CÂHİLLERİN ALÂMETLERİ
1 sayfadaki 1 sayfası
Cebrail a.s. peygamber Efendimiz’e Şem’un-el gazi adında birini anlatıp dedi ki
Cebrail a.s. peygamber Efendimiz’e Şem’un-el gazi adında birini anlatıp dedi ki; – O kâfirlerle 1000 ay savaştı. Onun silahı devenin çene kemiği idi. Başka silahı yoktu. Her ne zaman bu çene kemiği ile kâfirlere vuracak olsaydı, sayısız kâfir öldürürdü. Her ne zaman susayacak olsa devenin dişleri arasından tarlı su çıkardı. Ondan içerdi. Acıktığı zaman oradan et biterdi. Onu yerdi. Onun hemen her günlük yiyeceği buydu, işi de savaşıp gazi olmaktı. Böylece ömrü 1000 ayı buldu.(83 yıl 4 ay) .Kâfirler onun elinden bizar oldular. Başa çıkamayacaklarını anlayınca onun kadınına başvurdular. O kadın kâfir bir kadındı. Kendisine şöyle dediler; – Eğer sen kocanı öldürecek olursan sana çokça mal vereceğiz. Kadın; – Ben onu öldüremem. Gücüm yetmez. Dedi. Dediler ki; – Biz sana ip verelim, sen onun ellerini ayaklarını uyurken bağla. Bizde onu öldürelim. Kadında Şem’un uykudayken, ellerini ayaklarını o iple sıkı sıkı bağladı. Şem’un uyandığı zaman sordu .– Beni kim bağladı? Kadın; – Ben bağladım ki senin kuvvetini deneyeyim dedi. Şem’un elini şöyle bir gerdi ipleri parça parça etti. Bundan sonra kâfirler zincir getirdiler. Kadını da onu zincirle bağladı. Şem’un uyandığı zaman sordu;-beni kim bağladı? Kadın; -ben bağladım ki senin kuvvetini deneyeyim dedi. Şem’un elini şöyle bir gerdi. Zinciri parça parça etti. Sonra şem un şöyle dedi. – Ey kadınım! Ben Allah’ın veli kullarından biriyim. Dünyalık işlerden hiç biri beni alt edemez şu saçım müstesna. Ben ancak onunla bağlanabilirim. Şem unun uzunca saçı vardı. Kadın onun dediğini duydu. Şem un uyuduğu zaman kadın onun saç örgülerini kesti. Şem un’un saç örgüleri 8 bölüktü. Hepsini de kesti. O saç örgüleri o kadar uzundu ki salındığı zaman yere değerdi. Kadın o saç örgülerinin 4 bölüğü ile ellerini bağladı, 4 bölüğü ile de ayaklarını. Bu sırada şem un yine uykudaydı. Uyanınca sordu; – Beni kim bağladı? Kadın yine .– Ben bağladım ki senin kuvvetini deneyeyim, dedi. Şem’un kollarını çok gerdi fakat saç tellerini koparmaya bir türlü gücü yetmedi. Bunun üzerine o kâfir olan kadın, kendi gibi kâfirlere durumu bildirdi. Onlarda gelip şem un’u mezbahalarına götürdüler. Orada bir direk vardı. Şem’un’u o direğe bağladılar. Önce kulaklarını kestiler, gözlerini oydular, dudaklarını kesip dilini kopardılar. Ellerini ayaklarını da parçalayıp vücudundan ayırdılar. Hepsi o yerde toplu halde idiler. Yüce Allah şem un’a vahiy yolu ile sordu; .– Bunlara ne yapmamı istiyorsun? Şem’un dedi ki; – Bana öyle bir kuvvet vermeni istiyorum ki, bu yerin direğini yerinden oynatayım, burası onların üzerine çöksün. Yüce Allah ona istediği kuvveti verdi. Bundan sonra şem un 1000 ay Allah’a ibadet etti. Geceleri namaz kıldı. Gündüzleri oruç tuttu. Allah yolunda kılıç salladı. Ömrünü bu yolda tüketti. Rasülullahın ashabı bu haberi duyunca ağladılar. Şem’un’un durumunu arzuladılar dediler ki; – Ya Rasulallah! Şem’un’un sevabını biliyor musun? Peygamber efendimiz; – Bilemiyorum. Buyurunca peşinden Cenab-ı Hakk Cebrail a.s. vasıtası ile bu sureyi gönderdi ve buyurdu ki;– Ya Muhammed sana ümmetine kadir gecesini verdim. O gecede edilecek ibadet, Şem’un’un 1000 aylık ibadetinden fazilet itibarıyla daha ileridir. Bazı rivayetlerde de Hz. Allah .– Ya Muhammed! Kadir gecesinde kılınacak 2 rekât namaz senin için, ümmetin için, İsrailoğulları zamanında 1000 ay düşmana kılıç çalmaktan daha hayırlıdır. (dürretül vaizin 1165-1167)
CÂHİLLERİN ALÂMETLERİ
CÂHİLLERİN ALÂMETLERİ
Altı haslet vardır ki, câhiller onlarla bilinir:
Kızmayı îcâb ettiren ciddî, meşrû bir şey yokken öfkelenmek. Yani, karşılaştığı her kötülükten dolayı insanlara, hayvanlara ve her şeye kızmaktır ki bu, cehâlet alâmetidir.
Faydasız ve boş konuşmak. Akıllı insana, faydasız sözler söylememek, dünyasına veya âhiretine faydalı olacak sözleri söylemek yakışır.
Malını boş yere harcamak. Yani, malını bir ecir ve sevap elde edemeyeceği yere harcamak.
Herkesin yanında sırrını ifşâ etmek.
Her insana güvenmek.
Dostunu, düşmandan ayıramamak. Yani, kişinin dostunu bilip, ona itâat etmesi, düşmanını da bilip, ondan kaçınması gerekir. En büyük düşman şeytandır. Onun emirlerine asla itâat etmemek lâzımdır. (Tenbîhü’l-Gâfilin
Similar topics
» KIYAMET ALAMETLERİ 1
» NAZAR VE HASED İSABET ETMİŞ OLAN EVİN ALAMETLERİ
» Allah Korkusunun Alametleri
» İmâm-ı Birgivî'den Kıyâmet Alâmetleri
» İmâm-ı Birgivî’den Kıyâmet Alâmetleri
» NAZAR VE HASED İSABET ETMİŞ OLAN EVİN ALAMETLERİ
» Allah Korkusunun Alametleri
» İmâm-ı Birgivî'den Kıyâmet Alâmetleri
» İmâm-ı Birgivî’den Kıyâmet Alâmetleri
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz