Bir hutbe

[Admin]

PEYGAMBERİMİZİN (S.A.V.) BİR HUTBESİ:

Hazret-i Ömer bin Hattab (radıyallâhü anh), Câbiye denilen yerde okuduğu bir hutbesinde şöyle buyurdu:

Benim şu an sizin aranızda ayağa kalktığım (ve hutbe okuduğum) gibi Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) de bir gün bizim aramızda ayağa kalktı ve şöyle buyurdular:

"Ashâbıma, onlardan sonra gelenlere (Tâbiîn’e) ve onlardan sonra gelenlere (Tebe-i Tâbiîn’e) hayırla muâmele etmenizi tavsiye ederim. Artık onlardan sonra yalan ortaya çıkar, yayılır. Hatta bir adam kendisinden yemin etmesi istenilmediği hâlde yemin eder, kendisinden şâhitlik etmesi istenilmediği hâlde şâhitlik eder.

Cennetin içerisinde olmayı arzu eden kimse, Allah’tan korksun ve İslâm cemâatinden ayrılmasın. Zîrâ şeytan, tek başına kalan ile beraberdir; iki kişiye (tek kişiden) daha uzaktır. Hiçbir erkek (mahremi olmayan) bir kadınla baş başa bir mekânda bulunmasın. Çünkü onların üçüncüsü şeytan olur. Yaptığı iyiliği kendisini sevindirip, kötülüğü üzen kimse (hakîkî) mümindir." (Târîh-i Dımaşk)

ATALAR SÖZÜ:

• Bir elinin verdiğini öbür elin duymasın.

• Adamak kolay, ödemek güçtür.

• Çok çalıştım senin için, şimdi oldu benim için.

• Malın bekçisi sadakadır.

[Admin]

BİZ ZAFERDEN DEĞİL,
SEFERDEN SORUMLUYUZ

Kudüs seferine çıkarken hocası "atının alnında zafer görüyorum" dediğinde, Sultan Selahaddin Eyyûbî, "biz seferden sorumluyuz, zaferden değil" diyerek tarihe geçen o kutlu sözü sarfetmişti..

Tıpkı emr-i Hakk geldiğinde tufan için gemi inşaa edip tamamlayan Nûh (as) gibi..

Tıpkı Kâbe-i Muazzama'yı (tekrar) inşaa ettiğinde sesinin duyulması mümkün olmadığı halde "çağırmak senden, duyurmak bizden" emrine uyup insanları Kâbe-i Muazzama'ya davet eden İbrâhim (as) gibi..

Tıpkı vahiy geldiği vakit "âsânı denize vur ve yürü" emriyle "Rabbim benimledir" diyerek âsâsını vurup denizi ikiye ayırıp içinden geçerek Firavun'un felaketini hazırlayan Musa (as) gibi..

Tıpkı kutlu Hira mağarasında ilk vahiy "Oku" emri geldiğinde bütün zorluklara ve meşakkatlere göğüs gererek, Cenâb-ı Hakk'ın dinini tebliğ ve Nûrunu tamamlamak için canını ortaya koyan alemlerin efendisi, iki cihan güneşi peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav) efendimiz gibi..

..ve devamında o Allah'ın cc Nûrunu kıyamete dek pür-ü pak bir şekilde nesilden nesile muhafaza edip aktarabilmek için dünyalarından, nefislerinden vazgeçen hulefâ-i Râşidîn ve Silsile-i sâdât efendilerimiz ve onların evlatları gibi..

..ve aynı'yla vâkî bugün de İslâm davasını gaye-i hayat eyleyip, ellerinden gelen ne varsa yapıp sonrada Allah'a cc havale eden ehl-i tevekkül, ehl-i istikamet sahipleri gibi..

Sadece emr-i bilmağruf nehy-i anilmünker dustûruyla "sefer bizim, zafer Allah'ındır" diyenler var elhamdülillah

Cenâb-ı Mevla, bize ve kıyamete kadar gelecek olan neslimize, dinine hizmet eden işte o Fırka-i Nâciye'den olanlardan olmayı nasîb ve müyesser eylesin.. Amîn �
Davut Gazi Toklu