister yedirilip içirilen veya yapılan sihir ve büyü, isterse kişiye aşık veya musallat olan ne kadar cin varsa Kuran-ı Kerim okununca hepsi yanar. Rukyeci önce cinleri uyarır, Allah’a imana ve musallat olduğu bedenden çıkmaya davet eder, eğer kabul etmezse de bıkıp da çıkana kadar ayet okuyarak cinin ya çıkmasını veya da yanıp tükenmesini sağlar.
• Efendimiz; “Doğrusu bu insanoğlu cinlerden çok çekmiştir.” Buyuruyor, evet günümüzde harama helale dikkat edilmediği için, insanlar çok günah işlediklerinden dolayı bakışları ve kalpleri kirlendiği için hased ve nazarları çok keskinleşmiştir. Her ne kadar gün yüzüne çıkarılmasa da iman eksikliğinden dolayı üfürükçülere, bakımcılara, yalancı hocalara itimat çok fazla ve büyü yaptırma oldukça yaygın hale gelmiştir.
• Ayrıca kişi kestiği tırnaklarını ve dökülen saçlarını toprağa gömmez, etrafa sıçratır, yakar, klozete atar ise veya yatak odasında oturma odasında ayna bolca suret fotoğraf bulundurur ise hele de eşiyle birlikte olurken üzerinde bir örtü olmaz da ayna da var ise o kişiye birinin büyü yaptırmasına gerek yoktur, zaten direk cinler musallat olacak, evde bereket kalmayacak, psikolojik rahatsızlıklar nüksedecek ve geçimsizlik baş gösterecektir.
• Kişinin üzerinde cin musallatı olduğunun belirtileri nelerdir?
Ruh, bedenin şöförü gibidir, cin musallat oldu mu bir arabada iki şöför varmış gibi olur. Uyku sorunu olan çocuklarda veya insanlarda büyük ihtimalle musallatlık oluyor. Çünkü cinler gündüz uyur gece uyumazlar. Eğer geceleri bir şekilde uyumuyor veya uyuyamıyorsanız şüphelenmeniz gerekir. Sabah uyandığınızda çok yorgun uyanıyorsanız, eklemlerinizde sürekli dolanan bir ağrı varsa, vücudunuzun bir yerinde uyuşma, karıncalanma oluyorsa üzerinizde muhakkak bir musallatlık var demektir. Eğer yedirilip içirilmiş bir şey varsa kişide mide sorunları, aşırı şişkinlik oluşur. Çünkü Sihir, insanın anatomisini bozar. Rukye ayetlerini dinlerseniz vücudunuzda mutlaka bir tepki oluşturur. İlkinde tepki vermemek için uğraşır belki hafif şeyler hissedersiniz fakat devam ettiğiniz taktirde bu tepkinin belirginleştiğini hissedersiniz. (tecrübeyle sabit) Bir de üzerinde musallat olan insan bu konular konuşulduğunda rahatsız olur, korkar ve dinlemek izlemek istemez.
• Eğer kendinizde bazı hislerininiz gelişmiş olduğunu sanıyorsanız, uyku ile uyanıklık arasında sıçrayarak uyanıyorsanız, özellikle rüyada cinsel içerikli şeyler görüyorsanız, bayanlar yakışıklı erkeklerle erkekler de güzel bayanlarla birlikte olduğunu görüyorsa bilin ki size musallat olan aşık bir cin vardır! Böyle kişilerin şehevi duyguları oldukça yüksektir fakat eşlerine karşı isteksizdirler. Eğer eşiniz yanınızda değilken onu özlüyor fakat yanınızdayken odan gıcık alıyorsanız bilin ki size aşık bir cin musallat olmuştur! Bu tarz vakaların sebepleri, kişilerin fiziksel özelliklerinin güzel olması, çıplak uyumak veya ahlaka aykırı şeyler izlemiş olmak olabilir.
• Aşık cinlere soruyoruz, neden kendi cinslerinizle birlikte olmuyorsunuz? Diye, bizim erkeklerimiz bizi beğenmiyor, onlar sizin kadınlarınıza gidiyor biz de erkeklerinize musallat oluyoruz diyorlar. İmanlı cinler insanlarla uğraşmazlar, bunlar imansız olan cinlerin yaptığı şerli işlerdir. Efendimiz cinlere hitaben; “Doğrusu insanoğlu sizin elinizden çok çekti.” buyuruyor.
• Bekar olan insanların görünürde hiçbir sebep olmamasına rağmen evlenememesinin, cinsel rahatsızlıkların, bazen çocuk olmaması veya olup da sürekli düşmesi, özellikle vajinismus’un sebebi cin musallatıdır. Vajinismus hastalığının üç sebebi vardır; biri yapılan sihir, diğeri aşık cinin musallat olması veya psikolojiktir. Fakat Kuran tüm hastalıklara bir şifadır.
• Sürekli çocuk düşüyorsa “sebbit” (sabit kıl) ayetlerinin okunması gerekir.
• Üzerine sihir yapılmış olan kişi, rukye ayetleri okunduğu zaman midesinde bir hareketlilik hisseder ve genelde kusar. Eğer sihir kişi üzerinde tekrar edilmiş veya uzunca bir süredir yapılmış ve hiçbir müdahale edilmemişse yani yer etmişse tedavi etmek daha zordur. Fakat sihre uğrayana Allah yardım eder, kişi genelde bunu rüyasında görür. Sihir toprağa kabre yapılmışsa sürekli rüyasında ölü kabir görür bir şekilde ölülerle irtibat kurar. suya yapılıp içirilmişse sürekli rüyasında su ve yüzdüğünü görür. Havaya yapılıp okunup üflenmişse sürekli rüyasında uçtuğunu görür. Küçük çocuklara genelde sihir yoluyla anneden intikal eder, çocuğa direk cin musallat olmaz, onları akıl baliğ olana kadar melekler korur fakat anne babaya yapılmış olan bir şey varsa bu çocuğa intikal eder.
• Kişi üzerinde nazar olduğunu nasıl anlar?
Nazar ve hased olduğunda, kişi bulunduğu ortamda ağırlaşır, omuzlarında bir ağırlık oluşur, çöker, uykusu gelir. Bunu yenmenin en güzel yolu abdest almaktır. Abdestsiz dolaşmamaya gayret göstermeliyiz. Çünkü Habis ruhlu, pis nefisli bir insanın sadece sizi görmesi gerekmez, düşüncesi veya arkanızdan konuşması bile etki eder, bu açıdan abdest kalkan gibidir. Ama cin görmeden ased gelmeden önce abdestli olmalıyız, Efendimiz buyuruyor ki; “Olgun mü’minden başkası abdestli yatmaz.” Yatmadan önce 33 Subhanallah, 33 Elhamdülillah, 33 Allahu Ekber ve Amenerrasulü okumak sevap olarak da korunma olarak yeter buyuruyor Peygamberimiz.
• “Cin” kelimesi, Cenab-ı Hakkın koyduğu bir isimdir ve bu ismi üç harfli diyerek değiştirmek İbn-i Teymiyye’ye göre bid’attır. Biz üç harfli de desek beş harfli de desek cin cindir ve adının anılıp anılmaması onun varlığına veya yokluğuna tesir etmez.
• Bu güne kadar üzerine rukye ayetlerini okuduğumuz 98 hastanın 88’i rukyeye cevap vermiştir.
• Peki insanlar da cinlere musallat olur mu? Evet olur. Bazen ruh çağırma seanslarıyla cinleri çağırıyorlar, cine soruyoruz, niye musallat oldun diye, çağırdı geldim diyor. ve yine bir ayet-i kerimede geçiyor; “İnsanların bazıları cinlere sığınırlardı da cinlerin azgınlıklarını artırırlardı…” ve yine bir ayette; “İnsanlar ve cinler bir araya gelir ve biz birbirimizden faydalanırdık. derler..”
• Peki neden rukye hastaneleri yok? Biliyorsunuz tıbbın çözemediği her şey psikolojiktir. Bakırköy’de müzikle tedavi var da neden rukye ile tedavi merkezleri yok? Oysa şizofren, panik atak bipolar sara tarzı psikolojik rahatsızlıkların en güzel tedavisi rukye ile mümkündür. Örneğin son dönemde çokça görülen Alzhimer, vücuda ekstra giren bir şey varsa oluşur.
• Cinler çok vesvese verir, okurken de verirler. Ahmed b. Hanbel aynı zamanda çok iyi bir rukyecidir. Zamanında sarayda bir kadın saradan dolayı hasta oluyor ve Ahmed. b. Hanbel değil kendisi gitmek terliğini gönderiyor ve o cine söyleyin o bedenden çıksın yoksa Ahmed b. Hanbel seni takunyasıyla dövecekmiş deyin diye haber gönderiyor ve cin bunu duyar duymaz “Vallahi tamam, çıkıyorum, Ahmed b. Hanbel Allah’tan korkar biz de Ondan korkarız. O Allah’a itaat ederdi biz de ona itaat ederiz.” diyerek çıkıyor. Ahmed b. Hanbel vefat ettikten sonra cin o kadına yeniden musallat oluyor ve yine terliğini götürüp uyarıyorlar, cin bu sefer çıkmam diyor! Çünkü artık Ahmed b.Hanbel yok ve onun gibi yaşayan da yok diyor. yani rukye yapan kişinin iman gücü, ibadet ve itaati çok önemlidir.
• İman ve ihlas dolu kalbe giren cin yanar. İbn-i Müfli diyor ki; cinlerden biri iman dolu bir kalbe girdi ve darma duman oldu…
• Efendimiz buyuruyor ki; “Ey cin topluluğu; siz gerçekten insanlara çok etiniz.”
• Aslolan şey, rukyecinin değil kişinin kendisini tedavi etmesidir. İbn-i Kayyım; “Hac yolculuğunda hastalandım, zemzem ve rukye ile tedavi ettim.” Diyor. Rukyeci ilk okuma ile kişinin hastalığını teşhis eder ve belli bir periyodda tedavi verir. Tedaviyi uygulamak hastaya düşer, Şifayı veren ise Allah’tır.
• Dişi cinlere “peri” denir.
• Son dönem meşhur olan “İllimünate”yi ne yazık ki cinler yönetmektedir. Hatta uzaylılar tarikati bile kurulmuştur. Uzaylı olarak adlandırılan varlıklar cinlerdir. Bir çok uzay filmi cinlerden esinlenmiştir. Örneğin bir genç asta, Lady Gaga’nin şarkılarıyla cinlenmiştir. Şarkıda geçen Tevrat ayetleri ve başka türlü telkinler genç üzerinde büyü etkisi yapmıştır.
• Her hacamatçı rukye ilmini bilmelidir. Zira sihir insanın aklını götürür ve baştan yapılan hacamat çok iyi gelir. Hatta hacamatın kişi üzerinde bulunan kırk yıllık sihir büyü veya nazarı dahi dışarı attığı rivayet edilmektedir. Çünkü hacamat cine zarar verir ve süfli varlıklar hacamattan, kesici aletten çok korkarlar. Hacamat yaparken rukye ayetlerini açıp dinleyin.
• Diyelim ki sihir, büyü veya hased neticesinde bir musallatlık yaşadınız, rukyeci okudu, teşhis etti, tedavi oldunuz ve cin ya çıkıp gitti veya yandı bitti, yeniden musallatlık yaşamak istemiyoruz ne yapacağız? Kesinlikle kulluğumuza sımsıkı sarılacağız ve günahlardan içtinab edeceğiz inşallah.
• Rabbim cümlemizi insi ve cinni her türlü şerlilerin şerrinden emin eylesin amin.