baba oğul
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İNGİLİZCEDE SHOULD,MUST, HAVE TO KULLANIMI

Aşağa gitmek

İNGİLİZCEDE SHOULD,MUST, HAVE TO KULLANIMI Empty İNGİLİZCEDE SHOULD,MUST, HAVE TO KULLANIMI

Mesaj  Admin Ptsi Ocak 19, 2009 7:26 am



Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek için ise should" un olumsuz hali shouldn"t ı kullanmaktayız.

- You have a headache, you should take an aspirin.
(Başın ağrıyor, bir aspirin içmelisin,"içsen iyi olur")
- Her mother seems ill,she should see a doctor.
(Annesi hasta görünüyor, doktora görünse iyi olur)
- People should eat alot of fruits to be healty.
(İnsanların sağlıklı olabilmesi için çok fazla meyve yemeleri gerekiyor.)
-If you want to pass your class, you should study hard.
(Sınıfını geçmek istiyorsan,sıkı çalışmalısın.)
- Your sister is fat, he shouldn"t eat too much fast food.
(Kız kardeşin şişman, bu kadar çok hazır yiyecek yemese iyi olur.)
- You shouldn"t drink cold water in winter.
(Kışın soğuk su içmemelisin)
-The weather is too cold, children shouldn"t play in the garden.
(Hava çok soğuk, çocuklar bahçede oynamasa iyi olur,çocuklar bahçede oynamamalı.)
Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek için ise should" un olumsuz hali shouldn"t ı kullanmaktayız.

- You have a headache, you should take an aspirin.
(Başın ağrıyor, bir aspirin içmelisin,"içsen iyi olur")
- Her mother seems ill,she should see a doctor.
(Annesi hasta görünüyor, doktora görünse iyi olur)
- People should eat alot of fruits to be healty.
(İnsanların sağlıklı olabilmesi için çok fazla meyve yemeleri gerekiyor.)
-If you want to pass your class, you should study hard.
(Sınıfını geçmek istiyorsan,sıkı çalışmalısın.)
- Your sister is fat, he shouldn"t eat too much fast food.
(Kız kardeşin şişman, bu kadar çok hazır yiyecek yemese iyi olur.)
- You shouldn"t drink cold water in winter.
(Kışın soğuk su içmemelisin)
-The weather is too cold, children shouldn"t play in the garden.
(Hava çok soğuk, çocuklar bahçede oynamasa iyi olur,çocuklar bahçede oynamamalı.)

MUST

Must bir şeyin yapılmasının gerekli olduğunu söylemek için kullanıyoruz. Türkçe"deki -meli, -malı ekine karşılık gelmektedir.

-You must pay the bill before you leave the restaurant.
(Restarondan ayrılmadan önce hesabı ödemelisin.)

-You must visit the art gallery. The paintings are wonderful there
(Sanat galerisini ziyaret etmelisin.Orada resimler harika)

- You must do your homework.
(Ev ödevini yapmalısın.)
- You are ill,you must see the doctor.
(Hastasın,doktora görünmelisin.)
- Children must keep their rooms tidy.
(Çocuklar odalarını toplu tutmalıdır.)
Must" ın ikinci bir kullanım yeri de, kendimizin için yapılaması gerekli ve faydalı şeyler için söylediğimiz cümlelerdir.
- I am really tired.I must go home now.
(Gerçekten yorgunum.Şimdi eve gitmeliyim.)

- Tomorrow is Jill"s birthday,we must buy her a present.
(Yarın Jill"in doğumgünü,ona hediye almalıyız)

MUSTN'T

Mustn"t ile insanlara ne yapmamaları gerektiğini söyleriz.
-You mustn"t tell lies.
(Yalan söylememelisin.)
-You mustn"t be late for school.
(Okula geç kalmamalısın.)

-You mustn"t eat food in class.
(Sınıfta yiyecek yememelisin)

-Şimdiki ve gelecekteki ifadeler için kullanırız.

- You must take your umbrella tomorrow.
(Yarın şemsiyeni almalısın.)
- We must go on holiday next month.
(Gelecek ay tatile çıkmalıyız.)

May & Might

may : -ebilir , abilir gibi anlam verir.

1- Present anlamda bir olasılık , ihtimal gösterir.( possibility ) ( %50 certain )

Örnek ( example ) :

He may come again. O , yine gelebilir.
Sally may be learning. O , belki öğrenebilir.
2- İzin için de kullanılır ( permission )

Örnek ( example ) :
Guests may not smoke in their rooms. Misafirler bu odalarda sigara içemezler.
She may drive my car whenever she wants to. O , ne zaman isterse arabamı kullanabilir.

Might :
-ebilir , -abilir anlamına gelir.

1- Present olarak ihtimal gösterir ( possibility ).İhtimal olarak may den biraz daha zayıf olarak düşünülür.( % 40 certain )

Örnek ( example ) :

I might buy a new dress next week. Önümüzdeki hafta yeni bir elbise satın alabilirim.
2- İzin için kullanılır.( permission )

Örnek ( example ) :

Might I bring a friend to the wedding ? Düğüne bir arkadaşımı getirebilir miyim ?
3- Past olarak diğer bir past cümle ile birlikte kullanılır.

Örnek ( example ) :
The teacher knew we might visit her. Öğretmen kendisini ziyeret edebileceğimizi biliyordu.
We said that you might go. Gitme ihtimaliniz olduğunu söyledik.
COULD
(-ebilirdi, -abilirdi)

Geçmişle ilgili olumsuz sonuç çıkarmada kullanılır. “Could” ile “-miş”li mastar (have ve fiilin üçüncü hali) kullanıldığında o eylemin / durumun gerçekleşmemiş olduğu anlatılır.
He could have seen the accident, but he came five minutes later. (Kazayı görebilirdi. (Görmüş olabilirdi.) Fakat beş dakika sonra geldi. )

Arthur could have bought the car. (Arthur otomobili satın almış olabilirdi.)

We could have broken the watch. (Saati bozmuş olabilirdik.)
She could have given you some food. Why didn’t you go to her? (Sana biraz yiyecek verebilirdi. Niçin ona
gitmedin?)
(Bu cümlelerde görme, satın alma, kırma (bozma) ve verme fiillerinin yapılması olasılığı belirmiş fakat gerçekleşmemiştir. Gerçekleşme durumunu ifade etmek için “could” yerine “was, were, able to” kullanılmalıdır.)
He could have visited his friends. (Arkadaşlarını ziyaret edebilirdi. (Fakat etmedi))
He was able to visit his friends. (Arkadaşlarını ziyaret edebilirdi.)
Geçmişte yaptığımız yeteneklerden bahsederken kullanılır.

Could Olumlu cümleler:

I could swim when I was young.

(Gençken yüzebilirdim.)

She could sing a song.

( O şarkı söyleyebilirdi.)

They could draw pictures.

( Onlar resim çizebilirlerdi.)

My grandfather could climb a tree.

(Dedem ağaca tırmanabilirdi.)

Could Olumsuz cümleler:

We couldn’t go out.

( Dışarı çıkamazdık.)

She couldn’t wear make up.

( Makyaj yapamazdı.)

He couldn’t go to England.

( O İngiltere’ye gidemezdi.)

My grandmother couldn’t drive a car.

( Ninem araba süremezdi.)

Could Soru Cümleleri:

Could you swim when you were young? Yes, I could.

( Gençken yüzebilir miydin? Evet yüzebilirdim.)

What could they draw? They could draw a horse.

(Onlar ne çizebilirlerdi? At çizebilirlerdi.)

Could your parents dance Harmandalı ? No, they couldn’t.

( Ailen Harmandalı oynayabilirler miydi? Hayır oynayamazdı.)



See, hear, ve understand fiilleriyle kullanılır.

It was dark outside but I could see the snow.

(Dışarısı karanlıktı ama karı görebiliyordum.)

There was too much noise but I could hear the music.

( Çok gürültü vardı ama müziği duyabiliyordum.)

I didn’t hear the problem from the beginning, but I could understand.

( Sorunu baştan duymadım ama anlayabiliyordum.)



Olasılık ve ihtimal ve teklif anlamında kullanılabilir.

It could rain tomorrow.

( Yarın yağmur yağabilir.)
I couldn’t snow this evening. ( Bu akşam kar yağamaz.)

What could we do after the course? We could go for a picnic.

( Kurstan sonra ne yapabiliriz. Pikniğe gidebiliriz.)

The telephone is ringing. Who could it be ? It could be Sam.

( Telefon çalıyor kim olabilir? Sam olabilir.)



Rica cümlelerinde kullanılır.

Could you please repeat after me ?

( Lütfen benden sonra tekrar eder misiniz?)

Could you please open the window?

(Lütfen pencereyi açar mısınız?

Could you please explain the question?

( Lütfen soruyu açıklar mısınız?)

Could you please help me ?

( Lütfen bana yardım eder misin?)

have to: Dışarıdan gelen kurallara uyma zorunluluğu bildirir. Cümlede öznelerimiz I, You, We, They olursa have to gelir. Geniş zaman ile kullanılır.

Have to – Has to Olumlu cümleler:

I have to be at work at 8.

( Saat 8 de işte olmalıyım.)

You have to be silent in the hospital.

( Hastanede sessiz olmalısınız.)

We have to sleep early.

( Erken uyumalıyız.)

They have to clean the house.

( Evi temizlemek zorundalar.)

Have to – Has to Olumsuz cümleler: Yapmak zorunda değilim anlamında. Don’t have to ya da needn’t kullanılır.

I don’t have to get up early on weekends.

( haftasonları erken kalkmak zorunda değilim.)

You don’t have to pay the bill.

( Hesabı ödemek zorunda değilsin.)

We don’t have to water the garden.

( Bahçeyi sulamak zorunda değiliz.)

They don’t have to speak Spanish.

(İspanyolca konuşmak zorunda değiller.)

I needn’t call you.

( Seni aramak zorunda değilim.)

You needn’t wash the dishes.

( Bulaşık yıkamana gerek yok.)

They needn’t buy a present.

( Hediye almalarına gerek yok.)

Have to – Has to Soru cümleleri:

Do you have to get up early on weekdays? Yes, I do.

(hafta içi erken kalkmak zorundamısın? Evet.)

Do they have to spend money ? No, they don’t.

( Para harcamak zorundalar mı? Hayır.)

What do they have to do in October?  They have to study a lot.

( Ekim ayında ne yapmak zorundalar. Ders çalışmak zorundalar.)

What time do you have to be here? At 10.

( Saat kaçta burada olmak zorundasın. Saat 10 da.)



has to: Dışarıdan gelen kurallara uyma zorunluluğu bildirir. Cümlede öznelerimiz he, she, it olursa has to gelir. Geniş zaman ile kullanılır.

Have to – Has to Olumlu cümleler:

She has to work hard.

( Sıkı çalışmak zorunda.)

He has to see the doctor.

( Doktora görünmek zorunda.)
It has to grow up quickly.

( Hızlı büyümek zorunda.)

Have to – Has to Olumsuz cümleler: Yapmak zorunda değilim anlamında. Doesn’t have to ya da needn’t kullanılır.

She doesn’t have to play tennis.

( Tenis oynamak zorunda değil.)

He doesn’t have to buy flowers.

( Çiçek almak zorunda değil.)

It doesn’t have to be  in this room here.

( O bu odada olmak zorunda değil.)

He needn’t pick me up.

(Beni almasına gerek yok. )

She needn’t repeat the lesson.

( Dersi tekrar etmesine gerek yok.)

Have to – Has to Soru cümleleri:

Does she have to wash the dishes? No, she doesn’t.

( Bulaşık yıkamak zorunda mı? Hayır.)

Does he have to have lunch with her? Yes, he does.

( onunla öğle yemeği yemek zorunda mı ? Evet.)

Why does he have to be here at 9 ? He has an exam.

( Neden saat 9 da burada olmak zorunda? Sınavı var.)

Who does she have to go out with? With Eric.

( O kimle dışarı çıkmak zorunda ? Eric’le.)



will have to : Gelecek zamanda yapılmak zorunda kalacak eylemleri anlatır. Bütün öznelerle kullanılır.

Have to – Has to Olumlu cümleler:

I will have to lend you some money.

( Sana borç vermek zorunda kalacağım.)

You will have to use the dictionary.

( Sözlük kullanmak zorunda kalacaksın.)

She will have to accept the invitation.

( O daveti kabul etmek zorunda kalacak.)

He will have to move another city.

( O Başka bir şehre taşınmak zorunda kalacak.)

We will have to study until late hours.

( Geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalacağız.)

They will have to go to hospital.

( Hastaneye gitmek zorunda kalacaklar.)

Have to – Has to Olumsuz cümleler:

I won’t have to borrow your dictionary.

( Sözlüğünü almak zorunda kalmayacağım.)

You won’t have to visit us.

( Bizi ziyaret etmek zorunda kalmayacaksın.)

She won’t have to cook meal.

( Yemek pişirmek zorunda kalmayacak.)

He won’t have to stay until late hours.

( Geç saatlere kadar kalmak zorunda kalmayacak.)

They won’t have to celebrate you.

( Seni kutlamak zorunda kalmayacaklar.)

Have to – Has to Soru cümleleri:

Will you have to come with me? Yes, I will.

( benimle gelmek zorunda kalacakmısın? Evet kalacağım.)

Will he have to spend a lot of time ? No, he won’t.

( Çok fazla vakit harcamak zorunda kalacak mı? Hayır kalmayacak.)

Will she have to wash the clothes? Yes, she will.

( Kıyafetleri yıkamak zorunda kalacak mı? Evet kalacak.)

Will they have to disturb you ? No, they won’t.

( Bizi rahatsız etmek zorunda kalacaklar mı ? Hayır kalmayacaklar.)

What will they have to do in 2020? They will have to use smart phones.

( 2020de ne yapmak zorunda kalacaklar? Akıllı telefon kullanmak zorunda kalacaklar.)

Where will they have to spend their summer holiday ? In Spain.

( Nerede yaz tatili geçirmek zorunda kalacaklar? İspanya ‘da.

How will you have to travel ? By plane.

( Neyle seyahat etmek zorunda kalacaklar? Uçakla.)


Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz