Allah’ın himayesinde olmak istiyor musunuz?Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyuruyor
Şüpheliden sakınmak gerekir
Allah Tealâ haram ve helâlin yanında şüpheliyi de yaratmıştır. Şüpheliden sakınmak gerekir. Şüphelilerden sakınan namusunu, ırzını, dinini, her şeyini korumuş olmakla yükseklerin yükseğine yükselir. Demek ki Allah’a kavuşmanın, diğer bir tabirle veli olmanın başlangıcı şüpheliden sakınmaktır.
Şüphelinin harama götürebileceği göz önüne alınarak çok dikkatli olmalıdır. Günümüzde pek çok şüpheli mesele vardır ki, müslümanların onları helâl kabul etmesinden korkulur.
Habib-i Hüda s.a.v. hadis-i şerifte buyurur ki:
“Helâl ve haram bellidir. Bir de ikisinin arasında şüpheliler vardır. İnsanlardan birçoğu şüphelileri bilmez. Kim şüpheliden sakınırsa, muhakkak o dinini ve haysiyetini temizlemiştir. Sakınmayan harama düşer.”
Şüphelileri terk etmek kulun imanını kâmil eder. Şüphelileri terk etmeyen şeytanın tuzağına düşer, harama yaklaşır. Haramın küçüğüne yaklaşan kişi, eğer bunu önemsemezse büyük günahlara girer. Böylece kendi kalbini ifsat eder ve cehenneme müstehak olur.
Allah’ın himayesinde olmak istiyor musunuz?Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyuruyor
Allah’ın himayesinde olmak istiyor musunuz?
Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyuruyor: “Allah yedi kimseyi, kendi rahmet gölgesinden başka sığınak olmayan kıyamet gününde, kendi rahmet gölgesi altında himaye buyuracaktır. (İlki) âdil imam, (ikincisi) ömrünü ibadet neş’esi içinde geçiren genç, (üçüncüsü) mescitlere dilbeste olan kimse, (dördüncüsü) Allah için birbirini sevip, Allah için bir araya gelen ve Allah için birbirinden ayrılan iki insandan her biri, (beşincisi) makam ve cemal sahibi bir kadının talebi anında (nefsine başkaldırıp) “Ben Allah’tan korkarım.” diyen adam, (altıncısı) solundakine infak ettiği şeyden, sağındaki bir şey hissetmeyecek şekilde sadakasını gizli eda eden, (yedincisi) yapayalnızken Allah’ı anıp da gözleri yaşlarla dolan.” (Buhari, Ezan, 36; Müslim, Zekat, 91)
Kimsenin kimseye destek olamayacağı, himaye ve iltimasların bir işe yaramayacağı, seslerin kesildiği, canların gelip gırtlaklara dayandığı, başların dönüp bakışların bulandığı o dehşetli günde tek sığınak vardır; o da Allah’ın himâyesinin gölgesidir. bu gölgeden yararlanacak kimseler hadis-i şerife göre şunlardır:
1. Dünyada sorumluluğunun şuurunda olan ve uhdesine aldığı emânetlere riâyetle hak, adalet ve istikâmeti temsil eden lider ve devlet reisi.
2. Nefsânîliğin en azgın olduğu dönemlerde, bedenî ve cismanî arzularına rağmen, kendini Hakk’a kulluğa adamış delikanlı.
3. Kulluk arzusu ve neşvesi, cismânî isteklerinin önünde ve kalbi sürekli mescitlerde atan ibâdet eri.
4. Birbirlerini Allah için seven, bir araya geldiklerinde Allah için bir araya gelen, ayrılırken de Allah için ayrılan, Hak rızasını, Hak sevgisini mihrâb edinmiş muhabbet fedâileri.
5. İffet ve ismetini muhafazada fevkalâde hassas, şehevânî isteklerine karşı alabildiğine kararlı ve nefsin fena tekliflerini, “Ben Allah’tan korkarım.” düşünce ve çığlıklarıyla savabilen babayiğit.
6. Allah’a karşı sadâkat ve vefâsının remzi olarak, dişinden, tırnağından artırıp, Hak rızâsı için infak ettiği malını, kıskançlığa varan bir ruh hâletiyle, Allah’tan başka kimsenin bilmesini arzu etmeyen, hem öyle etmeyen ki, sağına infak ettiğini solundakinden saklamaya çalışan ihlâs ve civanmertlik kahramanı.
7. Yalnızlık anlarını tefekkür ve murâkabe ile buudlaştıran, yer yer gönlünde bestelediği duygularını gözyaşlarıyla seslendiren, her zaman irâde gücünü Allah’tan alan ve bu bir dalgakıran mahiyetindeki o müthiş irâdesiyle günaha girme arzularını kırıp darmadağınık eden his ve gönül erleridir.
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz