baba oğul
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

MİGHT AS WELL,TOO,ENOUGH

Aşağa gitmek

MİGHT AS WELL,TOO,ENOUGH Empty MİGHT AS WELL,TOO,ENOUGH

Mesaj  Admin Paz Nis. 05, 2009 10:57 pm

2. may / might as well
Bu kalıp bir işi yapabileceğimizi, yapmamamız için hiçbir sebep olmadığını, zaten yapacak daha iyi bir şeyin olmadığını anlatmak için kullanılır.

Örnekler

You might as well watch the film. Filmi pekala seyredebilirsin. ( Filmi seyretmemen için bir sebep yok.)

We may as well play tenis. Pekala tenis oynayabiliriz.

There’s nothing else to do. Yapacak başka birşey yok.

As well den önce just da gelebilir.

We might just as well walk. It’s not very far. Pekala yürüyebiliriz. Fazla uzak değil.

They may just as well stay with us. Bizimle kalmamaları için bir sebep yok.

The tea is very hot.

The tea is too hot.

Birinci cümlede “Çay çok sıcaktır”. Fakat yine de içilebilir. İkinci cümlede “Çay çok sıcaktır”. Fakat içilemez.

Şimdi too nun kullanımını örnek cümlelerle görelim. Örneklere bakıldığı zaman daha iyi anlaşılacaktır.

The tea is too hot to drink. Çay içilemeyecek kadar sıcak.

The weather is too cold to go out. Hava dışarı çıkılamayacak kadar soğuk.

The dog was running too fast to catch. Köpek yakalanamayacak kadar hızlı koşuyordu.

The sun is shining too brightly to look at. Güneş bakılamayacak kadar parlak bir vaziyette ışık saçıyor.
He is too merciful to punish anyone. Hiç kimseyi cezalandırmayacak kadar merhametli.

İsim ya da zamir kullanarak da cümle kurmak mümkündür.

The ceiling is too high for me to touch. Tavan dokunamayacağım kadar yüksek.

A cow is too big for two people. Bir inek iki kişiye çok.
Mr Sparrow was talking too fast for the tourists to understand. Bay Sparrow turistlerin anlayamayacağı kadar hızlı konuşuyordu.
The father spoke too authoritatively for his children to oppose to his orders. Baba çocuklarının emirlerine itiraz edemeyecekleri kadar otoriter konuştu.

ENOUGH
Sıfatlarla ve zarflarla birlikte kullanıldıkları zaman onlardan sonra gelir. Bu şekilde kullanılışıyla too dan ayrılır. Çünkü sıfatlardan ve zarflardan önce gelir. Too aşırılık ifade ederken, enough tam tersine, yeterlilik ifade eder.

He is only fifteen years old. Daha onbeş yaşında.
He isn’t old enough to marry. Evlenecek yaşta değil.

This car is big enough for a large family. Bu araba büyük bir aileye yetecek kadar büyük.

My dog can run fast enough to catch your horse. Benim köpeğim senin atını yakalayacak kadar hızlı koşabilir.

If you don’t study hard enough, you can’t pass your class. Eğer yeteri kadar çok çalışmazsan sınıfını geçemezsin.

Aynen too da olduğu gibi enough isim ve zamirlerle de kullanılabilir.

The ceiling isn’t low enough for me to touch. Tavan benim dokunabileceğim kadar alçak değil.

Why don’t you speak loudly enough for everybody to hear?
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz