Misafire İkram Etmek
1 sayfadaki 1 sayfası
Geri: Misafire İkram Etmek
Sual: Ev sahibi, misafire karşı nasıl hareket etmeli? Misafire ikram şart mı?
CEVAP
Evet şarttır. Ev sahibinin gözetmesi gereken hususlardan bazıları:
1- Misafir gelince, rızkımız azalır sanmamalıdır! Bu, şeytandan gelen bir düşüncedir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Şeytan, [hayra harcatmayıp] fakir olursunuz diye korkutur, cimriliği [ve hayra harcamamayı] telkin eder. Allah ise, [hayra harcayana] mağfiret, lütuf, bolluk vaad eder.) [Bekara 268]
Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(İblis, en azgın militanlarını malını hayra sarf edenlere gönderir.) [Taberani]
Mümin, iyi kimsedir. Bir hadis-i şerif meali:
(Müminlerin imanca en olgunu, ahlakça yüksek olanıdır. Herkes bunun yanına rahatça gelebilir, geleni gideni çok olur, başkaları ile ülfet eder, hem de kendisi ile ülfet edilir. Ülfet edemeyende [geçimsiz olanda] hayır yoktur.) [Taberani]
Misafire yedirmekle, sadaka vermekle, insanın eli daralmaz. Peygamber efendimiz, yemin ederek, (Sadaka vermekle mal azalmaz) buyurdu. (Tirmizi)
Cimrilik çok kötüdür. Misafir kabul edip cimrilikten kurtulmaya çalışmalıdır!
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Zekâtını veren, misafirlerini ağırlayan, darda olanlara yardım eden kimse, cimri sayılmaz.) [Taberani]
(Ancak şerli, kötü kimseler, misafir kabul etmez.) [Beyheki]
2- Misafir bereket getirir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Misafir rızkı ile gelir, ev halkının günahlarının affına sebep olur.) [İ.Sünni]
(Misafir, bin bereket ve bin rahmetle gelir.) [Nisâb-ül ahbâr]
3- Hak teâlânın bir hediyesi olan misafire ikram etmeli. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’a ve kıyamete inanan, misafirine ikram eylesin!) [Buhari]
İmam-ı Evzâi, (Misafire ikram, ona karşı güler yüzlü ve tatlı dilli olmaktır) buyurdu. Misafire ikram çok sevaptır. Misafiri nimet ve ganimet bilmeli. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ hayır murat ettiğine hediye olarak misafir gönderir.) [E. Nuaym]
Her nimet bir külfet karşılığıdır! Külfetsiz nimet olmaz. Misafirin sıkıntısı olabilir. Yüksünmeden, yumuşaklıkla ve lütufla hizmet etmelidir!
4- Her zaman misafir gelmesini arzu etmeli. Peygamber efendimiz, (Misafir istemeyende hayır yoktur) buyurdu. (İ.Ahmed)
5- Misafir gelmezse üzülmeli. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Misafir girmeyen eve, melekler de girmez.) [Şir’a]
(Misafirle yenilen yemekten sorgu-sual olmaz.) [Deylemi]
6- Külfete girmemeli, hazırda ne varsa onu vermeli, çeşitli ve pahalı yemekler getirmemeli! Allahü teâlâ, külfete girenleri sevmez. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Misafir için külfete girmeyin, misafir bundan rahatsız olur. Misafirini üzen Allahü teâlâyı üzmüş olur.) [İbni Lâl]
Hazret-i Ali, (Arkadaşın en kötüsü, külfete giren, kendisinin idare edilmesine seni mecbur kılan, seni özür dileyici işlere itendir) buyuruyor. [Külfet; Lüzumundan fazla ikram, zahmetli iş, sıkıntı.]
7- Misafire ikram ederken, herhangi bir menfaat düşünmemeli, sırf Allah rızası için hizmet ve ikram etmelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Garip, yatacak yer bulamayan bir misafire yardım etmek, yemek yedirmek müslümanlar üzerine borçtur.) [İ.Asakir]
İbrahim aleyhisselam, misafir olarak gelen mecusiye, (Müslüman olursan sana çok ikramda bulunurum) buyurdu. Mecusi darılıp gitti. Allahü teâlâ, Hazret-i İbrahim’e, (Neden onu misafir etmek için dinini değiştirmeyi şart koştun? O beni tanımadığı halde, ben onun yetmiş yıldır rızkını veriyorum) buyurdu. Hazret-i İbrahim, koşup mecusiyi buldu. (Bana misafir ol) diye ricada bulundu. Mecusi hayret etti. Hazret-i İbrahim, olayı anlattı. Mecusi, (Demek ki Allah, bana karşılıksız nimet veriyor. O halde bana İslamiyet’i öğret, müslüman olayım) dedi. Hazret-i İbrahim ona gerekli dini bilgileri öğretti. O da kelime-i şehadet getirip müslüman oldu.
8- Misafirden hizmet beklememelidir! Peygamber efendimiz, (Misafirden hizmet beklemek, aklın noksanlığına alamettir) buyurdu. (Deylemi)
9- Dini inanışı, siyasi görüşü farklı olsa da, misafiri üzecek sözler söylememelidir!
10- Misafire hizmet edene büyük sevaplar vardır. Hazret-i Ömer, misafirine bizzat kendisi hizmet ederdi. Hizmet edenler mevcut iken niçin kendisinin hizmet ettiği sorulduğunda, (İçinde misafir bulunan evde, melekler ayakta durur) hadis-i şerifini nakledip, (Melekler ayakta dururken oturmaktan haya ederim) buyurdu.
Misafir rızkı ile gelir
Misafire ikram etmek, güzelce ağırlamak gerekir. Misafire yedirilecek şeylerden korkmamalı, misafire ikram etmeyi ganimet bilmelidir! Atalarımız, (Misafir on kısmetle gelir, birini yer, dokuzunu bırakır) demişlerdir. Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Misafir rızkı ile gelir.) [Şir’a]
(Misafir girmeyen eve, melek girmez.) [Şir’a]
(Sofra misafirin önünde bulunduğu müddetçe, melekler ev sahibi için istigfar ederler.) [Taberani]
(Kişi, dostlarla yediği yemekten hesaba çekilmez.) [İ.Gazali]
Evde bulunan şeyleri bolca ikram etmeli, misafire verilen çok yemeği israf saymamalıdır. Allah için olan şey, çok olsa da israf olmaz. Allah için olmayan şey, az olsa da israftır.
Misafire (ye) diye üçten fazla teklif etmemeli. Hele (Allah aşkına ye) diye zorlamamalı. Böyle zorlamalar misafiri gücendirebilir.
Hikmet ehlinden birini yemeğe davet ederler. O da, (Şu üç şartla kabul ederim der:
1- Yediğimi zehir etmezseniz,
2- Sizin çok sevdiğiniz ama benim rahatsız olacağım birini yanıma oturtmazsanız,
3- Kendimi zindanda yani mahkum gibi hissettirmezseniz.)
Teklife razı olurlar. Ev sahibi misafirin yanına küçük çocuğunu oturtur. Çocuk zararlı şeyler yapar. Ev sahibi de yemesi için ısrar edince misafir, (Verdiğin sözü bozdun. Üç şarta da uymadın, gidiyorum) der. Yine aynı zatı davet ederler. Yine üç şart ileri sürer: (Tekellüf, zulüm ve hıyanet olmazsa kabul…) der.
Tekellüf: Evinde bulunmayan şeyi zahmet ve masrafa girerek getirmek.
Hıyanet: Evinde olanı misafire ikramdan sakınmak.
Zulüm: Evde bulunan her şeyi misafire verip çoluk çocuğu aç bırakmak.
Hazret-i Ali, yemeğe davet edilince (Üç şartla kabul ederim. Bir şey almak için çarşıya gitmeyeceksiniz. Evinizde olanı da esirgemeyeceksiniz. Benim yüzümden çoluk çocuğunuzu da aç bırakmayacaksınız) buyurdu.
Yemeği acele hazırlayıp getirmelidir! Misafirleri bekletmek uygun olmaz. Davetlilerin ekseriyeti gelmişse, bir iki kişi beklenilmeden yemeğe başlanır. Gelmeyen fakir ise veya kalbi kırılacak biri ise beklenebilir. Yalnız beş şeyde acele etmek sünnettir. Bunlardan biri, misafire yemek hazırlamakta acele etmektir.
Sofraya et ve tatlı da getirmelidir! Çünkü yemeklerin iyisini yedirmek, Allahü teâlânın rızasını celbeder. Yemekte iyi su bulundurulmalıdır! (Serin su içmek, Allahü teâlâya şükrü gerektirir) buyurulmuştur. Sofrada sirkeli salata bulundurulması iyidir. Çünkü sirke ve yeşillik hadis-i şerifle övülmüştür. Yeşil sebzelerin bulunduğu sofrada melekler hazır olur.
Yemeklerin iyisini önce getirmelidir! Arzu edenler bunlardan çokça yer. Diğer yemeklere lüzum kalmaz. Halbuki midesine düşkün olanlar çok yiyebilmek için, önce diğerlerinin, sonra da nefis yemeklerin sofraya konmasıyla lüzumundan fazla yemek yemiş olurlar. En iyisi bütün yemekleri ortaya koymalı, herkes arzu ettiğini yiyebilmelidir.
Misafir, güler yüz, tatlı dil, hoş sohbet ister. Bunlar yapılınca memnun olur. Misafiri kapıya kadar uğurlamalıdır! Hadis-i şerifte (Misafiri 7 adım geçirene, Cehennemin 7 kapısı kapanır. 8 adım geçirene, 8 Cennet kapısı açılır ve dilediği kapıdan girer) buyuruldu. (Şir’a)
Misafiri uğurlarken, (Memnun ettiniz, şeref verdiniz, her zaman bekleriz) gibi güzel sözler söyleyip, uğurlamalı, onun da dua etmesini ganimet bilmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Misafirin duası makbuldür.) [Beyheki]
Misafirin de giderken veya yemekten sonra (Evinizde oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyi insanlar yesin!) gibi dua etmesi sünnettir. (Tirmizi)
Sual: Bir çeşit yemek yemenin sünnet ve sıhhat için daha iyi olduğu söyleniyor. Misafirlere çeşitli yemek vermek israf olur mu?
CEVAP
Misafirlere çeşitli yemekler ikram etmek israf olmaz. Misafirperver, mürüvvet sahibi bir zat, sofraya getireceği yemek çeşitlerini yazar misafirlere arz ederdi. Bir âlim buyuruyor ki: Misafirler için sofrada çeşitli yemekler bulundurmak çok hoş olur. Çünkü her insanın tabiatı da farklıdır. Bunun gibi, Allahü teâlânın, insanların istek ve arzularına göre Cennette vereceği nimetlerden onu şöyle:
1- Manzara hayranları için (Altlarından nehirler akan Cennetler) [Talak 11]
2- Giyimi, kuşamı sevenler için (Cennetteki elbiseleri ipektir.) [Hac 23]
3- Ziyneti sevenler için (Orada, altın bilezikler takarlar.) [Kehf 31]
4- Et gibi yiyecekleri sevenler için (İstedikleri cinsten kuş etleri) [Vakıa 21]
5- İçecekleri, sütleri, temiz şerbetleri sevenler için (Cennette temiz su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları vardır.) [Muhammed suresi 15]
(Tertemiz şarap içerler) [İnsan 21]
Kur'an-ı kerimde, Cennet ehline verilecek Şeraben tahura diye buyurulan "Temiz şarap" tan maksat, temiz bir içecektir. Türkçe şurup, meşrubat denebilir. Alkollü olan şarap ile bir alakası yoktur. Kur'an-ı kerimde alkollü içki haramdır. (Maide 90) Arapça şarap, içilen şeylere denir.
Cehennemdeki zakkum ile dünyadaki zakkum ağacının da bir benzerliği yoktur. Sadece isimleri aynıdır. Cennetteki altın, gümüş, süt, su gibi şeylerin dünyadakilerle yalnız isim benzerliği vardır.
6- Hizmet edilmekten hoşlananlar için (Çeşitli hizmetçiler onların etrafında divan dururlar.) [Tur 24]
7- Mağfireti sevenler için (Sizi, mağfiret etmek için çağırıyor) [İbrahim 10]
8- Meyveleri sevenler için (Canlarının istediği meyveler vardır.) [Mürselat 42]
9- Allahü teâlânın rızasını isteyenler için (Allah’ın rızası ise en büyüktür.) [Tevbe 72]
10- Arzusu Allahü teâlâyı görmek olanlar için (Güzel amel işleyen müminlere Cennet ve bir de fazlası [Allah’ın cemalini görmek] var.) (Yunus 26) [Şir’a]
Sual: Misafirlikte yenilen yemekten misafire mi, ev sahibine mi hesap yoktur?
CEVAP
Her ikisine de hesap yoktur.
Sual: Dinimizde eve gelen misafirlere, her gün ziyafet vermek şart mıdır?
Cevap: Gelen misafire ziyafet konusunda Mâ-lâ-büdde kitabında buyuruluyor ki: “Gelen misafire üç gün ziyafet vermek, müekked sünnettir. Sonraki günlerde ise müstehabdır.”
Misafire hizmet etmek
Sual: Eve yatılı misafir geldiği zaman, bu misafire hizmet konusunda dinimiz ne tavsiye etmektedir?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Süleyman bin Cezâ hazretleri, Eyyühel Veled kitabında buyuruyor ki:
“Evine gelip-geçici salih bir misafir gelirse, onun hizmetini iyice yap! Hemen yemeğini ver, belki acıkmıştır. Yanında fazla da oturma, belki yorgundur. Yatmadan önce, kıbleyi, helayı, seccadeyi ona göster. Abdest suyunu, abdest havlusunu ve diğer ihtiyaçlarını temin eyle! Sabah olunca, sabah namazına kaldır ve cemaat hâlinde beraberce sabah namazını kılınız! Erkence yemeğini hazırla, gideceği yol belki uzundur. Giderken de, kendisine bir din kitabı hediye eyle!”
Sual: Eve gelen misafirlere, su ve benzeri şeyler ikram ederken, misafirler arasında bir sıra takip etmek gerekir mi?
Cevap: Birkaç kişiye su verirken, önce âlimlere, sonra yaşlılara, en son çocuklara verilir. Yerken, yürürken, otururken de, bu sıra gözetilir. Hizmet eden, su içecekse, ikram ettikten sonra içmelidir. Yanında oturanlara bir şey verirken de, kendi sağında olandan başlanır. Sonra, onun sağındakine olarak devam edilir. Sağdakinin izni ile önce soldakine verilebilir. Hadis-i şerifte;
(Günahı çok olan, çok su dağıtsın!) buyuruldu.
CEVAP
Evet şarttır. Ev sahibinin gözetmesi gereken hususlardan bazıları:
1- Misafir gelince, rızkımız azalır sanmamalıdır! Bu, şeytandan gelen bir düşüncedir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Şeytan, [hayra harcatmayıp] fakir olursunuz diye korkutur, cimriliği [ve hayra harcamamayı] telkin eder. Allah ise, [hayra harcayana] mağfiret, lütuf, bolluk vaad eder.) [Bekara 268]
Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(İblis, en azgın militanlarını malını hayra sarf edenlere gönderir.) [Taberani]
Mümin, iyi kimsedir. Bir hadis-i şerif meali:
(Müminlerin imanca en olgunu, ahlakça yüksek olanıdır. Herkes bunun yanına rahatça gelebilir, geleni gideni çok olur, başkaları ile ülfet eder, hem de kendisi ile ülfet edilir. Ülfet edemeyende [geçimsiz olanda] hayır yoktur.) [Taberani]
Misafire yedirmekle, sadaka vermekle, insanın eli daralmaz. Peygamber efendimiz, yemin ederek, (Sadaka vermekle mal azalmaz) buyurdu. (Tirmizi)
Cimrilik çok kötüdür. Misafir kabul edip cimrilikten kurtulmaya çalışmalıdır!
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Zekâtını veren, misafirlerini ağırlayan, darda olanlara yardım eden kimse, cimri sayılmaz.) [Taberani]
(Ancak şerli, kötü kimseler, misafir kabul etmez.) [Beyheki]
2- Misafir bereket getirir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Misafir rızkı ile gelir, ev halkının günahlarının affına sebep olur.) [İ.Sünni]
(Misafir, bin bereket ve bin rahmetle gelir.) [Nisâb-ül ahbâr]
3- Hak teâlânın bir hediyesi olan misafire ikram etmeli. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’a ve kıyamete inanan, misafirine ikram eylesin!) [Buhari]
İmam-ı Evzâi, (Misafire ikram, ona karşı güler yüzlü ve tatlı dilli olmaktır) buyurdu. Misafire ikram çok sevaptır. Misafiri nimet ve ganimet bilmeli. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ hayır murat ettiğine hediye olarak misafir gönderir.) [E. Nuaym]
Her nimet bir külfet karşılığıdır! Külfetsiz nimet olmaz. Misafirin sıkıntısı olabilir. Yüksünmeden, yumuşaklıkla ve lütufla hizmet etmelidir!
4- Her zaman misafir gelmesini arzu etmeli. Peygamber efendimiz, (Misafir istemeyende hayır yoktur) buyurdu. (İ.Ahmed)
5- Misafir gelmezse üzülmeli. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Misafir girmeyen eve, melekler de girmez.) [Şir’a]
(Misafirle yenilen yemekten sorgu-sual olmaz.) [Deylemi]
6- Külfete girmemeli, hazırda ne varsa onu vermeli, çeşitli ve pahalı yemekler getirmemeli! Allahü teâlâ, külfete girenleri sevmez. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Misafir için külfete girmeyin, misafir bundan rahatsız olur. Misafirini üzen Allahü teâlâyı üzmüş olur.) [İbni Lâl]
Hazret-i Ali, (Arkadaşın en kötüsü, külfete giren, kendisinin idare edilmesine seni mecbur kılan, seni özür dileyici işlere itendir) buyuruyor. [Külfet; Lüzumundan fazla ikram, zahmetli iş, sıkıntı.]
7- Misafire ikram ederken, herhangi bir menfaat düşünmemeli, sırf Allah rızası için hizmet ve ikram etmelidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Garip, yatacak yer bulamayan bir misafire yardım etmek, yemek yedirmek müslümanlar üzerine borçtur.) [İ.Asakir]
İbrahim aleyhisselam, misafir olarak gelen mecusiye, (Müslüman olursan sana çok ikramda bulunurum) buyurdu. Mecusi darılıp gitti. Allahü teâlâ, Hazret-i İbrahim’e, (Neden onu misafir etmek için dinini değiştirmeyi şart koştun? O beni tanımadığı halde, ben onun yetmiş yıldır rızkını veriyorum) buyurdu. Hazret-i İbrahim, koşup mecusiyi buldu. (Bana misafir ol) diye ricada bulundu. Mecusi hayret etti. Hazret-i İbrahim, olayı anlattı. Mecusi, (Demek ki Allah, bana karşılıksız nimet veriyor. O halde bana İslamiyet’i öğret, müslüman olayım) dedi. Hazret-i İbrahim ona gerekli dini bilgileri öğretti. O da kelime-i şehadet getirip müslüman oldu.
8- Misafirden hizmet beklememelidir! Peygamber efendimiz, (Misafirden hizmet beklemek, aklın noksanlığına alamettir) buyurdu. (Deylemi)
9- Dini inanışı, siyasi görüşü farklı olsa da, misafiri üzecek sözler söylememelidir!
10- Misafire hizmet edene büyük sevaplar vardır. Hazret-i Ömer, misafirine bizzat kendisi hizmet ederdi. Hizmet edenler mevcut iken niçin kendisinin hizmet ettiği sorulduğunda, (İçinde misafir bulunan evde, melekler ayakta durur) hadis-i şerifini nakledip, (Melekler ayakta dururken oturmaktan haya ederim) buyurdu.
Misafir rızkı ile gelir
Misafire ikram etmek, güzelce ağırlamak gerekir. Misafire yedirilecek şeylerden korkmamalı, misafire ikram etmeyi ganimet bilmelidir! Atalarımız, (Misafir on kısmetle gelir, birini yer, dokuzunu bırakır) demişlerdir. Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Misafir rızkı ile gelir.) [Şir’a]
(Misafir girmeyen eve, melek girmez.) [Şir’a]
(Sofra misafirin önünde bulunduğu müddetçe, melekler ev sahibi için istigfar ederler.) [Taberani]
(Kişi, dostlarla yediği yemekten hesaba çekilmez.) [İ.Gazali]
Evde bulunan şeyleri bolca ikram etmeli, misafire verilen çok yemeği israf saymamalıdır. Allah için olan şey, çok olsa da israf olmaz. Allah için olmayan şey, az olsa da israftır.
Misafire (ye) diye üçten fazla teklif etmemeli. Hele (Allah aşkına ye) diye zorlamamalı. Böyle zorlamalar misafiri gücendirebilir.
Hikmet ehlinden birini yemeğe davet ederler. O da, (Şu üç şartla kabul ederim der:
1- Yediğimi zehir etmezseniz,
2- Sizin çok sevdiğiniz ama benim rahatsız olacağım birini yanıma oturtmazsanız,
3- Kendimi zindanda yani mahkum gibi hissettirmezseniz.)
Teklife razı olurlar. Ev sahibi misafirin yanına küçük çocuğunu oturtur. Çocuk zararlı şeyler yapar. Ev sahibi de yemesi için ısrar edince misafir, (Verdiğin sözü bozdun. Üç şarta da uymadın, gidiyorum) der. Yine aynı zatı davet ederler. Yine üç şart ileri sürer: (Tekellüf, zulüm ve hıyanet olmazsa kabul…) der.
Tekellüf: Evinde bulunmayan şeyi zahmet ve masrafa girerek getirmek.
Hıyanet: Evinde olanı misafire ikramdan sakınmak.
Zulüm: Evde bulunan her şeyi misafire verip çoluk çocuğu aç bırakmak.
Hazret-i Ali, yemeğe davet edilince (Üç şartla kabul ederim. Bir şey almak için çarşıya gitmeyeceksiniz. Evinizde olanı da esirgemeyeceksiniz. Benim yüzümden çoluk çocuğunuzu da aç bırakmayacaksınız) buyurdu.
Yemeği acele hazırlayıp getirmelidir! Misafirleri bekletmek uygun olmaz. Davetlilerin ekseriyeti gelmişse, bir iki kişi beklenilmeden yemeğe başlanır. Gelmeyen fakir ise veya kalbi kırılacak biri ise beklenebilir. Yalnız beş şeyde acele etmek sünnettir. Bunlardan biri, misafire yemek hazırlamakta acele etmektir.
Sofraya et ve tatlı da getirmelidir! Çünkü yemeklerin iyisini yedirmek, Allahü teâlânın rızasını celbeder. Yemekte iyi su bulundurulmalıdır! (Serin su içmek, Allahü teâlâya şükrü gerektirir) buyurulmuştur. Sofrada sirkeli salata bulundurulması iyidir. Çünkü sirke ve yeşillik hadis-i şerifle övülmüştür. Yeşil sebzelerin bulunduğu sofrada melekler hazır olur.
Yemeklerin iyisini önce getirmelidir! Arzu edenler bunlardan çokça yer. Diğer yemeklere lüzum kalmaz. Halbuki midesine düşkün olanlar çok yiyebilmek için, önce diğerlerinin, sonra da nefis yemeklerin sofraya konmasıyla lüzumundan fazla yemek yemiş olurlar. En iyisi bütün yemekleri ortaya koymalı, herkes arzu ettiğini yiyebilmelidir.
Misafir, güler yüz, tatlı dil, hoş sohbet ister. Bunlar yapılınca memnun olur. Misafiri kapıya kadar uğurlamalıdır! Hadis-i şerifte (Misafiri 7 adım geçirene, Cehennemin 7 kapısı kapanır. 8 adım geçirene, 8 Cennet kapısı açılır ve dilediği kapıdan girer) buyuruldu. (Şir’a)
Misafiri uğurlarken, (Memnun ettiniz, şeref verdiniz, her zaman bekleriz) gibi güzel sözler söyleyip, uğurlamalı, onun da dua etmesini ganimet bilmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Misafirin duası makbuldür.) [Beyheki]
Misafirin de giderken veya yemekten sonra (Evinizde oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyi insanlar yesin!) gibi dua etmesi sünnettir. (Tirmizi)
Sual: Bir çeşit yemek yemenin sünnet ve sıhhat için daha iyi olduğu söyleniyor. Misafirlere çeşitli yemek vermek israf olur mu?
CEVAP
Misafirlere çeşitli yemekler ikram etmek israf olmaz. Misafirperver, mürüvvet sahibi bir zat, sofraya getireceği yemek çeşitlerini yazar misafirlere arz ederdi. Bir âlim buyuruyor ki: Misafirler için sofrada çeşitli yemekler bulundurmak çok hoş olur. Çünkü her insanın tabiatı da farklıdır. Bunun gibi, Allahü teâlânın, insanların istek ve arzularına göre Cennette vereceği nimetlerden onu şöyle:
1- Manzara hayranları için (Altlarından nehirler akan Cennetler) [Talak 11]
2- Giyimi, kuşamı sevenler için (Cennetteki elbiseleri ipektir.) [Hac 23]
3- Ziyneti sevenler için (Orada, altın bilezikler takarlar.) [Kehf 31]
4- Et gibi yiyecekleri sevenler için (İstedikleri cinsten kuş etleri) [Vakıa 21]
5- İçecekleri, sütleri, temiz şerbetleri sevenler için (Cennette temiz su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları vardır.) [Muhammed suresi 15]
(Tertemiz şarap içerler) [İnsan 21]
Kur'an-ı kerimde, Cennet ehline verilecek Şeraben tahura diye buyurulan "Temiz şarap" tan maksat, temiz bir içecektir. Türkçe şurup, meşrubat denebilir. Alkollü olan şarap ile bir alakası yoktur. Kur'an-ı kerimde alkollü içki haramdır. (Maide 90) Arapça şarap, içilen şeylere denir.
Cehennemdeki zakkum ile dünyadaki zakkum ağacının da bir benzerliği yoktur. Sadece isimleri aynıdır. Cennetteki altın, gümüş, süt, su gibi şeylerin dünyadakilerle yalnız isim benzerliği vardır.
6- Hizmet edilmekten hoşlananlar için (Çeşitli hizmetçiler onların etrafında divan dururlar.) [Tur 24]
7- Mağfireti sevenler için (Sizi, mağfiret etmek için çağırıyor) [İbrahim 10]
8- Meyveleri sevenler için (Canlarının istediği meyveler vardır.) [Mürselat 42]
9- Allahü teâlânın rızasını isteyenler için (Allah’ın rızası ise en büyüktür.) [Tevbe 72]
10- Arzusu Allahü teâlâyı görmek olanlar için (Güzel amel işleyen müminlere Cennet ve bir de fazlası [Allah’ın cemalini görmek] var.) (Yunus 26) [Şir’a]
Sual: Misafirlikte yenilen yemekten misafire mi, ev sahibine mi hesap yoktur?
CEVAP
Her ikisine de hesap yoktur.
Sual: Dinimizde eve gelen misafirlere, her gün ziyafet vermek şart mıdır?
Cevap: Gelen misafire ziyafet konusunda Mâ-lâ-büdde kitabında buyuruluyor ki: “Gelen misafire üç gün ziyafet vermek, müekked sünnettir. Sonraki günlerde ise müstehabdır.”
Misafire hizmet etmek
Sual: Eve yatılı misafir geldiği zaman, bu misafire hizmet konusunda dinimiz ne tavsiye etmektedir?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Süleyman bin Cezâ hazretleri, Eyyühel Veled kitabında buyuruyor ki:
“Evine gelip-geçici salih bir misafir gelirse, onun hizmetini iyice yap! Hemen yemeğini ver, belki acıkmıştır. Yanında fazla da oturma, belki yorgundur. Yatmadan önce, kıbleyi, helayı, seccadeyi ona göster. Abdest suyunu, abdest havlusunu ve diğer ihtiyaçlarını temin eyle! Sabah olunca, sabah namazına kaldır ve cemaat hâlinde beraberce sabah namazını kılınız! Erkence yemeğini hazırla, gideceği yol belki uzundur. Giderken de, kendisine bir din kitabı hediye eyle!”
Sual: Eve gelen misafirlere, su ve benzeri şeyler ikram ederken, misafirler arasında bir sıra takip etmek gerekir mi?
Cevap: Birkaç kişiye su verirken, önce âlimlere, sonra yaşlılara, en son çocuklara verilir. Yerken, yürürken, otururken de, bu sıra gözetilir. Hizmet eden, su içecekse, ikram ettikten sonra içmelidir. Yanında oturanlara bir şey verirken de, kendi sağında olandan başlanır. Sonra, onun sağındakine olarak devam edilir. Sağdakinin izni ile önce soldakine verilebilir. Hadis-i şerifte;
(Günahı çok olan, çok su dağıtsın!) buyuruldu.
Misafire İkram Etmek
MÜSÂFİRE İKRÂMIN FAZÎLETİ
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem): “Kim Allâh’a ve âhiret gününe îmân ediyorsa, müsâfirine ikrâm etsin. Kim Allâh’a ve âhiret gününe îmân ediyorsa komşusuna eziyet etmesin” buyurmuşlardır.
Elinde olandan insanlara yedirmek, ‘Allâhü Teâlâ bana yine verir’ mânâsına geldiğinden Cenâb-ı Hakk’a tevekkül demektir. Yine Müslümanlara şefkattir, ikram edenin bu sebeple müttakîlerden olması umulur. Zîra âyet-i celîlede:
“Elbet sizler sevdiğiniz şeyden sadaka vermedikçe Cenâb-ı Hakk’ın takvâ sâhiplerine verdiği büyük sevâba nâil olamazsınız” (Âli İmrân sûresi, âyet 92) buyurulmuştur.
Tâbiînden Saîd bin Müseyyeb’in (radıyallâhü anh) beyânına göre, müsâfirlere ilk ziyâfet veren İbrâhim Aleyhisselâm’dır.
Ensâr’ın reîsleri hep cömertti. Onlar cömertliği müsâfir ağırlamak ve yemek yedirmek olarak kabul ederler, yedirmeyeni cömert saymazlardı. Hatta bir yahut iki mil kadar uzak mesâfeye çıkıp ziyâfet verecek müsâfir ararlardı.
Akıllı kimse müsâfir ağırlamayı, ziyâfet vermeyi ganîmet bilmelidir. Zîrâ Hz. Allâh’ın ihsân ettiği nimet, hakkı yerine getirilmezse geldiği gibi gider, geri de gelmez. Bundan sonra hayıflanmak da kâr etmez. Nîmetin hakkı, yemek yedirmektir. Hakkı yerine getirirsen hem nîmet ziyâdeleşir, artar, hem de âhirette sevâp kazanırsın.
Müsâfirine gücü yettiğince ikram etmelidir. Azı hor görmemeli, müsâfirine hazırda olanı takdim etmelidir. Zîrâ nîmeti hakîr gören ondan mahrum kalır.
Tâbiînden İmâm Evzâî Hazretlerinin beyânı üzere, müsâfire güler yüz göstermek, tatlı dille konuşmak, yaptığı ikrâma bir karşılık beklememek de bir ikrâmdır.
Kays bin Sa‘d (radıyallâhü anh) şöyle duâ etmişti: “Allâhım, bana mal ihsân eyle ve hayır işleri işlemeyi nasîb et. Çünkü hayır işlemeye ancak mal-mülk ile muvaffak olunur.” (Ravzatü’l-Ukalâ, İbn-i Hıbbân)
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem): “Kim Allâh’a ve âhiret gününe îmân ediyorsa, müsâfirine ikrâm etsin. Kim Allâh’a ve âhiret gününe îmân ediyorsa komşusuna eziyet etmesin” buyurmuşlardır.
Elinde olandan insanlara yedirmek, ‘Allâhü Teâlâ bana yine verir’ mânâsına geldiğinden Cenâb-ı Hakk’a tevekkül demektir. Yine Müslümanlara şefkattir, ikram edenin bu sebeple müttakîlerden olması umulur. Zîra âyet-i celîlede:
“Elbet sizler sevdiğiniz şeyden sadaka vermedikçe Cenâb-ı Hakk’ın takvâ sâhiplerine verdiği büyük sevâba nâil olamazsınız” (Âli İmrân sûresi, âyet 92) buyurulmuştur.
Tâbiînden Saîd bin Müseyyeb’in (radıyallâhü anh) beyânına göre, müsâfirlere ilk ziyâfet veren İbrâhim Aleyhisselâm’dır.
Ensâr’ın reîsleri hep cömertti. Onlar cömertliği müsâfir ağırlamak ve yemek yedirmek olarak kabul ederler, yedirmeyeni cömert saymazlardı. Hatta bir yahut iki mil kadar uzak mesâfeye çıkıp ziyâfet verecek müsâfir ararlardı.
Akıllı kimse müsâfir ağırlamayı, ziyâfet vermeyi ganîmet bilmelidir. Zîrâ Hz. Allâh’ın ihsân ettiği nimet, hakkı yerine getirilmezse geldiği gibi gider, geri de gelmez. Bundan sonra hayıflanmak da kâr etmez. Nîmetin hakkı, yemek yedirmektir. Hakkı yerine getirirsen hem nîmet ziyâdeleşir, artar, hem de âhirette sevâp kazanırsın.
Müsâfirine gücü yettiğince ikram etmelidir. Azı hor görmemeli, müsâfirine hazırda olanı takdim etmelidir. Zîrâ nîmeti hakîr gören ondan mahrum kalır.
Tâbiînden İmâm Evzâî Hazretlerinin beyânı üzere, müsâfire güler yüz göstermek, tatlı dille konuşmak, yaptığı ikrâma bir karşılık beklememek de bir ikrâmdır.
Kays bin Sa‘d (radıyallâhü anh) şöyle duâ etmişti: “Allâhım, bana mal ihsân eyle ve hayır işleri işlemeyi nasîb et. Çünkü hayır işlemeye ancak mal-mülk ile muvaffak olunur.” (Ravzatü’l-Ukalâ, İbn-i Hıbbân)
Similar topics
» DİN KARDEŞİNE DUA ETMEK
» Mü'min Kardeşine Dua Etmek
» İnsanlara Zulüm Etmek
» İSLAMDA ACELE ETMEK ÜZERİNE
» HASED ETMEK NE KADAR TEHLİKELİ
» Mü'min Kardeşine Dua Etmek
» İnsanlara Zulüm Etmek
» İSLAMDA ACELE ETMEK ÜZERİNE
» HASED ETMEK NE KADAR TEHLİKELİ
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz