baba oğul
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TÜRKÇE 4.SINIF

Aşağa gitmek

TÜRKÇE 4.SINIF Empty Türkçede de eki nasıl yazılır?

Mesaj  Admin Perş. Mart 12, 2020 10:54 am


Ödev
İngilizce ve Din Kültürü sınavlarına çalış.
Test kitabından testler çöz.
Eba ve morpakampüs.com ten ders dinle.
Üç adet kitap oku.Bir tanesinin özetini yaz.
okulistik.com dan ders dinle.
Türkçede de eki nasıl yazılır?

Türkçede Pekiştirme
Türkçede pekiştirme anlamı çeşitli şekillerde yapılır.
1. Sözcüğün ilk ünlüsüne kadar olan kısım, başa alınıp “m, p, r, s” seslerinden uygun olanı seçilir.
♦ Apaçık, pespembe, bembeyaz, tertemiz.

Kimi örneklerde başka seslerin de türediği görülür.
♦ Sapasağlam, yapayalnız, çırılçıplak, güpegündüz, düpedüz…
Not: Pekiştirmeli kelimeler her  zaman  bitişik yazılır.
2. İkileme yoluyla
♦ Güzel güzel, bol bol, tek tek, ağlaya ağlaya

3. İkilemelerin arasına “mi” edatı getirilerek
♦ Dürüst mü dürüst, tembel mi tembel, olgun mu olgun, acı mı acı

Pekiştirmeler cümle içinde isim, sıfat veya zarf görevlerinde kullanılabilir.
♦ Kapkara saçları vardı. (Sıfat)
♦ Çocuk sevimli sevimli gülüyordu. (Zarf)
♦ Dünkü film sıkıcı mı sıkıcıydı. (İsim)




“De”nin Yazımı

1.Hâl eki olan “-de”
Ek olduğu için isimlerin sonuna bitişik yazılır. Cümleden çıkartılamaz.

Örnek:
– Toplantıda bu konuyu tartıştık.

– Evde bizi beklediğini söyledi.
Hâl eki olan “-de” sertleşmeye uğrayıp “–te,–ta” olabilir.

Örnek:
– Sınıfta, Çiçekte…
2.Bağlaç olan “de”
Sözcük değeri taşıdığı için ayrı yazılır. Cümle- den çıkartılınca cümlenin anlamı daralsa bile bozulmaya uğramaz.

Örnek:
– Sen de beni gördün mü?

– Bu kitabı daha önce de okudum.
Bağlaç olan “de” sertleşmeye uğramaz, “ta, te” şekli yoktur.

Örnek:
– Kutlama için çiçek de aldım.

– Yanına kitap da almış.

Aşağıdaki cümlelerde yer alan “de” lerden
hangisi, kelimeye bitişik yazılmalıdır?
A) Aldığımız kitaplar sen de kalsın.
B) Kardeşim eve de dönmüş olabilir.
C) Okulun bahçesini de ağaçlandırdı.
D) Dün Ahmet’de buraya gelmiş.


B, C ve D seçeneğindeki “de”ler bağlaç olduğu için ayrı yazılması doğrudur. A seçeneğindeki “–de” hâl eki olduğu için kelimeye bitişik yazılmalıdır.
Yanıt A

Ay ve Gün Adlarının Yazımı
Belirli bir tarihi bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar.

Örnek:
– 11 Eylül 2006 Pazartesi günü okullar açılı- yor.

– Önümüzdeki pazartesi tiyatroya gideceğim.
– Sınav 21 Mart’ta yapılacak.
– Onu Nisan’ın 5’inde arayalım.

Karşıdaki evi yıkmışlar.
Evdeki hesap çarşıya uymaz.
2. Zamir yapan “-ki”
Ek olduğu için kelimeye bitişik yazılır. İsim tam- lamasında tamlananların yerini tutar.

Örnek:
– Ayşe’nin elbisesi daha güzelmiş.

– Ayşe’ninki daha güzelmiş.

3. Bağlaç olan “ki”
Sözcük değeri taşıdığı için ayrı yazılır.

Örnek:
– Buraya geldim ki seni göreyim.
– Varsayalım ki sınıfı geçtin.

“ki” kalıplaşmış bazı bağlaçlarda bitişik yazılır.

Örnek:
hâlbuki, çünkü, oysaki

Ek olan “-ki”, yani sıfat veya zamir türeten “–ki” ünlü uyumlarına uymaz. Ünlüsü kalınlaşmaz veya yuvarlaklaşmaz.

Örnek:
– Duvardaki boyaları kazımak için çok uğraştık.

– Akşamki hüzün yeni yeni geçiyordu

Saat 3.00‘te Kızılay AVM’nin önünde buluşalım. ( Buradaki her iki “de” ektir.  İkisini de cümleden teker teker
çıkarırsak geriye anlamlı bir cümle kalmıyor. Demek ki bitişik yazmak gerekir. )

Yılları bir güne nasıl sığdırdın, bana da söyle. (Buradaki “da” bağlaçtır. Çünkü cümleden çıkardığımızda kalan
kısım yine anlamlı bir cümle oluyor. Haliyle ayrı yazmak gerekiyor.)
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4953
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 52

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TÜRKÇE 4.SINIF Empty Ünlü Düşmesi Anlatım

Mesaj  Admin Çarş. Mart 11, 2020 11:02 am


“-Kİ” EKİNİN VE “Kİ” BAĞLACININ YAZIMI
. Zeynep’in defteri güzel, Kaan’ınki de güzel.

Kaan’ınkiler (hemen -ler ekini getiriyoruz, eğer kelimede anlam bozulmazsa bu ektir. Yani bu kelimedeki ki, ek olan -ki’dir. )
Sen gül ki güneş doğsun yeniden. (Bağlaç olan ki iki ayrı cümleyi birbirine bağlamak için kullanılmış, ayrıca cümlenin içinden çıkartılırsa anlam zoukluğu oluşmaz. Bu nedenle ayrı yazılır.)
Duvardaki fotoğrafı ben çektim. (Buradaki ki, ek olan ki'dir ve cümlenin içinden çıkarılırsa cümlede anlam kaybı oluşur. Bu nedenle bitişik yazılır.)
2. Kitabındakini de çözmelisin.

Kitabındakileri (burada da ektir.)

3. Tut ki dünyanın en güzel gözleri eşeklerdedir.

Tut kiler( Burada “tutkiler” dediğimiz zaman ortaya anlamlı bir kelime çıkmıyor. Onun için bu ki bağlaç olan ki’dir. Ayrı yazılır.)

4. Odaya döndüğümde baktım ki gitmiş.

baktım kiler (burada baktımkiler dediğimiz zaman kelime anlamsız olduğu için bu ki bağlaç olan ki’dir. Ayrı yazılır.)

5. Mevlânâ diyor ki:…

diyor kiler (burada “diyorkiler” dediğimiz zaman anlamsız bir kelime oluyor. Onun için bu ki bağlaç olan ki’dir. Ayrı yazılır.)

Aşağıdaki örnekleri de siz yapınız:

Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli-
Yağmur yağmadı ki mantarlar ortaya çıksın.
Mevlana diyor ki: …
Bir şey biliyor ki konuşuyor.
Ben ki hep sizin için çalıştım.
Sınavı kazanabilir miyim ki…
Baktım ki gitmiş.
Bu yılki sınav iyi geçti.
Yarınki maç zor olacak.
Dünkü film çok güzeldi.
Bugünkü aklım olsa çok ders çalışırım.
Masadaki kitaplar çok güzel.
Duvardaki saat çok eskiydi.
Evdeki hesap çarşıya uymadı.

Şimdi bir de istisna olarak bağlaç olduğu hâlde bitişik yazılan “ki”li sözcükler var. Onlar da iki elin parmakları kadar, ezberlemek çok kolay.

SOMBAHÇEM
SankiOysakiMademkiBelkiAHalbukiÇünküEğerkiMeğerki

Örnekler:

Belki bir deniz kenarında buluşacağız…
Meğerki sen de beni sevmiyormuşsun…
Sanki bir deniz renginde gözleri…
Ünlü Düşmesi

İki heceli ve ikinci hecesinde “ı, i, u, ü” dar ünlüleri bulunan bazı sözcükler ünlü harfle başlayan bir ek aldıklarında sözcüğün ikinci hecesindeki “ı, i, u, ü”  dar ünlü harf düşer. Bu duruma ünlü düşmesi adı verilir.

Örnekler:

Ağız – ım > Ağzım  (Ünlü düşmesi)

Alın – ın – a > Alnına (Ünlü düşmesi)

Burun – u > Burnu (Ünlü düşmesi)

Bağır – ım > Bağrım (Ünlü düşmesi)

Beyin – i > Beyni
Beniz – im > Benzim
Boyun – un > Boynun
Göğüs – ü > Göğsü
Karın – ın – a > Karnına
Omuz – um > Omzum
Oğul – um > Oğlum
Gönül – ünüz > Gönlünüz
Akıl – ınız > Aklınız
Fikir – iniz > Fikriniz
Cisim – i > Cismi
Ayır – ıl > Ayrıl  
Devir – il – di > Devrildi
Çevir – il – en > Çevrilen
Sıyır – ıl – acak > Sıyrılacak
Kıvır – ım – lı > Kıvrımlı
Devir – e > Devre
Kayıp – ımız > Kaybımız
Yalın – ız > Yalnız
Yanıl – ış > Yanlış
Zülüf – ün > Zülfün
Hapis- i > Hapsi
Sabır – ın > Sabrın
Ufuk – a > Ufka
Kavur – uk > Kavruk
Kıvır – ım > Kıvrım
Çevir – e > Çevre
Savur – uk > Savruk

1. Ünlü Düşmesi
Son hecesinde dar ünlü (ı, i, u, ü) bulunan kelimeler ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında son
hecedeki dar ünlü düşer. Bu olaya sesli (ünlü) düşmesi denir. Sözcükte bir ünlünün düşmesi bir hecenin
eksilmesine neden olduğundan ünlü düşmesi, hece düşmesi olarak da adlandırılır.

Örnek(ler)
» karın – ı → karnı
» beyin – imiz → beynimiz
» oğul – u → oğlu
» gönül – e → gönle

>  Yapım eki alarak türetilen bazı kelimelerde ünlü düşmesi olur.
Örnek(ler)
» oyun – a → oyna(mak)
» uyu – ku → uyku
» sızı – la → sızla(mak)

>  Bazı birleşik sözcüklerin oluşumunda ünlü düşmesi olur.
Örnek(ler)
» kayıp etmek → kaybetmek
» kahve altı → kahvaltı
» şükür etmek → şükretmek
» kayın ana → kaynana
Örnek Soru
Aşağıdaki dörtlüğün hangi mısrasında hece düşmesine uğrayan bir kelime vardır? (1991 – ML)
A) Ömründe çok acı günler yaşadın.
B) Dilimden düşmedi, o güzel adın.
C) Acılar çekerken, sessiz ağladın.
D) Ne olur gözünü siliver anne.


Beyin – i > Beyni
Beniz – im > Benzim
Boyun – un > Boynun
Göğüs – ü > Göğsü
Karın – ın – a > Karnına
Omuz – um > Omzum
Oğul – um > Oğlum
Gönül – ünüz > Gönlünüz
Akıl – ınız > Aklınız
Fikir – iniz > Fikriniz
Cisim – i > Cismi
Ayır – ıl > Ayrıl
Devir – il – di > Devrildi
Çevir – il – en > Çevrilen
Sıyır – ıl – acak > Sıyrılacak
Kıvır – ım – lı > Kıvrımlı
Devir – e > Devre
Kayıp – ımız > Kaybımız
Yalın – ız > Yalnız
Yanıl – ış > Yanlış
Zülüf – ün > Zülfün
Hapis- i > Hapsi
Sabır – ın > Sabrın
Ufuk – a > Ufka
Kavur – uk > Kavruk
Kıvır – ım > Kıvrım
Çevir – e > Çevre
Savur – uk > Savruk
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4953
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 52

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TÜRKÇE 4.SINIF Empty Türkçe 4. Sınıf çalışmalar

Mesaj  Admin Perş. Ocak 02, 2020 11:14 am

Ödev 09/03/2020 Pazartesi
Ödev yok.Pazartesi Fen,Salı matematik ve trafik,çarşamba türkçe,
perşembe insan hakları,Cuma sosyal yazılıları var.
Test kitabı aldır. Konu ile ilgili test çöz.

Türkçe kelimelerin sonunda b c d g sesleri bulunmaz. Türkçe kelimelerin sonunda b c d g sesleri bulunmaz.
Türkçe kelimelerin sonunda b c d g sesleri bulunmaz.
Türkçe kelimelerde ve hecelerde kelime ve hece başında çift sessiz harf bulunmaz. Grup, traş, tren,link,spor,dubleks,start v.b. gibi.

Türkçe kelimelerde iki sesli harf bazı istisnaların dışında yanyana bulunmaz. Genelde iki ses arasındaki bir sessiz harfin
düşmesinden dolayı bu istisnalar oluşmaktadır. Yoksa bunun dışında Türkçede iki sesli harf yanyana bulunmaz.
Örnek:Seans,kuaför, kooperatif,kauçuk,suare v.b.

Ünsüz Yumuşaması
İki ünlü arasında kalan sert ünsüzler yumuşar. Buna “ünsüz değişimi” denir. Elbette bu özellik, ancak yukarıda da söylediğimiz sert ve yumuşak şekli bulunan seslerde geçerlidir. Bunlar p, ç, t, k sert sessizleridir. Örneğin; “ağaç” sözcüğüne -i hal ekini getirsek, sözcüğün sonundaki “ç” sert sessizi yumuşayarak “c” olur; yani “ağacı” şeklinde yazılır.

Örnek: dolap – a > dolaba, çekiç – e > çekice, kanat – ı > kanadı, yemek – e > yemeğe
Ünsüz Yumuşamasına Örnekler
➥ Ağaç –a → ağaca.
➥ Bacak –ı → bacağı
➥ Bayrak –ı → bayrağı
➥ Bilek –i → bileği.
➥ Borç –unuz → borcunuz.
➥ Çocuk –u → çocuğu.
➥ Ekmek –e → ekmeğe.
➥ Geçit –e → geçide.


Deyimler
Gözüne girmek:Birinin sevgisini kazanmak.
Ağzında bakla ıslanmamak:Sır saklamamak.
İhtiyaca cevap vermek:Gereksinmleri karşılamak.
Aç susuz kalmak:Yoksul duruma düşmek.
Aklı dağılmak; Belli bir konuda düşünceyi toplayamamak.
Fareler cirit atmak:Bir yerde insan olmaması.
Yüz yüze bakmak:Karşılıklı ilişkiyi korumak.
İn cin top oynuyor:Etrafta kimse yok anlamına gelir.=Fareler cirit atmak:Bir yerde insan olmaması.

Türkçe  ödevini yapmayanlar
Fen B.Hal değiştirme nedir?Erime nedir?Donma nedir?Buharlaşma nedir?Katı maddelerin özellikleri nelerdir?
Sıvı maddelerin özellikleri nelerdir?Gaz  maddelerin özellikleri nelerdir?Madde nedir?
Gaz maddelerin sıkıştırabilme özelliğini nerelerde kullanırız?Maddeyi niteleyen özellikler nelerdir?Cevapla ve ezberle.
Türkçe sayfa172,173,174 yaz, üç defa oku.Ç.K.doldur.

BÜYÜK HARFİN KULLANILDIĞI YERLER

      A.Cümle büyük harfle başlar: Ak akçe kara gün içindir.

Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir. (******)

Cümle içinde tırnak veya yay ayraç içine alınan cümleler büyük harfle başlar ve sonlarına uygun noktalama işareti (nokta, soru, ünlem vb.) konur:

****** “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” diyor.

Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz. (Nurullah Ataç)

       UYARI: İki çizgi arasındaki açıklama cümleleri büyük harfle baş­lamaz:

       Bir zamanlar -bu zamanlar çok da uzak değildir, bundan on, on iki yıl önce- Türk saltanatının maddi sınırları uçsuz bucaksız denilecek ka­dar genişti. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

       Bu sefer de onları -her zamanki yerlerinde bulmak ihtimaliyle- farkında olmadan aramıştım. (Ahmet Hamdi Tanpınar)

İki noktadan sonra gelen cümleler büyük harfle başlar:

       Menfaat sandalyeye benzer: Başında taşırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan yükseltir. (Cenap Şahabettin)

UYARI: İki noktadan sonra cümle ve özel ad niteliğinde olmayan örnekler sıra­landığında bunlar büyük harfle başlamaz:

Bu eskiliği siz de çok evde görmüşsünüzdür: duvarlarda çiviler, çivi yerleri, lekeler… (Memduh Şevket Esendal)

UYARI: Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen kelime özel ad değilse büyük harfle başlamaz: 2007 yılında Türk Dil Kurumunun 75. yılını kutladık.

Örnek niteliğindeki kelimelerle başlayan cümlede de ilk harf büyük yazılır: “Banka, bütçe, devlet, fındık, kanepe, menekşe, şemsiye” gibi yüzlerce ke­lime, kökenleri yabancı olmakla birlikte artık dilimizin malı olmuştur.

“Et-, ol-” fiilleri, dilimizde en sık kullanılan yardımcı fiillerdir.

B. Dizeler büyük harfle başlar:

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

       Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. (Muhibbi)

Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. (Mehmet Akif Ersoy)

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik. (Yahya Kemal Beyatlı)

C. Özel adlar büyük harfle başlar:

1. Kişi adlarıyla soyadları büyük harfle başlar: Mustafa Kemal ******, İsmet İnönü, Kâzım Karabekir, Ahmet Haşim, Sait Faik Abasıyanık, Yunus Emre, Karacaoğlan, Âşık Ömer, Wolfgang von Goethe, Vilhelm Thomsen vb.

Takma adlar da büyük harfle başlar: Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman), Demirtaş (Ziya Gökalp), Tarhan (Ömer Seyfettin), Aka Gündüz (Hüseyin Avni, Enis Avni), Kirpi (Refik Halit Karay), Deli Ozan (Faruk Nafiz Çamlıbel), Server Bedi (Peyami Safa), İrfan Kudret (Cahit Sıtkı Tarancı), Mehmet Ali Sel (Orhan Veli Kanık) vb.

2. Kişi adlarından önce ve sonra gelen unvanlar, saygı sözleri, rütbe adları ve lakaplar büyük harfle başlar: Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ******, Kaymakam Erol Bey, Dr. Alâaddin Yavaşça; Sayın Prof. Dr. Hasan Eren; Mustafa Efendi, Zeynep Hanım, Bay Ali Çiçekçi; Mareşal Fevzi Çakmak, Yüzbaşı Cengiz Topel; Mimar Sinan, Fatih Sultan Mehmet, Genç Osman, Deli Petro vb.

Akrabalık adı olup lakap veya unvan olarak kullanılan kelimeler büyük harfle baş­lar: Baba Gündüz, Dayı Kemal, Hala Sultan, Nene Hatun; Gül Baba, Susuz Dede, Telli Baba vb.

UYARI: Akrabalık bildiren kelimeler küçük harfle başlar: Tülay ablama gittim. Ayşe teyzemin keki çok güzel.

3. Cümle içinde özel adın yerine kullanılan makam veya unvan sözleri büyük harfle baş­lar: Uzak Doğu’dan gelen heyeti Vali dün kabul etti.

       4. Saygı bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki, unvan bildiren kelimeler büyük harfle başlar:

Sayın Bakan,

Sayın Başkan,

Sayın Rektör,

Sayın Vali,

       Mektuplarda ve resmî yazışmalarda hitaplar büyük harfle başlar:

       Sevgili Kardeşim,

Aziz Dostum,

Değerli Dinleyiciler,

5. Hayvanlara verilen özel adlar büyük harfle başlar: Boncuk, Fındık, Minnoş, Pamuk vb.

6. Millet, boy, oymak adları büyük harfle başlar: Alman, Arap, İngiliz, Japon, Rus, Türk; Kazak, Kırgız, Oğuz, Özbek, Tatar; Hacımusalı, Karakeçili vb.

7. Dil ve lehçe adları büyük harfle başlar: Türkçe, Almanca, İngilizce, Rusça, Arapça; Oğuzca, Kazakça, Kırgızca, Özbekçe, Tatarca vb.

8. Devlet adları büyük harfle başlar: Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan, Azerbaycan, Kırım Özerk Cumhuriyeti vb.

9. Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını bildiren sözler büyük harfle başlar: Müslümanlık, Müslüman; Hristiyanlık, Hristiyan; Musevilik, Musevi; Budizm, Budist; Hanefilik, Hanefi; Katoliklik, Katolik vb.

10. Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar büyük harfle başlar: Tanrı, Allah, İlah, Cebrail, Zeus, Osiris, Kibele vb.

UYARI: “Tanrı, Allah, İlah” sözleri özel ad olarak kullanılmadıklarında küçük harfle başlar: Eski Yunan tanrıları. Müzik dünyasının ilahı.

“Amerika’da kaçakçılığın allahları vardır.” (Tarık Buğra)

11. Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar: Merkür, Neptün, Satürn; Halley vb.

UYARI: Dünya, güneş, ay kelimeleri gezegen anlamı dışında kullanıldıklarında küçük harfle başlar:

Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. (Hüseyin Cahit Yalçın)

12. Düşünce, hayat tarzı, politika vb. anlamlar bildirdiğinde doğu ve batı sözlerinin ilk harfleri büyük yazılır: Batı medeniyeti, Doğu mistisizmi vb.

UYARI: Bu sözler yön bildirdiğinde küçük yazılır: Bursa’nın doğusu, Ankara’nın batısı vb.

13. Yer adları (kıta, bölge, il, ilçe, köy, semt vb.) büyük harfle başlar: Afrika, Asya; Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu; İstanbul, Taşkent; Turgutlu, Ürgüp; Akçaköy, Çayırbağı; Bahçelievler, Kızılay, Sarıyer vb.

14. Yer adlarında ilk isimden sonra gelen ve deniz, nehir, göl, dağ, boğaz vb. tür bildiren ikinci isimler büyük harfle başlar: Ağrı Dağı, Aral Gölü, Asya Yakası, Çanakkale Boğazı, Dicle Irmağı, Ege Denizi, Erciyes Dağı, Fırat Nehri, Süveyş Kanalı, Tuna Nehri, Van Gölü, Zigana Geçidi vb.

UYARI: Özel ada dâhil olmayıp tamlama kuran şehir, il, ilçe, belde, köy vb. sözler küçük harfle başlar: Konya ili, Etimesgut ilçesi, Uzungöl beldesi, Taflan köyü vb.

15. Mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak adlarında geçen mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak kelimeleri büyük harfle başlar: Halit Rifat Paşa Mahallesi, Yunus Emre Mahallesi, Karaköy Meydanı, Zafer Meydanı, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Ziya Gökalp Bulvarı, Nene Hatun Caddesi, Cemal Nadir Sokağı, İnkılap Sokağı vb.

16. Saray, köşk, han, kale, köprü, kule, anıt vb. yapı adlarının bütün ke­limeleri büyük harfle başlar: Dolmabahçe Sarayı, İshakpaşa Sarayı, Çankaya Köşkü, Horozlu Han, Ankara Kalesi, Alanya Kalesi, Galata Köprüsü, Mostar Köprüsü, Beyazıt Kulesi, Zafer Abidesi, Bilge Kağan Anıtı vb.

17. Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğunda, yer adının ilk harfi büyük yazılır: Hisar’dan, Boğaz’dan, Köşk’e vb.

18. Kurum, kuruluş ve kurul adlarının her kelimesi büyük harfle başlar: Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Dil Kurumu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Devlet Malzeme Ofisi, Millî Kütüphane, Çocuk Esirgeme Kurumu, ****** Orman Çiftliği, Çankaya Lisesi; Anadolu Kulübü, Mavi Köşe Bakkaliyesi; Türk Ocağı, Yeşilay Derneği, Muharip Gaziler Derneği, Emek İnşaat; Bakanlar Kurulu, Türk Dili Dergisi Yayın Danışma Kurulu, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı; Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü vb.

19. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her kelimesi büyük harfle başlar: Medeni Kanun, Türk Bayrağı Tüzüğü, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği vb.

20. Kurum, kuruluş, kurul, merkez, bakanlık, üniversite, fakülte, bölüm, kanun, tüzük, yönetmelik ve makam sözleri asılları kastedildiğinde büyük harfle baş­lar:

Türkiye Büyük Millet Meclisi her yıl 1 Ekim’de toplanır. Bu yıl ise Meclis, yeni döneme erken başlayacak.

Türk Dil Kurumu çalışmalarını titizlikle sürdürüyor. Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, Kurumun 21 Mayıs 2009 tarihinde Kars’ta düzenlediği toplantıda kullanıma açıldı.

2876 sayılı Kanun bu yıl yeniden gözden geçiriliyor.

Yazarlara ödenecek telif ücreti, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği’ne göre düzenlenmektedir. Yapılan işlem Yönetmelik’in 4’üncü maddesine aykırı düşmektedir.

21. Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her kelimesi büyük harfle başlar: Nutuk, Safahat, Kendi Gök Kubbemiz, Anadolu Notları, Sinekli Bakkal; Türk Dili, Türk Kültürü, Varlık; Resmî Gazete, Hürriyet, Milliyet, Türkiye, Yeni Asır; Kaplumbağa Terbiyecisi; Yorgun Herkül; Saraydan Kız Kaçırma, Onuncu Yıl Marşı vb.

UYARI: Özel ada dâhil olmayan gazete, dergi, tablo vb. sözler büyük harfle başlamaz: Milliyet gazetesi, Türk Dili dergisi, Halı Dokuyan Kızlar tab­losu vb.

UYARI: Kitap, makale, tiyatro eseri, kurum adı vb. özel adlarda yer alan kelimelerin ilk harfleri büyük yazıldığında ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de sözleriyle mı, mi, mu, mü soru eki küçük harfle yazılır: Mai ve Siyah, Suç ve Ceza, Leyla ile Mecnun, Turfanda mı, Turfa mı?, Diyorlar ki, Dünyaya İkinci Geliş yahut Sır İçinde Esrar, Ya Devlet Başa ya Kuzgun Leşe, Ben de Yazdım, ****** Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu vb. Özel adın tamamı büyük yazıldığında ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de sözleriyle mı, mi, mu, mü soru eki de büyük harfle yazılır: DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ vb.

22. Ulusal, resmî ve dinî bayramlarla anma ve kutlama günlerinin adları büyük harfle başlar: Cumhuriyet Bayramı, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs ******’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Nevruz Bayramı, Miraç Kandili; Anneler Günü, Öğretmenler Günü, Dünya Tiyatro Günü, 14 Mart Tıp Bayramı, Hıdırellez vb.

23. Kurultay, bilgi şöleni, çalıştay, açık oturum vb. toplantıların adlarında her kelimenin ilk harfi büyük yazılır: VI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, Kitle İletişim Araçlarında Türkçenin Kullanımı Bilgi Şöleni, Karamanlı Türkçesi Araştırmaları Çalıştayı vb.

24. Tarihî olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar: Kurtuluş Savaşı, Millî Mücadele, Cilalı Taş Devri, İlk Çağ, Lale Devri, Cahiliye Dönemi, Buzul Dönemi, Millî Edebiyat Dönemi, Servetifünun Dönemi’nin, Tanzimat Dönemi’nde vb.

25. Özel adlardan türetilen bütün kelimeler büyük harfle başlar: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Asyalılık, Darvinci, Konyalı, Bursalı vb.

UYARI: Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam kazanmışsa büyük harfle başlamaz: acem (Türk müziğinde bir perde), hicaz (Türk müzi­ğinde bir makam), nihavent (Türk müziğinde bir makam), amper (elektrik akımında şiddet birimi), jul (fizikte iş bi­rimi), allahlık (saf, zararsız kimse), donkişotluk (gereği yokken kahra­manlık göstermeye kalkışma) vb.

UYARI: Para birimleri büyük harfle başlamaz: avro, dinar, dolar, lira, kuruş, liret vb.

UYARI: Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz.

UYARI: Müzikte kullanılan makam ve tür adları büyük harfle başlamaz: acemaşiran, acembuselik, bayati, hicazkâr, türkü, varsağı, bayatı vb.

26. Yer, millet ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde sadece özel adlar büyük harfle başlar: Antep fıstığı, Brüksel lahanası, Frenk gömleği, Hindistan cevizi, İngiliz anahtarı, Japon gülü, Maraş dondurması, Van kedisi vb.

Ç. Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar: 29 Mayıs 1453 Salı günü, 29 Ekim 1923, 28 Aralık 1982’de göreve başladı. Lale Festivali 25 Haziran’da başlayacak.

Belirli bir tarihi belirtmeyen ay ve gün adları küçük harfle başlar: Okullar genel­likle eylülün ikinci haftasında öğretime başlar. Yürütme Kurulu toplantı­larını perşembe günleri yaparız.

D. Tabela, levha ve levha niteliğindeki yazılarda geçen kelimeler büyük harfle başlar: Giriş, Çıkış, Müdür, Vezne, Başkan, Doktor, Otobüs Durağı, Dolmuş Du­rağı, Şehirler Arası Telefon, 3. Kat, 4. Sınıf, 1. Blok vb.

E. Kitap, bildiri, makale vb.nde ana başlıktaki kelimelerin tamamı, alt başlıktaki kelimelerin ise yalnızca ilk harfleri büyük olarak yazılır.

       F. Kitap, dergi vb.nde bulunan resim, çizelge, tablo vb.nin altında yer alan açıklayıcı yazılar büyük harfle başlar. Açıklayıcı yazı, cümle niteliğinde değilse sonuna nokta konmaz.
Şimdiki Zaman - Örnek Cümleler
Cumhurbaşkanı şu an açıklama yapıyor.
Saat üçü beş geçiyor.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinde okuyorum.
Ben sizinle tatile gelmiyorum.
Annem İstanbul'a taşınmak istemiyor.
Gelecek Zaman - Örnek Cümleler

Yarın saat 2'de toplantı yapacağım.
Cumartesi günü arkadaşlarımızla furbol oynayacağız.
Ben sana güzel bir bisiklet alacağım.
Bu yıl tatile gitmeyeceğiz.
Geçmiş Zaman Örnekleri
➥ Sıcak simit aldım, yer miyiz?

➥ Sabah servisi kaçırınca derse geç kaldım.

➥ Bu ağacı üç sene önce babamla biz diktik.

➥ Elektrikler gidip gelince evdeki tüm eşyalar bozuldu.

➥ Telefonun camı yere düşürünce çatladı.

➥ Bu harika resmi siz mi yaptınız?

➥ Uzun süre önce okumaya başladığı kitabı nihayet bitirdi.

➥ Arabayı daha dün tamir ettirdin, ne ara bozuldu?

➥ Kışlık elbiseleri dolaba kaldırdık.

➥ Bilim adamları yemekten hemen sonra diş fırçalamanın dişlere zarar verebileceğini açıkladı.

➥ Şemsiyem olmadığı için ıslandım.

➥ Ben bu matematik dersini çok sevdim.

➥ Arkadaşlarla aşağıdaki boş arsada top oynadık.

➥ Çorbayı pişirdim, böreği fırına verdim.

➥ Doğum günün için sana hediye almaya gittim.

Geniş Zaman - Örnek Cümleler
Sabahları 6'da kalkarım.
Hafta sonları balık tutmaya giderim.
Her gün kahvaltıda süt içerim.
Her sabah gazete okurum.
O hiç yalan söylemez.
Biz derse geç kalmayız.

Türkçede Pekiştirme
Türkçede pekiştirme anlamı çeşitli şekillerde yapılır.
1. Sözcüğün ilk ünlüsüne kadar olan kısım, başa alınıp “m, p, r, s” seslerinden uygun olanı seçilir.
♦ Apaçık, pespembe, bembeyaz, tertemiz.

Kimi örneklerde başka seslerin de türediği görülür.
♦ Sapasağlam, yapayalnız, çırılçıplak, güpegündüz, düpedüz…

2. İkileme yoluyla
♦ Güzel güzel, bol bol, tek tek, ağlaya ağlaya

3. İkilemelerin arasına “mi” edatı getirilerek
♦ Dürüst mü dürüst, tembel mi tembel, olgun mu olgun, acı mı acı

Pekiştirmeler cümle içinde isim, sıfat veya zarf görevlerinde kullanılabilir.
♦ Kapkara saçları vardı. (Sıfat)
♦ Çocuk sevimli sevimli gülüyordu. (Zarf)
♦ Dünkü film sıkıcı mı sıkıcıydı. (İsim)
ibrişim:ad.1.ipeğin kalınca bükülmesiyle elde edilen iplik.
2.sıfat:Bu iplikten dokunmuş ya da yapılmış olan.
Bayrak:Bir ulusun birliğini simgeleyen, belli bir topluluğun ya da bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan,
renk ve biçimi özel olarak tasarlanmış, çoğunlukla dikdörtgen biçiminde  genellikle bir göndere çekilen  kumaş.
Örnek cümle:"Türk bayrağı, kırmızı zemin üstüne beyaz ay ve yıldızdan oluşmuştur."
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4953
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 52

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TÜRKÇE 4.SINIF Empty Atasözü Nedir?

Mesaj  Admin Çarş. Ara. 11, 2019 10:58 am




Ödev:15/01/2020 Çarşamba

Türkçe sayfa 138,139,140,141,142 üç defa oku.
141,142 yaz.Ç.K.Etkinlikler doldur.








Ödev:06/01/2020 Pazartesi
Matematik:Sayfa  99,102,107,112,117,118,119,120 alıştırmaları kitaba ve  deftere yap.
Fen B:Sayfa 104, 105 ,107 yaz.Üç defa  oku.






Türkçe: Türkçe sınavına çalış.
Fen  Bil:91,92,93,94 doldur.97,98,99 üç defa oku.






Fen Bilgisi:86,87 üç defa oku.


Sosyal bilgiler Sayfa 62,63 yaz, üç defa oku.İmza.


Atasözü nedir?
Ataların, uzun denemelere, gözlemlere dayanan yargılarını genel kural, bilgece düşünce
ya da öğüt olarak
veren ve kalıplaşmış bir biçimi olan, kamuca benimsenmiş kısa, özlü söze atasözü denir..
Acele ile yürüyen yolda kalır: İş yaparken acele eden şaşırır, işini bitiremez.
Acele işe şeytan karışır: Düşünüp taşınmadan ivedi olarak yapılan işten iyi sonuç alınamaz.
Acı acıyı keser, su sancıyı: Bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurulmalıdır.

Acı patlıcanı kırağı çalmaz: Herhangi bir duruma alışkın olan kimseyi benzer kötü durumlar etkilemez.

Anlam
Kelimeler, anlam özelliklerine göre gerçek anlam, mecaz anlam ve terim anlam olmak üzere üç başlıkta incelenir:

1. Gerçek (Temel) Anlam
Gerçek anlam, bir kelimenin aklımıza ilk gelen anlamıdır. Kelimelerin, sözlükte yer alan ilk anlamları da gerçek anlamlarıdır. Bu yüzden gerçek anlama, sözlük anlamı da denir.
Örnek(ler)
» Uyanır uyanmaz perdeyi açıp pencereden dışa baktım.
“Perde” kelimesini duyduğumuzda aklımıza ilk olarak “pencerelerin önüne takılıp ışığın girmesini engellemeye yarayan örtü” gelir. Bu cümlede “perde” sözcüğü aklımıza ilk gelen bu anlamıyla kullanıldığından gerçek anlam taşımaktadır.
» Karabaş, bir şeyin kokusunu aldı.
(koku: Nesnelerden yayılan zerrelerin burunda uyandırdığı duygu)

» Kör adama kimse yardım etmedi.
(kör: Görme engeli)

» Kitaplarını boş bir kutuya yerleştirdi.
(boş: İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan)



2. Mecaz Anlam
Bir ilgi veya benzetme sonucu sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı yeni anlamlara mecaz anlam denir. Mecaz anlamda kullanılan sözcükler genellikle soyut anlam kazanır.

Örnek(ler)
» Konsere gidemeyince biletlerimiz yandı.
“Yanmak” fiilini duyduğumuzda aklımıza ilk gelen anlam (yani gerçek anlam) “ateş almak, tutuşmak”tır. Bu cümlede ise “biletlerimiz yandı” sözüyle “biletlerin alev aldığı” anlatılmamaktadır. Burada “yanmak” fiili gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak mecaz anlam kazanmış ve “geçerliliğini yitirmek” anlamında kullanılmıştır.
» Ortalıkta savaş kokusu vardı.
(koku: Belirti, işaret)

» Olaylara karşı kör ve sağırdır.
(kör: Duyarlılığını yitirmiş)

» Boş sözlerle beni oyalamayın.
(boş: Bir işe yaramayan)

mecaz anlam karikatürü
Kaynak: KarikaTürkçe Dersi Facebook Sayfası


3. Terim Anlam
Bir sözcüğün bilim, sanat, spor ya da meslek alanına özgü kavramları karşılığında kazandığı anlama terim anlam adı verilir.

Bazı bilim, sanat ve meslek dalları ile ilgili terimler:

Örnek(ler)
Matematik: Doğal sayılar, kare, polinom…
Tiyatro: Sahne, perde, kostüm…
Müzik: Nota, akor, sol anahtarı…
Coğrafya: Meridyen, ölçek, izohips, Dünya, boğaz…
Resim: Portre, palet, tuval…
Futbol: Taç, faul, gol…


>  Bir sözcüğün terim olup olmadığı kullanıldığı cümleye göre değişir.

Örnek(ler)
» Camdan yansıyan ışık gözlerimi kamaştırdı. (Gerçek anlam)
» Sanatçımız, edebiyatımızın vazgeçilmez ışıklarından biridir. (Mecaz anlam)
» Bugünkü dersimizde ışık konusunu işleyeceğiz. (Terim anlam)
» Doğru haber veren gazeteler de var. (Gerçek anlam)
» İki noktadan tek doğru geçer. (Terim anlam)
» Olaya bir de şu açıdan bakalım. (Mecaz anlam)
» İkizkenar üçgenin taban açıları eşittir. (Terim anlam)


>  Bir sözcük, birden fazla alanda terim oluşturabilir.

Örnek(ler)
» Oyunun birinci perdesi bitti. (Tiyatro terimi)
» Kaz, perde ayaklı bir hayvandır. (Biyoloji terimi)
Örnek Soru
Aşağıdaki cümlelerde yüzmek, ayak ve ağız sözcüklerinin hangi anlamda kullanıldıklarını yanlarındaki parantezlerin içine yazınız.

Buradaki küçük gölde çocuklar her sabah yüzerdi. (……………………………)
Uzun zamandan beri borç içinde yüzüyordu. (……………………………)
Bırak bu ayakları. (……………………………)
Ayağım ağrıyor. (……………………………)
Ayağı olmayan göllerde tuz oranı yüksek olur. (……………………………)
Çocuğun ağzında bir şey vardı. (……………………………)
Rumeli ağzıyla konuşuyor. (……………………………)
O, kimseye ağız açtırmadı. (……………………………)





En son Admin tarafından Salı Ocak 14, 2020 12:46 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 9 kere değiştirildi
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4953
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 52

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TÜRKÇE 4.SINIF Empty Somut Ad ve Soyut Ad

Mesaj  Admin Salı Ara. 10, 2019 12:50 pm




1. Somut İsim:Beş duyu organımızdan herhangi bir tanesiyle (birden fazla da olabilir, önemli olan en az bir duyu organı
ile) algılayabildiğimiz, yani elle tutup gözle görebildiğimiz, koklayıp tadabildiğimiz ve duyabildiğimiz varlıkları karşılayan isimler “somut” isimlerdir.

Soyut ve Somut İsimler
A. Varlıkların niteliklerine (oluşlarına) göre isimler
1. Somut İsim
Altta resimdeki beş duyu organımızdan herhangi bir tanesiyle (birden fazla da olabilir, önemli olan en az bir duyu organı ile) algılayabildiğimiz,
yani elle tutup gözle görebildiğimiz, koklayıp tadabildiğimiz ve duyabildiğimiz varlıkları karşılayan isimler “somut” isimlerdir.
Örneğin:
Sıcak, kuru dokunmayla, ağaç, mavi, televizyon görmeyle; ses, patırtı işitmeyle; koku, parfüm koklamayla; tatlı, ekşi tatmayla algılanabilir. Örnekleri çoğaltabiliriz;

Duman, toprak, rüzgar, hava, göl, ışık, ev, kalem, sarı, soğuk, yağmur, gürültü, karanlık, çiçek, acı, armut, taş, sinir (organ) vs.

soyut-isimler
Soyut kavramlar ancak hisler ve duygularımızla algılanabilir.

2. Soyut İsim
Beş duyu organından biriyle algılayamadığımız, var olduklarını hislerimizle ve düşünce yoluyla bildiğimiz kavramları karşılayan isimlere “soyut” isim denir.

Örneğin:

Aşk, sevgi, özlem, kaygı, öfke, adalet, mutluluk,  insanlık,  sinirli, bilgi, günah, kötülük, keder, sevinç, rüya,  acımak, umut, anlayış, saygı, cesaret vs. bu kelimelerin hiç biri duyu organıyla tespit edilebilecek nesneler değildirler.
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4953
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 52

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TÜRKÇE 4.SINIF Empty Tecrübe Temelli Öğrenme Bilimsel Merak

Mesaj  Admin Perş. Ara. 05, 2019 11:20 am



Tecrübe Temelli Öğrenme Bilimsel  Merak

Proje yürütücüleri:Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Prof. Dr. Şule Alan Bilkent Üniversitesi

     Bireysel öğrenme materyallerinden tam kaynaştırmalı öğrenme ortamlarına; evrensel tasarım, bağlam temelli yaklaşım ve bilgelik çağı
gayretler diploma gibi bir belge haline gelmediğinden elde edeceğiniz tecrübeler sizi uzman …
sivil savunma uzmanı, acil tıp teknisyeni, ve başka tecrübeli uzman kişiler … tecrübe katkısı Öğrenme
materyali kullanıcıya eski tecrübelerini hatırlattığı kadar tecrübe etmediği durumları

   WEB TABANLI ASENKRON ÖĞRENME ORTAMINDA BİREYSEL VE İŞBİRLİKLİ PROBLEM TEMELLİ ÖĞRENMENİN ELEŞTİREL DÜŞÜNME BECERİLERİNE …
S ÖZDEMİR, HI Yalin - … Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi; Cilt: 8 Sayı …, 2007

   Ortaokullardaki Yaratıcı Drama Etkinliklerinin Fen Merak Duygusuna Etkisi
AS TUNGAÇ, BB İncebacak, S Yaman - Amasya Üniversitesi Eğitim … - dergipark.org.tr
… Hatta alan yazında merak duygusunun öğretim sürecinde öğrenmenin bir ön koşulu olarak … girerek
farklı yaşantıları deneyimleme ve farklı duygu durumlarını tecrübe etme fırsatı … Soru sormanın,
araştırma temelli öğrenme yapmanın fen merak duygusunu arttırdığı ortaya koyan ...



Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4953
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 52

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TÜRKÇE 4.SINIF Empty Münazara Nedir

Mesaj  Admin Perş. Ara. 05, 2019 11:02 am



Herhangi bir konu üzerinde zıt düşüncelerin karşılıklı olarak savunulmasına Münazara denir.

Münazarada önemli olan "savunma"dır. Taraftarı az olan bir düşünce, iyi savunulduğu zaman çok kişi tarafından takdir edilebilir.

Münazara için genellikle üçer ya da dörder kişilik iki grup kurulmalıdır. Gruplardan birisi işlenecek konuya olumlu, diğeri ise olumsuz yönden savunmalıdır. Yani, bir grup "tez", diğer grup ise "antitez"i almalıdır.

Ayrıca, münazara yapacak kişileri değerlendirecek bir "jüri" seçilmelidir. Jüri, ya başlangıçta ya da münazara yapılacağı gün seçilebilir.

Olumlu tezin savunulması, olumsuzdan daha kolay olduğu için, konuşmaya, olumlu tezi savunan gruptan biri başlamalıdır.

Konuşmacıların savunmalarının gücü kadar, taraflı ve tarafsız dinleyicilerin gösterilerinin de jüri üzerinde etkisi bulunur. Ancak, taraf tutan dinleyicilerin, karşı taraf konuşmacılarının moralini bozacak nitelikte gösteride bulunmaları doğru değildir. (K. Garipoğlu, Kompozisyon Bilgileri, s. 31)

Münazaraya katılacak kişiler ve jüri üyeleri münazara tekniği konusunda bilgilendirilmelidir.

İki grup da kendi aralarında iş ve konu bölümü yapıp münazara gününe kadar hazırlıklarını tamamlamalıdır. Konuşmacılara, araştırma için en az 2-3 hafta süre verilmelidir.

Gruptaki her kişi savundukları konunun değişik alt konuları hakkında konuşmak zorundadır. Birden fazla kişi, aynı alt konuyu savunamaz. Münazarada yazılı metne bakarak okuma olmaz. Savunulan konu; sözlü ele alınmalıdır. Konuşmacıların, konularını bir kâğıda yazıp okumaları çok yanlıştır.

Münazarada etkili savunmanın önemli olması gibi, belli zaman içinde konuşmak da önemlidir. Bu nedenle konuşmacılara eşit zaman dilimleri verilmelidir. Bu zaman, genellikle 5-15 dakikadır.

Ayrıca, münazarayı izleyen grup da çok önemlidir. Konuşmacılar; konularını savunurken izleyicilerin büyük bir sessizlikle konuları dinlemesi gerekmektedir. Konuşmacıların tutarsız bir düşüncesi, yanlış yerde yapılmış bir mimik hareketi izleyicilerde tepkiye neden olmamalıdır. İzleyiciler savunulan düşüncenin doğruluğunu ya da yanlışlığını onaylayacak davranışlardan uzak durmalıdır. Ancak, böylece jürinin doğru ve tarafsız değerlendirmesi mümkün olur.

Jürinin, değerlendirmede dikkat edeceği özellikler:

Türkçeyi kullanma gücü. (Diksiyon, vurgu, tonlama, kelime hazinesi, cümle kurma vb.)
El, kol ve yüz hareketlerini yerinde kullanma.
Savunmada inandırıcı olma. (Belgeler, istatistikî bilgiler, resimler, gazete ve dergi haberleri, güncel olaylarla örnekleme vb.)
Konuşmacıların fizikî özellikleri. (Temiz ve düzenli kıyafet, saç, sakal tıraşı vb.)
Örnek Münazara Konuları
Çok gezen mi çok bilir, çok okuyan mı?
İlk insanlar mı daha mutludur, günümüz insanı mı?
Savaşta bilgi mi üstündür, kılıç mı ?
Toplumun ilerlemesinde kadın mı, erkek mi daha önemlidir?
Başarıda çalışmak mı, şans mı önemlidir?
Kalkınmada köyden mi, kentten mi başlamalı?
İklim; insanın kişiliğini değiştirir mi, değiştirmez mi?
Turizmin gelişmesinde para mı önemli, eğitim mi?
Uygarlığın gelişmesinde sanat mı, bilim mi önemlidir?
Ormanların korunmasında yasalar mı, çevre bilinci mi etkili olur?
Çocuk eğitiminde aile mi, okul mu etkilidir?
Başarıya ulaşmak için zekâ mı, çalışmak mı önemlidir?
Para; her kapıyı açar mı, açmaz mı?
Çocuk eğitiminde anne mi, baba mı daha önemlidir?
Ülkenin kalkınmasında tarım mı, sanayi mi önde tutulmalıdır?
Ailede kadın çalışmalı mı, çalışmamalı mı?
İnsan mı doğaya, doğa mı insana hâkimdir?
İnsana suç işleten kendisi midir, toplum mu?
Ülkeyi kalkındıracak olan para mıdır, eğitim midir?
Ülkenin hızlı kalkınmasını sağlayan kamu sektörü müdür, özel sektör mü?
Çocuk eğitiminde çevre mi, aile mi etkilidir?
Atomun bulunması insanlık için yararlı mı, zararlı mı olmuştur?
Bir toplumun gelişmesinde sinema mı, tiyatro mu etkilidir?
Savaşlar yapıcı mıdır, yıkıcı mıdır?

Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4953
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 52

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TÜRKÇE 4.SINIF Empty MiLLET MALI METNİ

Mesaj  Admin Cuma Kas. 15, 2019 9:59 am





Ödev 10/12/2019 Salı
Sosyal Bilgiler:Sayfa 55,56, yaz.
55,56,57 beş  defa oku.








Türkçe:Sevgi Çelengi Ç.K etkinlikleri doldur.
30 Tane atasözü yaz.Örnek:Sakla samanı, gelir zamanı.
Sayfa 101,102,103 yaz.Beş defa oku.
Fen B:79,80,81yaz,üç defa oku.






Sosyal Bilgiler:Sayfa 52,53,54 yaz.52,53,54 ,55 üç defa oku.


Ödev 04/12/2019 Çarşamba





Matematik:65,66,67,68,69 yaz.70,71 doldur.
Fen B.Sayfa 65,76,77,79 Üç defa oku.



Ödev 03/12/2019 Salı

Sosyal Bilgiler:Sayfa 50,51,52,53 üç defa oku.50,51 yaz.
Matematik:60,61,63 yaz.64 doldur.


Gerçek Anlam, Mecaz Anlam, Terim Anlam

Kelimeler, anlam özelliklerine göre gerçek anlam, mecaz anlam ve terim anlam olmak üzere üç başlıkta incelenir:

1. Gerçek (Temel) Anlam
Gerçek anlam, bir kelimenin aklımıza ilk gelen anlamıdır. Kelimelerin, sözlükte yer alan ilk anlamları da gerçek anlamlarıdır. Bu yüzden gerçek anlama, sözlük anlamı da denir.
Örnek(ler)
» Uyanır uyanmaz perdeyi açıp pencereden dışa baktım.
“Perde” kelimesini duyduğumuzda aklımıza ilk olarak “pencerelerin önüne takılıp ışığın girmesini engellemeye yarayan örtü” gelir. Bu cümlede “perde” sözcüğü aklımıza ilk gelen bu anlamıyla kullanıldığından gerçek anlam taşımaktadır.
» Karabaş, bir şeyin kokusunu aldı.
(koku: Nesnelerden yayılan zerrelerin burunda uyandırdığı duygu)

» Kör adama kimse yardım etmedi.
(kör: Görme engeli)

» Kitaplarını boş bir kutuya yerleştirdi.
(boş: İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan)



2. Mecaz Anlam
Bir ilgi veya benzetme sonucu sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı yeni anlamlara mecaz anlam denir. Mecaz anlamda kullanılan sözcükler genellikle soyut anlam kazanır.

Örnek(ler)
» Konsere gidemeyince biletlerimiz yandı.
“Yanmak” fiilini duyduğumuzda aklımıza ilk gelen anlam (yani gerçek anlam) “ateş almak, tutuşmak”tır. Bu cümlede ise “biletlerimiz yandı” sözüyle “biletlerin alev aldığı” anlatılmamaktadır. Burada “yanmak” fiili gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak mecaz anlam kazanmış ve “geçerliliğini yitirmek” anlamında kullanılmıştır.
» Ortalıkta savaş kokusu vardı.
(koku: Belirti, işaret)

» Olaylara karşı kör ve sağırdır.
(kör: Duyarlılığını yitirmiş)

» Boş sözlerle beni oyalamayın.
(boş: Bir işe yaramayan)

mecaz anlam karikatürü
Kaynak: KarikaTürkçe Dersi Facebook Sayfası


3. Terim Anlam
Bir sözcüğün bilim, sanat, spor ya da meslek alanına özgü kavramları karşılığında kazandığı anlama terim anlam adı verilir.

Bazı bilim, sanat ve meslek dalları ile ilgili terimler:

Örnek(ler)
Matematik: Doğal sayılar, kare, polinom…
Tiyatro: Sahne, perde, kostüm…
Müzik: Nota, akor, sol anahtarı…
Coğrafya: Meridyen, ölçek, izohips, Dünya, boğaz…
Resim: Portre, palet, tuval…
Futbol: Taç, faul, gol…


>  Bir sözcüğün terim olup olmadığı kullanıldığı cümleye göre değişir.

Örnek(ler)
» Camdan yansıyan ışık gözlerimi kamaştırdı. (Gerçek anlam)
» Sanatçımız, edebiyatımızın vazgeçilmez ışıklarından biridir. (Mecaz anlam)
» Bugünkü dersimizde ışık konusunu işleyeceğiz. (Terim anlam)
» Doğru haber veren gazeteler de var. (Gerçek anlam)
» İki noktadan tek doğru geçer. (Terim anlam)
» Olaya bir de şu açıdan bakalım. (Mecaz anlam)
» İkizkenar üçgenin taban açıları eşittir. (Terim anlam)


>  Bir sözcük, birden fazla alanda terim oluşturabilir.

Örnek(ler)
» Oyunun birinci perdesi bitti. (Tiyatro terimi)
» Kaz, perde ayaklı bir hayvandır. (Biyoloji terimi)
Örnek Soru
Aşağıdaki cümlelerde yüzmek, ayak ve ağız sözcüklerinin hangi anlamda kullanıldıklarını yanlarındaki parantezlerin içine yazınız.

Buradaki küçük gölde çocuklar her sabah yüzerdi. (……………………………)
Uzun zamandan beri borç içinde yüzüyordu. (……………………………)
Bırak bu ayakları. (……………………………)
Ayağım ağrıyor. (……………………………)
Ayağı olmayan göllerde tuz oranı yüksek olur. (……………………………)
Çocuğun ağzında bir şey vardı. (……………………………)
Rumeli ağzıyla konuşuyor. (……………………………)
O, kimseye ağız açtırmadı. (……………………………)
MiLLET MALI
Soğuk, karlı bir hava...Her yer bembeyaz...Bu beyazlığı, yalnız önümüzde giden karartılar bozuyor.
Bunlar, kağnılarıyla ordumuza cephane taşıyan köylu kadınlardı.Biraz sonra onlara yetişip
selamlaştık.Biz, kalın paltolarımız altında titrerken, çok yaslı bir nine, yorganını kağnının üstüne örtmüş,
çıplak ayaklarıyla karları çiğniyordu.
Sırtındaki peştamalın içinde de, kendisi gibi çıplak bir yavru vardı. Onları görünce içim sızladı.
-Nineciğim, dedim, üşümez misin sen? Bak torunun da neredeyse donacak. Arabaya serdiğin
yorganı onun üstüne örtsene!
Nine kağnıya doğru koştu:
-Kar serpiyor oğlum, dedi. Bunun altındaki millet malıdır. Nem kapmasın.
Sonra, yorganın uçlarını çeke çeke top mermilerini iyice örttü.
Torunundan, oğlundan, kendinden daha çok ordumuzun cephanesini düşünüyordu.
İste Türk Milleti, Kurtuluş Savası’nı böyle fedakarlıklarla kazandı.
Mustafa NECATi
(8,9 ve 10. soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız.)

8.Yazar, yolda aşağıdakilerden hangileriyle karsılasıyor?
A-çocuklarla B-askerlerle
C-koylu kadınlarıyla D-turistlerle
9.Nine, aşağıdaki sebeplerin hangisinden dolayı yorganı, torununun değil, cephanenin üstüne örtüyor?
A-Büyükleri böyle yapmasını istediği için
B.millet malını torunundan ustun tuttuğu için
C-Taşıdığı mermileri cevreden gizlemek için
D-Çocuğun sırtında kalın giysiler olduğu için
10.Koylu kadının “millet malı” dediği şey aşağıdakilerden hangisidir?
A-araba B-yorgan C-öküzler D-top mermisi
[/color]


En son Admin tarafından Ptsi Ara. 09, 2019 1:42 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 4 kere değiştirildi
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4953
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 52

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TÜRKÇE 4.SINIF Empty Eş Sesli Kelimeler ,GİRİŞ,GELİŞME VE SONUÇ ANLATIMI

Mesaj  Admin Perş. Kas. 14, 2019 11:26 am



Giriş bölümü 
Verilen bir konuyu açıklayabilmek için önce açıklanması gereken düşünce bulunur ve bu düşünce giriş bölümünde belirtilir. Giriş bölümü kompozisyonun en kısa bölümlerinden biridir. Bu bölümde sadece açıklanması gereken düşünce belirtilir. Bu bölümde örnek verilmez ve açıklama yapılmaz. Kısa ve öz bilgi verilmelidir. Ayrıca giriş cümlelerinde noktalama işaretlerine de dikkat edilmelidir.

Gelişme bölümü
Gelişme bölümünde, giriş bölümünde belirtilen düşünce geniş bir şekilde açıklanır. Bu bölümde örnek verilmesi gerekiyorsa örnek verilir. Ancak örneğin diye başlanılmaz, örneğin sözcüğü kullanılmaz. Verilen örnek birden fazla olmamalıdır. Gelişme bölümü bir paragraftan fazla olabilir. İlk paragrafta anlatılan konunun devamı gibidir ama daha geniş ve açıklayıcı bir şekilde olmalıdır.

Sonuç bölümü
Sonuç bölümünde, giriş ve gelişmenin ortak düşüncesi yani ana düşünce yazılır. Bu bölüm yazılı anlatımın diğer kısa bölümünden biridir. Bu bölümde de dikkat edilmesi gereken önemli özellik fazla ayrıntıya girmemektir.Yine kısa ve öz olmalıdır. 

Daha fazlasını burada öğren: Eodev.com - https://eodev.com/gorev/6378558#readmore
Eş Sesli Kelimeler
Açık: kapalı olmayan. Açık: koyu olmayan renk.
Açma:açmak işi. Açma: Bir tür susamsız, kalınca, yağlı çörek.
Ağız: bir organ adı Ağız: anadilin değişik söyleyişi. ...
Ak: beyaz. Ak: akmak mastarının emri.
Al: kırmızı ...
Alay: belli sayıdaki askeri birlik. ...
An: çok kısa zaman parçası ...
Arı: bal yapan böcek.
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4953
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 52

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TÜRKÇE 4.SINIF Empty Geri: TÜRKÇE 4.SINIF

Mesaj  Admin Cuma Ekim 18, 2019 10:52 am



Cümlenin Ögeleri

1. Yüklem (Fiil, Eylem)
Cümledeki işi, hareketi, yargıyı bildiren çekimli unsura yüklem denir. Yükleme, cümlede yargı bildiren çekimli öge de diyebiliriz. Yüklem, yukarıda belirttiğimiz gibi, cümlenin temel ögesidir. Yani yüklem olmadan cümle de oluşmaz.

Örnek(ler)
» Ben işlerimi zamanında yaparım.
cümlesinde “yapmak” sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.
» Buradaki evlerin hepsi çok güzeldi.
1.2. Özne
Yüklemin bildirdiği iş, oluş ya da durumu yapan ve­ya cümledeki olanı karşılayan ögeye özne denir. Özne, cümlenin temel öğesidir; ancak her cümlede bulunmak zorunda değildir.

Özne, fiil cümlelerinde işi yapandır. İsim cümlelerin­de bir eylem bulunmadığı için özne, yüklemin bil­dirdiği durumda olandır. Özne, yükleme sorulan “kim, ne?” soruları ile bulunur. Ancak özellikle “ne” sorusu, nesneyi bulmak için de sorulduğundan, özne sorusunu yükleme “yapan kim, olan ne?” biçimlerinde sormamız daha doğru olur.

Örnek(ler)
» Çocuklar bahçede neşeyle koşuyor. (koşan kim?/ kim koşuyor?)
cümlesinde “koşma” eylemini gerçekleştiren “çocuk­lar”dır. Bunu yükleme sorduğumuz “koşan kim?” sorusu ile bulabiliyoruz.
» Bugün hava çok güzeldi. (güzel olan ne?)
2.1. Gerçek (Açık) Özne
Yüklemin bildirdiği yargıyı gerçekleştiren ya da yargının konusu olan varlığın cümlede açıkça ifade edildiği öznedir.

Örnek(ler)
» Bu konuyu bize Aydın anlatacak. (anlatacak olan kim?/ kim anlatacak?)
cümlesinde “Aydın” öznedir. Çünkü yüklemde bildi­rilen “anlatma” işini yapan durumundadır.

1.2.2. Gizli Özne
Cümlede bir sözcük ola­rak bulunmayan, yüklemin çekiminden anlaşılan öznelere gizli özne denir.

Örnek(ler)
» Bu konuyu size anlatacağım. (anlatacak olan kim?/ kim anlatacak?)
cümlesinin yüklemi “anlatacağım” sözüdür. Özneyi bulmak için “anlatacak olan kim?” diye soruyoruz, “Ben” cevabı alıyoruz; ancak bu söz cümlede yok, biz bunu yüklemin bildirdiği şahıstan çıkarıyoruz. Öyleyse bu cümlenin öznesi gizli öznedir.
» Dün akşam çok eğlendik. (eğlenen kim? → biz → gizli özne)
» Bize soğuk davranıyor. ( soğuk davranan kim? → o → gizli özne)
3. Sözde Özne
Eylemin kim tarafından yapıldığı belli olmayan cüm­lelerde işten etkilenen unsur özne kabul edilir. Böyle öznelere sözde özne denir.

Örnek(ler)
» Bu konu çok iyi anlaşıldı.
cümlesinin yüklemi “anlaşıldı” sözüdür. Özneyi bulmak için “anlaşılan ne?” diye soruyoruz, “Bu konu” cevabı alıyoruz. “Bu konu” sözü burada özneymiş gibi gözükse de aslında işi yapan değil, işten etkilenen konumundadır. “anlaşılma” eyleminin kimin tarafından yapıldığı belli değildir, bu eylem sonucunda “bu konu”nun anlaşıldığı bellidir. Eylemin kimin tarafından yapıldığı belli olmadığı için “bu konu” özne olarak kabul edilmektedir.
.1. Nesne
Nesne, cümlede öznenin yaptığı işten etkilenen öğedir. Nesne, sadece yüklemi geçişli olan fiil cüm­lelerinde vardır ve yükleme sorulan “ne, neyi, kimi?” sorularıyla bulunur.

Örnek(ler)
» Bugün seni çok aradım. (kimi aradım?)
cümlesinde yükleme sorulan “kimi?” sorusuna ce­vap veren “seni” sözcüğü nesnedir.
» Fuardan kardeşime kitap aldım. (ne aldım?)
cümlesinde “ne” sorusuna cevap veren “kitap” söz­cüğü nesnedir.
> Nesneyi belirtili nesne ve belirtisiz nesne olmak üzere iki grupta incelemek mümkündür:

2.1.1. Belirtili Nesne
Yükleme sorulan “neyi, kimi?” so­rularına cevap veren sözcük ya da sözcük gruplarıdır. Belirtili nesne durumundaki sözcük ya da sözcük­ler yükleme belirtme hâl ekiyle (-i) bağlanır.

Örnek(ler)
»Bu maçı mutlaka izlemeliyim. (neyi izlemeliyim?) (belirtili nesne)
cümlesinde “neyi” sorusuna cevap veren “bu maçı” sözü belirtili nesne olarak kullanılmıştır.
1.2. Belirtisiz Nesne
“-i” belirtme hâl ekini almayan ve özneyi bulduktan sonra yükleme sorulan “ne?” sorusuna ce­vap veren sözcükler, belirtisiz nesne olur.

Örnek(ler)
» Adam bir çuval taşıyordu? (ne taşıyordu?) (belirtisiz nesne)
cümlesinde yükleme sorulan “ne” sorusuna “bir çu­val” cevabını alıyoruz. Bu sözcük yalın olarak kulla­nıldığından yani belirtme hâli eki almadığından be­lirtisiz nesnedir.


NOT Cümlenin öğeleri bulunurken özne ve nesneyi karıştırmamak için önce yüklemi, sonra özne­yi, daha sonra da nesneyi bulmalıyız.

Örnek(ler)
» Kalemi dün akşam kaybolmuş.
özne yüklem
cümlesinde özneyi bulmadan “Neyi kaybolmuş?” sorusunu sorar ve “kalemi” sözcüğüne nesne der­sek yanılmış oluruz. Çünkü önce özneyi bulmalıyız. Buna göre “Kaybolan ne?” sorusunu sorduğumuz­da “kalemi (Onun)” cevabını alırız. Demek ki “kale­mi” sözcüğü nesne değil, öznedir.
.2. Dolaylı Tümleç (Yer Tamlayıcısı)
Cümlede yaklaşma, bulunma, uzaklaşma bildiren, yüklemi yer anlamıyla tamamlayan öğedir. Yer tamlayıcısı “-e, -de, -den” ekleriyle oluşan sözcük veya söz­cük gruplarıdır. Dolaylı tümleç, yükleme sorulan “ki­me, kimde, kimden; nereye, nerede, nereden; ne­ye, neyde, neyden?” gibi sorularla bulunur.

Örnek(ler)
» Baş ucumdaki lâmbayı yakıp, saate baktım. (neye baktım?) (yer tamlayıcısı)
cümlesinde yükleme sorulan “neye” sorusuna ce­vap veren “saate” sözcüğü dolaylı tümleçtir.
» Seninle evde konuşacağım. (nerede konuşacağım?) (dolaylı tümleç / yer tamlayıcısı)
cümlesinde yükleme sorulan “nerede” sorusuna cevap veren “evde” sözcüğü dolaylı tümleç görevindedir.
NOT İsmin “-e, -de, -den” hâl eklerini alan her sözcük cümlede dolaylı tümleç görevinde bulunmaz. Bu ekleri alan sözcükler, cümlede zaman veya du­rum bildirirse, zarf tümleci olur.

Örnek(ler)
» Tam iki saat ayakta bekledik.” (zarf tümleci)
» Unutma, akşama seninle buluşacağız.” (zarf tümleci)
Yukarıdaki cümlelerde “ayakta ve akşama” sözleri zarf tümleci görevindedir. Bunu yükleme sorduğu­muz sorulardan da anlayabiliriz. Birinci cümlede hâl ekini alan sözcük “nasıl”, ikinci ve üçüncü cüm­ledeki sözcükler ise “ne zaman” sorularına cevap vermektedir.

3. Zarf Tümleci (Zarf Tamlayıcısı)
Yön, zaman, tarz, sebep, miktar, vasıta ve şart bildirerek yüklemi tamamlayan ve yükleme sorulan “ne zaman, nasıl, niçin, niye, neden, ne kadar, ne şekilde?” gibi sorulara cevap veren söz ya da söz öbekleri cümlede zarf tümleci (zarf tamlayıcısı) olarak kullanılır.

Örnek(ler)
» Batuhan bugün derse gelmedi. (ne zaman gelmedi?) (zarf tümleci)
cümlesinde yükleme sorulan “ne zaman” sorusuna cevap veren “bugün” sözü zaman bildiren zarf tüm­lecidir.
» Tuğçe derslerine çok çalışırdı. (ne kadar çalışırdı?) (zarf tümleci)
cümlesinde yükleme sorulan “ne kadar” sorusuna cevap veren “çok” sözcüğü miktar bildiren zarf tümleci görevinde kullanılmıştır.
NOT Aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri vb.” sözcük­ler, yalın halde kullanıldığında zarf tümlecidir. An­cak bu sözcükler isimlere eklenen hâl eklerini aldıklarında zarf tümleci olmaz, cümlenin farklı bir ögesi olur.

Örnek(ler)
» Ahmet, dışarıya çıkmıştı. (nereye çıkmıştı?) (dolaylı tümleç / yer tamlayıcısı)
cümlesinde “Nereye çıkmıştı?” sorusuna cevap ve­ren “dışarıya” sözcüğü “-e” hal eki aldığı için dolay­lı tümleçtir.
» Görevli, içeriyi kontrol etti. (nereyi kontrol etti?) (nesne)
cümlesinde “Nereyi kontrol etti?” sorusuna cevap veren “içeriyi” sözü hal eki aldığı için nesne göre­vindedir.
» Aşağı bakma sakın.
cümlesinde “Nereye bakma?” sorusuna cevap ve­ren “aşağı” sözü hal eki almadan yön bildirdiği için zarf tümlecidir.

.1. Edat Tümleci
Yüklemin ne ile (hangi araçla), kimin ile, hangi amaçla, yapıldığını gösteren söz öbeklerine edat tümleci denir. Yükleme sorulan “ne ile, ne için, kiminle, kimin için?” sorularıyla bulunur.

Edat tümleci olarak adlandırılan tümleçler de birer zarf tümlecidir. Çıkmış sorularda, seçeneklerde bile olsa, edat tümleci adının geçtiği görülmemiştir. Ancak bazı soruların çözümünde yardımcı olduğu söylenebilir. Eğer seçeneklerde “edat tümleci” adı geçmiyorsa, siz “edat tümleci” olarak gördüğünüz söz öbeklerine zarf tümleci de diyebilirsiniz.

Örnek(ler)
» O, bütün yazılarını, dolma kalemle yazar. (ne ile yazar?)
» Bu araştırmayı arkadaşlarıyla yapmış. (kiminle yapmış?)
» Bu yemekleri sizin için hazırladım.(kimin için?)

ŞAİR :
Soru:Şair ne demektir?
CEVAP:Bir şiiri yazan kişiye şair denir.
SORU: Yazar ne demektir?
CEVAP:  Bilim, edebiyat, sanat, gazete ve dergi alanında kitap ya da düzyazı yazan kimseye  yazar denir.


Fiil (Eylem)
Bir eylemi, bir durumu veya bir oluşu anlatan sözcüklere fiil (eylem) denir
Örnek(ler)
» gel, gör, sev, uç, bak, kalk, sor, ye, oku…
Örnek(ler)
» okudu → oku(mak) / oku(ma)dı → fiil
» uyuyor → uyu(mak) / uyu(mu)yor → fiil
» seveceğim → sev(mek) / sev(me)yeceğim → fiil
Yukarıdaki sözcüklere “-mak / -mek” veya “-ma / -me” eklerinden birini getirebiliyoruz. Bu yüzden bu sözcükler fiildir.

Yazdım-fiil
Yedim-fiil





Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4953
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 52

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TÜRKÇE 4.SINIF Empty Nokta İşaretinin Kullanıldığı Yerler

Mesaj  Admin Ptsi Eyl. 30, 2019 10:00 am





11/11/2019 PAZARTESİ ÖDEVİ
TÜRKÇE :1 TANE HİKAYE OKU.
FEN B.SINAVA ÇALIŞ.











SOSYAL  B: 41,42,43 ÜÇ DEFA OKU.
MATEMATİK:ALIŞTIRMALAR 45,46,47,48 YAP.



31/10/2019 perşembe ödevi
TÜRKÇE :EŞ ANLAMLI KELİMELER ÇALIŞ.
Sosyal b. sayfa 38,39,40,41 üç defa oku.


21/10/2019 ÖDEV
TÜRKÇE :SAYFA 47,48,51 YAZ.ÜÇ DEFA OKU.Ç.K. DOLDUR.
METİNDEKİ İSİMLERİ YAZ.
METİNDEKİ FİİLLERİ YAZ.
İNGİLİZCE:18,19,20 DOLDUR.DEFTERE 2 DEFA YAZ.




16/10/2019 ÖDEV
İNSAN HAKLARI 20,21 YAZ.26,27 ÜÇ DEFA OKU.

15/10/2019 ÖDEV
TRAFİK :SAYFA14,15,16 DEFTERE YAZ.BEŞ DEFA OKU.
16/10/2019 ÖDEV
İNSAN HAKLARI 20,21 YAZ.26,27 ÜÇ DEFA OKU.



23/10/2019 ÖDEV
FEN  B. SAYFA 50,51,52  BEŞ DEFA OKU.
SAYFA 51 YAZ.MİNERALLER VE VİTAMİNLER YAZ.






TÜRKÇE SAYFA 40,41 ÜÇ DEFA OKU.İMZA.İSİMLERİ DEFTERE YAZ.





TRAFİK :SAYFA14,15,16 DEFTERE YAZ.BEŞ DEFA OKU.
FEN:SAYFA 43,44,45,46 DOLDUR.





07/10/2019 ÖDEV
MATEMATİK Verilen Yüzlüğe yuvarlama çalışma kağıdlarını deftere yaz.Ödevi yapmayan ve az yapan yapacak.
TÜRKÇE:SAYFA 40,41 YAZ.5 DEFA OKU .İMZA ATTIR. Ç.K. DOLDUR.
FEN:SAYFA 34,35,36,37,38,39 ÜÇ DEFA OKU.İMZA ATTI



DİN KÜLTÜRÜ:İHLAS SURESİ VE FATİHA SURESİNİ ,BESMELE VE EUZU BESMELE YAZ EZBERLE.
SOSYAL BİLGİLER: 26,27,28,29 BEŞ DEFA OKU.İMZA ATTIR





Nokta İşaretinin Kullanıldığı Yerler
Cümlelerin sonunda.
Kısaltmaların sonunda. Prof. , Alb. , Sok. gibi
Sıra belirten sayıların sonunda. 3. (üçüncü) , 5. (beşinci) gibi
Tarihlerde. 1.1.1974 gibi
Saat ile Dakika arasında. 9.05 gibi
Dört ve dörtten büyük sayılarda üçlü grupların arasına koyulur. 1.234.123 gibi
Bir liste şeklindeki yazıda maddelerin rakam ve harflerinden sonra . 1. 2. 3. şekilde giden maddelerde kullanılır.
Virgül ile sıralanmış rakam veya sayılardan son sayının sonunda. "3,4 ve 7. maddeler" gibi.
Çizgi ile aralık belirmek için kullanılan raklamların ikincisinin sonunda. "2-5. yüzyıllar arasında" gibi.
Kitap, dergi künyelerinin sonuna
Matematikte çarpma yerine. 2.2=4 gibi

Virgül (,) Kullanıldığı Yerler
1-Virgül,  Birbiri ardına sıralanan, söz dizimi açısından eş görevli sözcük, sözcük grupları ve sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır.
Yazıda arka arkaya gelen eş görevli kelimeler arasına konur.
Örnek: Böylece insanlık bir Ölüm kalım kaygısı içinde bunalırken şiirde sevgiden, özlemden, uçup giden dakikalardan, çocukluk ve gençlik anılarından söz etmek nerde ise ayıp sayılırdı.
(Suut Kemal Yetkin)

2. Herhangi bir sözcüğün, kendisinden sonra gelen sözcüğü belirtmediğini, onun tamlayanı olmadığını göstererek anlam karışıklığını gidermek için kullanılır:
Örnek: Hasan’ın, otomobilini park yerinden alması gerekir.
Küçük, ağaçta sallanıyordu.

3. Cümlede ara söz ve ara cümleleri ayırmak için konur.
Örnek: Babaları Kupa Papazına gelince, sizden iyi olmasın, pek babacan pek cana yakın bir adamdır. (Haldun Taner)

Üç Noktanın Kullanıldığı Yerler ( … )
Ekleyenin Notu: Öncelikle “üç nokta yan yana” demek anlatım bozukluğudur. Çünkü üç noktanın üst üste bir kullanımı olmadığı için “üç nokta” demek yeterlidir.

1. Anlatım olarak tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur:

Ne çare ki çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından görülüveri­yordu da bu yanı… (Tarık Buğra)

2. Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak is­tenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur: Kılavuzu karga olanın burnu b…tan çıkmaz.

Arabacı B…’a yaklaştığını söylüyor, ikide bir fırsat bularak arabanın içine doğru başını çeviriyordu. (Ahmet Hamdi Tanpınar)

3. Alıntılarda başta, ortada ve sonda alınmayan kelime veya bölümle­rin yerine konur:

… derken şehrin öte başından boğuk boğuk sesler gelmeye başladı… (Tarık Buğra)

4. Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayal dünyasına bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur:

Sana uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz! (Faruk Nafiz Çamlıbel)

Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade ederiz. O noktainazar şudur: Türk milletini, medeni cihanda layık olduğu mevkiye isat etmek ve Türk cumhuriyetini sarsılmaz temelleri üzerinde, her gün, daha ziyade takviye etmek… (******)

5. Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur:

Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:

—      Koca Ali… Koca Ali, be!.. (Ömer Seyfettin)

UYARI: Ünlem ve soru işaretinden sonra üç nokta yerine iki nokta konulması yeterlidir:

Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan. (Tarık Buğra)

Nasıl da akşam oldu?.. Nasıl da yavrucaklar sustu?.. Nasıl da serçecikler yuvalarına sığındı?.. (Necip Fazıl Kısakürek)

6. Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik bırakılan cevap­larda kullanılır:

— Yabancı yok!

— Kimsin?

— Ali…

— Hangi Ali?

— …

— Sen misin, Ali usta?

— Benim!..

— Ne arıyorsun bu vakit buralarda?

— Hiç…

— Nasıl hiç? Suya çekicini mi düşürdün yoksa!..

— !.. (Ömer Seyfettin)

UYARI: Üç nokta yerine iki veya daha çok nokta kullanılmaz.






En son Admin tarafından Cuma Kas. 08, 2019 2:55 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 25 kere değiştirildi
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4953
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 52

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TÜRKÇE 4.SINIF Empty TÜRKÇE 4.SINIF 3

Mesaj  Admin Ptsi Eyl. 23, 2019 2:00 pm


METNİN TÜRÜ
"Arkadaşlık"metninin türü şiirdir."Kuş Çocuk" metninin türü ise düzyazıdır.
Düzyazı da metinler cümlelerden oluşur.
Şiirler dörtlükler halinde yazılır.Buna kıta denir.
İstiklal Marşı'mızın son bölümü hariç ilk dokuz bölümü dörtlüklerden oluşur.
Düzyazı  metinlerde paragraflar,metnin bölümleridir.Bilgilendirici metinler giriş,gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşur.






03/10/2019 ÖDEV
MATEMATİK Verilen Yüzlüğe yuvarlama çalışma kağıdlarını deftere yaz.
DİN KÜLTÜRÜ:İHLAS SURESİ VE FATİHA SURESİNİ ,BESMELE VE EUZU BESMELE YAZ EZBERLE.
SOSYAL BİLGİLER: 26,27,28,29 BEŞ DEFA OKU.İMZA ATTIR








FOSİL NEDİR
Milyonlarca yıl önce canlı olan bitki ve hayvanların taşlaşmış kalıntılarıdır.
Fosiller kayaçların içinde bulunur.Fosillerin birçoğu deniz hayvanlarına suya yakın yerlerde yaşayan hayvanlara aittir.
FOSİL NASIL OLUŞUR
Canlı öldükten sonra vücudu çürümeye başlar.Yumuşak kısımları diğer canlılar yer.Sert kısımları kalır.Kemik,diş,boynuz suyun dibine çöken tortullarla kaplanır.Yıllar geçer.Kat kat tortullar kemik,diş ve boynuzları örter.
Yıllar sonra kayaçlar arasına sızan mineraller bu kemik,boynuz kalıntılarını sertleştirir.Böylece fosil oluşur.
FOSİL NASIL AÇIĞA ÇIKAR
Fosil üzerindeki yapının doğal yollarla aşınması sonucu fosil açığa çıkar.

01/10/2019 ÖDEV
TÜRKÇE ZIT ANLAMLI KELİMELER YAZ,ÇALIŞ,EZBERLE.SAYFA 26,27 YAZ,DOLDUR.
SOSYAL BİLGİLER SAYFA 24 DOLDUR.     25,26,27,28,29 BEŞ DEFA OKU.İMZA ATTIR.
FEN:SAYFA 32 DOLDUR.DEMİR,BAKIR,ALTIN,GÜMÜŞ,ALÜMİNYUM,BOR NEREDE KULLANILIR? YAZ,ÇALIŞ.
SAYFA 34,35,36,37 BEŞ DEFA OKU,İMZA ATTIR.







MATEMATİK Aşağıdaki sayıları önce onluğa,sonra yüzlüğe yuvarlayınız.
1555,2895,15155,999997,1297155,5785,685,7585,355168,155155,699,799,888,12888,15699,29997,38997,20098,21998,27908,33095,3336,156.
TÜRKÇE EŞ ANLAMLI KELİMELER YAZ,ÇALIŞ.
DİN KÜLTÜRÜ:İHLAS SURESİ VE FATİHA SURESİNİ ,BESMELE VE EUZU BESMELE YAZ EZBERLE.






En son Admin tarafından Çarş. Ekim 02, 2019 12:35 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 11 kere değiştirildi
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4953
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 52

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

TÜRKÇE 4.SINIF Empty TÜRKÇE 4.SINIF

Mesaj  Admin Ptsi Eyl. 09, 2019 1:42 pm


Türkçe Sözcüklerde Vurgu
Türkçe Sözcüklerde Vurgu
Vurgu: Sözcüklerde ve sözcük öbeklerinde bazı hecelerin, cümlenin bütününde de bazı sözcüklerin diğerlerine göre daha yüksek tonda seslendirilmesidir.

Sözcük vurgusu ilk, orta veya son hecede görülebilir. Vurgunun yeri, anlamı ya da anlam, vurgunun yerini belirleyebilir: (benim) çocuĞUM, (ben) çoCUğum, (Hey!) ÇOcuğum!.

Sözcük içerisinde vurgu, bazı durumlarda yazılışı aynı fakat anlamı farklı olan sözcükleri söyleyiş yoluyla ayırmak için kullanılır. Örneğin ORdu, KURtuluş, BEbek yer adlarında vurgu ilk hece üzerindedir. Buna karşılık orDU, kurtuLUŞ, sözcüklerinde vurgu son hece üzerindedir. Başka örnekler olarak KAZma, ÇİZme, SARma eylem adlarında vurgu ilk hece üzerindeyken; kazMA (alet), çizME (ayakkabı), sarMA (yiyecek) nesne adlarında vurgu son hece üzerindedir.

Türkçede sözcüklerin vurgusu genellikle son hecededir. Ancak tek heceli sözcükler vurgu suzdur. Çok heceli yer adlarında da ikinci hecedeki ses sayısı birincidekinden çok ise vurgu ikinci hecededir. Örneğin; DeNİZli, MaLATya, AnTALya gibi.

“ki” bağlacının kaynaşmasıyla oluşan ”belki, sanki, mademki, halbuki…” sözcüklerindeki “ki” vurgulanmaz.

Öbek vurgusu, özellikle isim ve sıfat tamlamalarında tamlayan öğenin doğal vurgusudur. Birleşik sözcüklerde de yine öbeğin bir unsuru vurgulu seslendirilir: YÜZbaşı, ASTsubay, öğrenCİ alayı, oTUZgün, ŞÜKretmek gibi.

Cümle vurgusu, cümledeki öğelerden birinin diğerlerine göre daha yüksek tonda, daha baskılı söylenmesidir. Cümlede dinleyici için yeni bilgi aktarılıyor ve bu bilgi cümlenin odağı haline geliyorsa söz konusu bilginin odağı olan öge vurgulanabilir.

Vurguyu bulma usulü:

Türkçe sözcüklerde vurgunun hangi hecede olduğunu anlamak için bir usul vardır. O usul şudur: Sözcüğün her seferinde bir hecesi mübalağalı bir şekilde kuvvetle söylenir. Hangisi yadırganmazsa vurgu o hece üzerinde demektir. Mesela, “yumurta” sözcüğünde “ta” hecesini kuvvetlendirerek söylemek kulağa aykırı gelmemektedir; o halde vurgu son hecededir.

Türkçe sözcüklerde vurgu durumu şöyledir:
1. Türkçede sözcük ne olursa olsun, bütün hitaplarda vurgu daima ilk hecede bulunur:

arkadaş,
dağlar,
kumandan,
******
gibi seslenmelerde vurgu daima ilk hecede bulunur ve kuvvetlidir. Sözcüğün asıl normal vurgusu sonda da olsa hitapta mutlaka başa alınır: Örümcek.

2. Türkçede orta hece ve heceler vurgusuzdur.

3. Türkçede vurgu esas itibarıyla ya son hecede veya ilk hecede bulunur. Vurgu son hecede ise başta, ilk hecede ise sonda ikinci derecede bir vurgu bulunur.

yatırım,
açık,
çekingen …
4. Buna mukabil yer adlarında, bütün coğrafi isimlerde vurgu ilk hecede olur:

Ankara,
Kurtuluş,
İsveç,
Avrupa …
6. Yalnız “-istan” eki ile biten coğrafi isimlerde vurgu yine sona alınır:

Özbekistan,
Türkmenistan,
Bulgaristan …
7. Sonu “-ya” ile biten yer adlarında vurgu sondan bir evvelki hecede bulunur:

Sakarya,
Mudanya,
Almanya.
Sonu a ve e ile biten yer adları da böyle istisnalar görülür:

İngiltere,
Ukrayna
gibi sözcüklerde vurgu sondan bir önceki hecededir.

8. Türkçede henüz tam benimsenmiş, üzerinde az zaman geçmiş yabancı isimlerde ve sözcüklerde vurgu ilk hecede bulunur:

Hitler,
banka,
radyo,
posta …
9. Türkçede çok yerleşmiş yabancı asıllı isimlerde vurgu son hecede bulunur:

İsmail,
Ömer,
Mehmet …
10. Türkçede bazı ekler vurgusuzdur ve vurguyu önlerindeki heceye atarlar. Mesela;

uyuma,
insanca,
kalkmadan sözcüklerinde vurgu ma, ca, madan eklerinde önceki hecededir.
ÖDEV:10/09/2019
Türkçe sayfa 12 yaz.Beş defa oku.Soruları cevapla.
Matematik sayfa 11,12 yaz.Stadyumu çiz.
Sosyal bilgiler sayfa 10,11 beş defa oku.İmzalattır.


Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4953
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 52

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz