ÜVEZ MEYVESİNİN FAYDALARI
1 sayfadaki 1 sayfası
ÜVEZ MEYVESİNİN FAYDALARI
Üvez meyvesinin faydaları
Bağırsak temizleyici etkisi vardır : Bilim insanlarının bu meyve üzerinde yaptıkları araştırmalar sonucunda, içeriğinde bulunan elma asidi, limon asidi, kehribar asidi gibi içeriklerle bağırsakların düzgün çalışmasını ve temizlenmesini sağladığı belirlenmiştir. Üstelik üvez meyvesinin kurusu da bu meyvelerin faydalarının arasında tüketilmesi gereken bir şekli olarak kabul edilip kuru üvezin kişiyi ishalden koruduğu unutulmamalıdır.
Kalp krizini önler : Üvez meyvesinin içerisinde bulunan tanen içeriği sayesinde hem vücut direnci arttırılabilmekte hem de kalp krizi riskinin önüne geçilebilmektedir.
Kanamayı durdurur : Bu ürünle yapılan detaylı araştırmalarda, üvez meyvesinin kanama engelleyici bir şifa kaynağı olarak kullanımının tarih sahnesinde Hipokrat’ın kullanımına kadar giden eski bir ürün olduğu anlaşılmıştır.
Tansiyon ve şeker hastalığına iyi gelir : Bu meyvenin kendisinin veya yapraklarının taze bir biçimde tüketiminden sonra, vücutta kan şekerinin düşürücü etki altına girdiği gözlemlenmiştir. Yapılan testlerle ispatlanan bu durum için hem tansiyon hastalarına hem de şeker hastalarına bu meyveyi taze olarak tüketmeleri önerilmektedir.
Hastalıkların doğal ilacı: Üvez 3 Ekim 2008 Cuma, 10:49 KADIN SAĞLIK
Üvez meyvesinin kış hastalıklarına karşı vücut direncini artırıcı özelliği olduğu, bu gibi meyveleri kışın bol miktarda tüketmek gerektiği bildirildi.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Resul Gerçekçioğlu, üvez meyvesinin Kuzeybatı Anadolu, Orta Karadeniz Bölgesi ile diğer bazı bölgelerde tüketildiğini söyledi.
Üvezin, toprak ve su isteği açısından kanaatkar olup atıl tarım alanlarında alternatif ürün olarak kullanılabildiğini anlatan Prof. Dr. Gerçekçioğlu, üvezin tıpta kullanıldığını bildirdi.
Yapılan araştırmalarda üvez meyve kurusunun kaynatılıp içildiğinde ya da yenildiğinde yapraklarının kabız yapıcı etkisi bilindiğini anlatan Prof. Dr. Gerçekçioğlu, ''Taze meyvesi de bol tüketilirse müshil etkisi gösterebilir. Diğer yandan meyve ve özellikle yapraklarının şeker hastalığına iyi geldiği, kan şekerini düşürücü etkiye sahip olduğu laboratuvar testleriyle kanıtlanmıştır'' diye konuştu.
Yine üvezin yapraklarının göğüs yumuşatıcı etkiye sahip olduğunu anlatan Prof. Dr. Gerçekçioğlu, ''Üvez meyvesinin kanamayı durduran ve güçlendirici ilaç olarak kullanımı Hipokrat'a kadar uzanır'' dedi.
-''SON YILLARDA ARANAN MEYVE TÜRÜ OLDU''-
Üvezin şu ana kadar herhangi bir yan etkisinin olmadığını söyleyen Prof. Dr. Gerçekçioğlu, şunları kaydetti:
''Kış aylarına doğru hasadı yapılan üvez özellikle son yıllarda aranan meyve türü oldu. Üretimin artırılmasında çok kaliteli sanayi ürünü ve inanılmaz bir müşterisi olan meyve haline geleceğine inanıyorum. Son yıllarda üniversitelerde bu konuda akademik çalışmalar başlamış. Bu çalışmaların yakın gelecekte yaygınlaşacağı kanısındayız. Üvezin kış hastalıklarına karşı vücut direncinin artırıcı özelliği var. Üvez gibi meyveleri kışın bol miktarda tüketmek lazım. Çünkü hiçbir yan etkisi yok, tamamen doğal.''
Prof. Dr. Gerçekçioğlu, üvez meyvesinin serin yeri ve nemli ortamları sevdiğini söyledi.
-İÇERİĞİNDEKİ MADDELER-
Prof. Dr. Gerçekçioğlu, bu meyve üzerinde yapılan son araştırmalarda, içeriğinde tanen (kalp krizini önleyici ve vücut direncini arttırır), sorbitan asidi (altı değerli alkol, karaciğeri güçlendirir), elma asidi, limon asidi, kehribar asidi, tartarik asit, sorbin asidi, C vitamini (antioksidant), amygdalin (bazı türlerinde az olarak rastlanır), uçucu yağlar ve renk maddesi olarak antosiyanin (bağırsak temizleyici, iltihap giderici, müshil, idrar söktürücü, kanamayı durduran ve lenf uyarıcı özelliklere sahiptir) maddeleri tespit edildiğini belirtti.
-ÜVEZ-
Gülgiller familyasından 5-10 metre yüksekliğinde mayıs-haziran ayında beyaz renkli çiçekler açan ve kışın yaprağını döken bir ağaç olan üvezin meyveleri, küre veya armut seklinde yeşilimsi sarı veya kırmızımsı-esmer renkli ve buruk bir lezzete sahip.
Sarbus aucuparia türü kuş üvezi olarak bilinen ve Kuzey Anadolu'da yaygın olan üvezin, sorbus domestica türünün (üvez) Karadeniz Bölgesi'nde tabii olarak yayılış gösterdiği gibi meyveleri için birçok bölgede yetiştirildiği ifade ediliyor. Üvez meyvesi, muşmula gibi olgunlaştığı zaman yeniyor.
ALINTI: http://www.stargazete.com/yasam/hastaliklarin-dogal-ilaci-uvez-132221.htm
En son Admin tarafından C.tesi Eyl. 15, 2018 8:41 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
ÜVEZ AĞACI
Üvez Ağacı
9/10/2007
Bahçenin sınırlarında bulunduğunu söylediğim tanımadığımız ya da tanıyamadığımız ağaç, yıllardır meyvesini görmez olduğumuz eski dost Üvez’den başkası değilmiş. Önceleri minik armut biçimi ve son derece ekşi meyvelerini görüp tadına baktığımızda yabani bir elma veya armut sanmış pek önemsememiştik. Ama günler geçip de yaz sonlarına doğru meyveler kahverengi ve pembemsi küçük sarı armutçukları andırmaya başlayınca anladık birden. Bu çocukluğumda babamın dallarıyla salkım halinde eve getirip balkona astığı ve meyveleri yumuşayıp kahveleştikçe koparıp yediğimiz üvezdi.
Yeniden, hem de kendi bahçemizde buluştuğumuz üvezleri sevinçle topladık, olgunlaştıklarında yıllar önceki çocukluk coşkusuyla nasıl yediğimizi anlattım eşime: “olgun meyvenin tepesinde minik bir delik açarsın, sonra da o noktadan pipetten sıvı çeker gibi içine çekersin, püre kıvamında tatlı meyveyi tadına varmak için dilinin üzerinde bir süre tutar, dağılıp gitmesini beklersin” diyerek. Aynı tarifi yaparak komşularımızla da paylaştık bu güzel meyveyi.
Daha sonra inşatta yorulup, köy kahvesinde nefeslenen eşim yeni komşularımıza üvez ağacından söz etmiş. Onlar da aşina oldukları bu meyveyi ilaç niyetine dondurup kış için sakladıklarını söylemişler. Çünkü incir yedikten sonra şekeri yükselen biri üvezi yediğinde şekerinin çabucak düşüverdiğini görmüş, bunu farkedeli beri üvezleri daha uzun süre el altında bulundurmak için olgunlaşınca buzluğa atıp, gerektikçe yiyorlarmış. Ayrıca çiçek açma zamanı toplanan üvez yapraklarının kaynatılıp çay gibi içilmesinin de aynı etkiyi yaptığını anlatmışlar. Kaç tane meyve yendiğinde ya da ne kadar üvez yaprağı çayı içildiğinde şekeri düşürüyor bilemiyorum ama, yaptığım bazı araştırmalar da bu keşfi doğrular nitelikte.
İnternetteki mini araştırma Üvezin sandığımızdan çok daha değerli bir ağaç ve meyve olduğunu gösteriyor. Örneğin Avrupa’da nesli tükenmekte olan ağaçlar sınıfında yer aldığını, üretimi ve korunmasının teşvik edildiğini öğrendik. İngilizce’de “Service-Tree” ya da “True Service-Tree”, Fransızca’da ise “Cormier” olarak tanınan bu ağacın Latince adı “Sorbus Domesticus,” “Rowan” olarak tanınan ve genellikle bu ağaçla karıştırılan ise Türkçe’de yabani üvez diyebileceğimiz bir tür. Romalılar zamanında çok değer verilen Üvez Ağacının meyveleri bağırsak rahatsızlıklarını tedavi etmekte ve elma şarabında koruyucu olarak kullanılıyormuş. Ahşabı çok sert ve dayanıklı olduğundan mekanik parçalar, kakma işleri ve ölçü aletleri vs. yapımında tercih ediliyormuş. Günümüzde ise, fermente olabilen meyveleriyle elma şarabında koruyucu olarak, yüksek kaliteli likör üretiminde ve marmelat yapımında hala kullanılmakta, ama az bulunur olduğundan ahşabı pek kullanılmıyor. Bununla birlikte Üvez Ağacının kaliteli genlere sahip olanları seçildiği takdirde ekonomik potansiyelinin de yüksek olduğu belirtiliyor. Orta Avrupa’da çok nadir bulunduğu ve nesli tükenmekte olduğu için korunmaya değer biyolojik kaynaklardan biri olarak görülüyor.
Araştırma sırasında rastladığım ilginç bir yazıyı kısaca aktarmadan geçemeyeceğim. Augusta Paton tarafından kaleme alınmış belgede İngiltere, Worcestershire’da “Wyre Forest” adıyla bilenen ormanda bulunan kadim bir Üvez Ağacı’nın öyküsü yer alıyor: Bir zamanlar Wyre ormanında çok yaşlı ve büyük bir Üvez ağacı varmış. Çok eski zamanlarda yabani üvez ağacının koruyucu güçleri olduğuna inanılırmış, gerçek Üvez Ağacı ise bu bakımdan daha da üstün kabul ediliyormuş. Hatta kurutulmuş meyve ve yapraklarının büyüden korunmak amacıyla evlere asılması adeti 1867 yılında halen devam etmekteymiş. Bu yüzden, belki de Romalılar tarafından getirilip olduğu yere dikilmiş olan bu Üvez Ağacı herkesin göz bebeğiymiş. Bir kısmı kurumuş olduğu halde sadece en tepedeki dallarında çiçek açıp meyve veren bu yaşlı ağaca ülkenin dört bir yanındaki botanikçiler büyük önem verir ve saygı gösterirlermiş.
Hatta 1858 yılında ormana keşfe gelen doğabilimcilerden oluşan kalabalık bir grup bu ağacın altında yemek molası için buluşmuşlar. Ancak kadim Üvez Ağacının öyküsü biraz acıklı bitmiş, bundan dört yıl sonra yaşlı ağaç tamamen yanıp kül olmuş, daha doğrusu yakılıp kül edilmiş. Bu alçakça suçun faili kötü namıyla tanınan kaçak bir avcıymış. Toprak ağası tarafından daha önce epey ağır kabul edilebilecek bir cezaya çarptırılan avcı, onun bu ağaca düşkünlüğünü bildiğinden intikam almak için ağacı köküne kadar yakmış. Adalet hızla tecelli ettirilerek, başka bazı çiftlik binalarını da kundaklamakla suçlanan avcı ömrünün kalanını geçirmek üzere “Botany Bay” e gönderilmiş (eğer bu körfez Avustralya’daki “Botany Bay” ise ceza ağırdan da öte olmuş). Bu arada kadim ağaçtan geriye kalan kararmış kütük ve bir kaç ana dal tanınmış botanikçi George Jorden tarafından dikkatle toplanmış ve bunlardan dört kadeh yapılmış. Kadehlerden birinin kenarı ve ayağı, üzerine ağacın çiçekleri ve yaprakları işlenmiş gümüş bantlarla süslenmiş. Bu kadehin hediye edildiği klubün üyeleri de 1864 yılında yaklaşık 80 üyesiyle kadim ağacın eskiden olduğu yerde bir anma töreni düzenleyip yazıp besteledikleri uzun bir ağıtı çalıp dinlemişler. 1911 yılında ise eskiden ağacın durduğu yere bir anıt ve meraklı bir yetiştiricinin büyütmeyi başardığı genç Üvez fidanları dikilmiş.
Masal tadındaki bu gerçek öyküyü öğrendikten sonra, bahçemizdeki Üvez ağacı gözümüzde adeta mitolojik bir karaktere büründü. Hele bir de eski zamanlardan kalan “bahçesinde üvez ağacı olanın bolluk ve bereketi hiç eksik olmazmış” inanışı buna eklenince, bizim de bahçemizde bolluk ve bereketin hüküm süreceği güzel gelecek günlere inancımız iyice pekişti. Sözü yine masalsı bir deyişle bitirelim: “gökten üç elma düşmüş, biri bunu okuyanların, biri doğaya kaçmak için uğraşıp didinenlerin, biri de bu yazıyı yazanların başına..
ALINTI: http://meyvelitepe.typepad.com/meyvelitepe/uvez-agaci.html
.
9/10/2007
Bahçenin sınırlarında bulunduğunu söylediğim tanımadığımız ya da tanıyamadığımız ağaç, yıllardır meyvesini görmez olduğumuz eski dost Üvez’den başkası değilmiş. Önceleri minik armut biçimi ve son derece ekşi meyvelerini görüp tadına baktığımızda yabani bir elma veya armut sanmış pek önemsememiştik. Ama günler geçip de yaz sonlarına doğru meyveler kahverengi ve pembemsi küçük sarı armutçukları andırmaya başlayınca anladık birden. Bu çocukluğumda babamın dallarıyla salkım halinde eve getirip balkona astığı ve meyveleri yumuşayıp kahveleştikçe koparıp yediğimiz üvezdi.
Yeniden, hem de kendi bahçemizde buluştuğumuz üvezleri sevinçle topladık, olgunlaştıklarında yıllar önceki çocukluk coşkusuyla nasıl yediğimizi anlattım eşime: “olgun meyvenin tepesinde minik bir delik açarsın, sonra da o noktadan pipetten sıvı çeker gibi içine çekersin, püre kıvamında tatlı meyveyi tadına varmak için dilinin üzerinde bir süre tutar, dağılıp gitmesini beklersin” diyerek. Aynı tarifi yaparak komşularımızla da paylaştık bu güzel meyveyi.
Daha sonra inşatta yorulup, köy kahvesinde nefeslenen eşim yeni komşularımıza üvez ağacından söz etmiş. Onlar da aşina oldukları bu meyveyi ilaç niyetine dondurup kış için sakladıklarını söylemişler. Çünkü incir yedikten sonra şekeri yükselen biri üvezi yediğinde şekerinin çabucak düşüverdiğini görmüş, bunu farkedeli beri üvezleri daha uzun süre el altında bulundurmak için olgunlaşınca buzluğa atıp, gerektikçe yiyorlarmış. Ayrıca çiçek açma zamanı toplanan üvez yapraklarının kaynatılıp çay gibi içilmesinin de aynı etkiyi yaptığını anlatmışlar. Kaç tane meyve yendiğinde ya da ne kadar üvez yaprağı çayı içildiğinde şekeri düşürüyor bilemiyorum ama, yaptığım bazı araştırmalar da bu keşfi doğrular nitelikte.
İnternetteki mini araştırma Üvezin sandığımızdan çok daha değerli bir ağaç ve meyve olduğunu gösteriyor. Örneğin Avrupa’da nesli tükenmekte olan ağaçlar sınıfında yer aldığını, üretimi ve korunmasının teşvik edildiğini öğrendik. İngilizce’de “Service-Tree” ya da “True Service-Tree”, Fransızca’da ise “Cormier” olarak tanınan bu ağacın Latince adı “Sorbus Domesticus,” “Rowan” olarak tanınan ve genellikle bu ağaçla karıştırılan ise Türkçe’de yabani üvez diyebileceğimiz bir tür. Romalılar zamanında çok değer verilen Üvez Ağacının meyveleri bağırsak rahatsızlıklarını tedavi etmekte ve elma şarabında koruyucu olarak kullanılıyormuş. Ahşabı çok sert ve dayanıklı olduğundan mekanik parçalar, kakma işleri ve ölçü aletleri vs. yapımında tercih ediliyormuş. Günümüzde ise, fermente olabilen meyveleriyle elma şarabında koruyucu olarak, yüksek kaliteli likör üretiminde ve marmelat yapımında hala kullanılmakta, ama az bulunur olduğundan ahşabı pek kullanılmıyor. Bununla birlikte Üvez Ağacının kaliteli genlere sahip olanları seçildiği takdirde ekonomik potansiyelinin de yüksek olduğu belirtiliyor. Orta Avrupa’da çok nadir bulunduğu ve nesli tükenmekte olduğu için korunmaya değer biyolojik kaynaklardan biri olarak görülüyor.
Araştırma sırasında rastladığım ilginç bir yazıyı kısaca aktarmadan geçemeyeceğim. Augusta Paton tarafından kaleme alınmış belgede İngiltere, Worcestershire’da “Wyre Forest” adıyla bilenen ormanda bulunan kadim bir Üvez Ağacı’nın öyküsü yer alıyor: Bir zamanlar Wyre ormanında çok yaşlı ve büyük bir Üvez ağacı varmış. Çok eski zamanlarda yabani üvez ağacının koruyucu güçleri olduğuna inanılırmış, gerçek Üvez Ağacı ise bu bakımdan daha da üstün kabul ediliyormuş. Hatta kurutulmuş meyve ve yapraklarının büyüden korunmak amacıyla evlere asılması adeti 1867 yılında halen devam etmekteymiş. Bu yüzden, belki de Romalılar tarafından getirilip olduğu yere dikilmiş olan bu Üvez Ağacı herkesin göz bebeğiymiş. Bir kısmı kurumuş olduğu halde sadece en tepedeki dallarında çiçek açıp meyve veren bu yaşlı ağaca ülkenin dört bir yanındaki botanikçiler büyük önem verir ve saygı gösterirlermiş.
Hatta 1858 yılında ormana keşfe gelen doğabilimcilerden oluşan kalabalık bir grup bu ağacın altında yemek molası için buluşmuşlar. Ancak kadim Üvez Ağacının öyküsü biraz acıklı bitmiş, bundan dört yıl sonra yaşlı ağaç tamamen yanıp kül olmuş, daha doğrusu yakılıp kül edilmiş. Bu alçakça suçun faili kötü namıyla tanınan kaçak bir avcıymış. Toprak ağası tarafından daha önce epey ağır kabul edilebilecek bir cezaya çarptırılan avcı, onun bu ağaca düşkünlüğünü bildiğinden intikam almak için ağacı köküne kadar yakmış. Adalet hızla tecelli ettirilerek, başka bazı çiftlik binalarını da kundaklamakla suçlanan avcı ömrünün kalanını geçirmek üzere “Botany Bay” e gönderilmiş (eğer bu körfez Avustralya’daki “Botany Bay” ise ceza ağırdan da öte olmuş). Bu arada kadim ağaçtan geriye kalan kararmış kütük ve bir kaç ana dal tanınmış botanikçi George Jorden tarafından dikkatle toplanmış ve bunlardan dört kadeh yapılmış. Kadehlerden birinin kenarı ve ayağı, üzerine ağacın çiçekleri ve yaprakları işlenmiş gümüş bantlarla süslenmiş. Bu kadehin hediye edildiği klubün üyeleri de 1864 yılında yaklaşık 80 üyesiyle kadim ağacın eskiden olduğu yerde bir anma töreni düzenleyip yazıp besteledikleri uzun bir ağıtı çalıp dinlemişler. 1911 yılında ise eskiden ağacın durduğu yere bir anıt ve meraklı bir yetiştiricinin büyütmeyi başardığı genç Üvez fidanları dikilmiş.
Masal tadındaki bu gerçek öyküyü öğrendikten sonra, bahçemizdeki Üvez ağacı gözümüzde adeta mitolojik bir karaktere büründü. Hele bir de eski zamanlardan kalan “bahçesinde üvez ağacı olanın bolluk ve bereketi hiç eksik olmazmış” inanışı buna eklenince, bizim de bahçemizde bolluk ve bereketin hüküm süreceği güzel gelecek günlere inancımız iyice pekişti. Sözü yine masalsı bir deyişle bitirelim: “gökten üç elma düşmüş, biri bunu okuyanların, biri doğaya kaçmak için uğraşıp didinenlerin, biri de bu yazıyı yazanların başına..
ALINTI: http://meyvelitepe.typepad.com/meyvelitepe/uvez-agaci.html
.
ÜVEZ,HUNNAP VE KUŞBURNU
Üvez, hünnap, kuşburnu zamanı
Sonbaharda çıkan yabani meyveleri yeteri kadar tanımıyor, bunlardan faydalanamıyoruz. İşte, pazarlarda bulabileceğiniz yabani meyvelerden bazıları ve kullanma yolları. iyibilgi özel
Üvez
Sarı renkli veya kırmızı-sarı renkli üvezler pazarlarda satılıyor. Hatta bu meyvelerin iyice olgunlaşmış, kahverengi-morumsu hali de bulunabiliyor. Zaten sarı veya kırmızı alınırsa iyice yumuşayıp olgunlaşması bekleniyor. “Muşmula gibi olgunlaşmasını bekleyeceksin” diyor satıcı. Yemek için kabuğun içinden meyvenin yumuşamış eti dişlerle emiliyor.
Değişik bir tadı var, mayhoş, olgun bir armut gibi, muşmula gibi.
Meyvesi dışında yaprağı da kullanılırmış. Üvez yaprağından yapılan çayın halk arasında şeker hastalığına iyi geldiği söyleniyor.
Bilim ve Teknik dergisinin Ocak 2006 sayısında yayınlanan “Alev Renkli Ağaçlar: Üvez” başlıklı yazı da bu bilgiyi doğruluyor. Yazıdan ilgili bölüm şöyle:
“Üvezlerin çeşitli organlarından modern tıp ve alternatif tıpta yararlanılıyor. Üvez meyve ve yaprakları kabızlığa etkilerinden dolayı dahilen; yaprakları halk arasında şeker hastalıklarına karşı kullanılır ve laboratuvar deneyleri de kan şekerini düşürücü etkiye sahip olduğunu göstermiş durumda. Yine yaprakları, kabızlığa karşı ve göğüs yumuşatıcı etkiye sahiptir.”
Hünnap
Hünnap Kuzey Ege’de, Gökçeada’da kendiliğinden yetişen parlak kahverengi kabuklu oval bir meyve. Elma gibi beyaz bir eti ve uzunca tek bir çekirdeği var.
Yabani, kendiliğinden yetişen hünnaplardan 2 santim kadar oluyor. Pazarda erik kadar kocaman, kabuğu beyazlı-kahveli iri iri hünnaplar da var. Bunlar insan müdahalesiyle (aşılama mı genlere müdahale mi bilemiyoruz) irileştirilmiş olanlar. Siz siz olun, küçücük doğal hünnapları bulun. Tadı çok daha güzel.
Hünnap da halk tıbbında göğüs yumuşatıcı, kan temizleyici olarak kullanılıyor.
Meyveleri kurutulabiliyor.
Kuşburnu
Tansu Çiller’in devamlı içtiği söylendiği için birden milletçe kuşburnu çayı içivermeye başlamıştık. Oysa Doğu Anadolu’da, özellikle Erzurum, Bayburt ve Erzincan’da kuşburnu meyvesi zaten çok iyi biliniyor, çok seviliyor.
Doğu’da kuşburnunun marmeladı, kışın içmek üzere koyuca yapılmış şerbeti hazırlanıyor. Kuşburnu şerbeti ve kuru yufka ile tatlı yapılıyor. Çorbası yapılıyor. Yaş veya kuru meyveden çayı yapılıyor.
Kuşburnu şerbeti hazırlamak için meyvenin çürük veya kurtlu olanlarını ayıklayın. yıkayıp süzün. Sap ve uç kısımlarını bıçakla kesip atın. Çekirdeklerinin etrafındaki ince tüyleri elinize batar, aklınızda olsun. Biraz suyla kuşburnunu yumuşayana kadar haşlayın. Bir gece haşlama suyunda bekletin. Ertesi gün kevgirden geçirin, kevgirde kalan posayı biraz suyla kaynatıp tekrar kevgirden geçirin. Elde ettiğiniz kuşburnu suyunu bir kez de tülbentten geçirin. Daha sonra birkaç taşım kaynatın. Dilerseniz tatlandırarak tekrar kaynatın. Sıcak sıcak kavanozlara koyun, kapağını kapatın. Kavanozu ters çevirerek soğumasını bekleyin. Daha sonra serin bir yerde kullanacağınız zamana kadar saklayın. İsterseniz yaptığınız gün, soğuttuktan sonra için.
Biraz zahmetli ama hem çok şifalı, hem çok lezzetli. Bir böreğin yanında içilince tadına doyum olmuyor.
Kuşburnu çayı yapmak için taze veya kurutulmuş bir avuç kuşburnunu yıkayıp süzün. 4-5 su bardağı temiz su ile ateşe koyun. Kısık ateşte, meyve özünü suya verinceye kadar üstü kapalı olarak kaynatın. Üstüne biriken köpük veya kefi alıp atın, tüyleri burada birikmiş olur. Kuşburnu çayının rengi pembe olmaz, poşette satılan boyalı çaylara bakmayın. Kaynattıkça koyu portakal rengini alır.
www.iyilikguzellik.com özel Arzu Aygen
Sonbaharda çıkan yabani meyveleri yeteri kadar tanımıyor, bunlardan faydalanamıyoruz. İşte, pazarlarda bulabileceğiniz yabani meyvelerden bazıları ve kullanma yolları. iyibilgi özel
Üvez
Sarı renkli veya kırmızı-sarı renkli üvezler pazarlarda satılıyor. Hatta bu meyvelerin iyice olgunlaşmış, kahverengi-morumsu hali de bulunabiliyor. Zaten sarı veya kırmızı alınırsa iyice yumuşayıp olgunlaşması bekleniyor. “Muşmula gibi olgunlaşmasını bekleyeceksin” diyor satıcı. Yemek için kabuğun içinden meyvenin yumuşamış eti dişlerle emiliyor.
Değişik bir tadı var, mayhoş, olgun bir armut gibi, muşmula gibi.
Meyvesi dışında yaprağı da kullanılırmış. Üvez yaprağından yapılan çayın halk arasında şeker hastalığına iyi geldiği söyleniyor.
Bilim ve Teknik dergisinin Ocak 2006 sayısında yayınlanan “Alev Renkli Ağaçlar: Üvez” başlıklı yazı da bu bilgiyi doğruluyor. Yazıdan ilgili bölüm şöyle:
“Üvezlerin çeşitli organlarından modern tıp ve alternatif tıpta yararlanılıyor. Üvez meyve ve yaprakları kabızlığa etkilerinden dolayı dahilen; yaprakları halk arasında şeker hastalıklarına karşı kullanılır ve laboratuvar deneyleri de kan şekerini düşürücü etkiye sahip olduğunu göstermiş durumda. Yine yaprakları, kabızlığa karşı ve göğüs yumuşatıcı etkiye sahiptir.”
Hünnap
Hünnap Kuzey Ege’de, Gökçeada’da kendiliğinden yetişen parlak kahverengi kabuklu oval bir meyve. Elma gibi beyaz bir eti ve uzunca tek bir çekirdeği var.
Yabani, kendiliğinden yetişen hünnaplardan 2 santim kadar oluyor. Pazarda erik kadar kocaman, kabuğu beyazlı-kahveli iri iri hünnaplar da var. Bunlar insan müdahalesiyle (aşılama mı genlere müdahale mi bilemiyoruz) irileştirilmiş olanlar. Siz siz olun, küçücük doğal hünnapları bulun. Tadı çok daha güzel.
Hünnap da halk tıbbında göğüs yumuşatıcı, kan temizleyici olarak kullanılıyor.
Meyveleri kurutulabiliyor.
Kuşburnu
Tansu Çiller’in devamlı içtiği söylendiği için birden milletçe kuşburnu çayı içivermeye başlamıştık. Oysa Doğu Anadolu’da, özellikle Erzurum, Bayburt ve Erzincan’da kuşburnu meyvesi zaten çok iyi biliniyor, çok seviliyor.
Doğu’da kuşburnunun marmeladı, kışın içmek üzere koyuca yapılmış şerbeti hazırlanıyor. Kuşburnu şerbeti ve kuru yufka ile tatlı yapılıyor. Çorbası yapılıyor. Yaş veya kuru meyveden çayı yapılıyor.
Kuşburnu şerbeti hazırlamak için meyvenin çürük veya kurtlu olanlarını ayıklayın. yıkayıp süzün. Sap ve uç kısımlarını bıçakla kesip atın. Çekirdeklerinin etrafındaki ince tüyleri elinize batar, aklınızda olsun. Biraz suyla kuşburnunu yumuşayana kadar haşlayın. Bir gece haşlama suyunda bekletin. Ertesi gün kevgirden geçirin, kevgirde kalan posayı biraz suyla kaynatıp tekrar kevgirden geçirin. Elde ettiğiniz kuşburnu suyunu bir kez de tülbentten geçirin. Daha sonra birkaç taşım kaynatın. Dilerseniz tatlandırarak tekrar kaynatın. Sıcak sıcak kavanozlara koyun, kapağını kapatın. Kavanozu ters çevirerek soğumasını bekleyin. Daha sonra serin bir yerde kullanacağınız zamana kadar saklayın. İsterseniz yaptığınız gün, soğuttuktan sonra için.
Biraz zahmetli ama hem çok şifalı, hem çok lezzetli. Bir böreğin yanında içilince tadına doyum olmuyor.
Kuşburnu çayı yapmak için taze veya kurutulmuş bir avuç kuşburnunu yıkayıp süzün. 4-5 su bardağı temiz su ile ateşe koyun. Kısık ateşte, meyve özünü suya verinceye kadar üstü kapalı olarak kaynatın. Üstüne biriken köpük veya kefi alıp atın, tüyleri burada birikmiş olur. Kuşburnu çayının rengi pembe olmaz, poşette satılan boyalı çaylara bakmayın. Kaynattıkça koyu portakal rengini alır.
www.iyilikguzellik.com özel Arzu Aygen
ÜVEZ MEYVESİNİN FAYDALARI
Kalp krizini önlüyor, vücut direncini artırıyor, karaciğeri güçlendiriyor ve daha fazlası...
Üvez meyvesinin kış hastalıklarına karşı vücut direncini artırıcı özelliği olduğu, bu gibi meyveleri kışın bol miktarda tüketmek gerektiği bildirildi.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Resul Gerçekçioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üvez meyvesinin Kuzeybatı Anadolu, Orta Karadeniz Bölgesi ile diğer bazı bölgelerde tüketildiğini söyledi.
Üvezin, toprak ve su isteği açısından kanaatkar olup atıl tarım alanlarında alternatif ürün olarak kullanılabildiğini anlatan Prof. Dr. Gerçekçioğlu, üvezin tıpta kullanıldığını bildirdi.
Yapılan araştırmalarda üvez meyve kurusunun kaynatılıp içildiğinde ya da yenildiğinde yapraklarının kabız yapıcı etkisi bilindiğini anlatan Prof. Dr. Gerçekçioğlu, ''Taze meyvesi de bol tüketilirse müshil etkisi gösterebilir. Diğer yandan meyve ve özellikle yapraklarının şeker hastalığına iyi geldiği, kan şekerini düşürücü etkiye sahip olduğu laboratuvar testleriyle kanıtlanmıştır'' diye konuştu.
Yine üvezin yapraklarının göğüs yumuşatıcı etkiye sahip olduğunu anlatan Prof. Dr. Gerçekçioğlu, ''Üvez meyvesinin kanamayı durduran ve güçlendirici ilaç olarak kullanımı Hipokrat'a kadar uzanır'' dedi.
-''SON YILLARDA ARANAN MEYVE TÜRÜ OLDU''-
Üvezin şu ana kadar herhangi bir yan etkisinin olmadığını söyleyen Prof. Dr. Gerçekçioğlu, şunları kaydetti:
''Kış aylarına doğru hasadı yapılan üvez özellikle son yıllarda aranan meyve türü oldu. Üretimin artırılmasında çok kaliteli sanayi ürünü ve inanılmaz bir müşterisi olan meyve haline geleceğine inanıyorum. Son yıllarda üniversitelerde bu konuda akademik çalışmalar başlamış. Bu çalışmaların yakın gelecekte yaygınlaşacağı kanısındayız. Üvezin kış hastalıklarına karşı vücut direncinin artırıcı özelliği var. Üvez gibi meyveleri kışın bol miktarda tüketmek lazım. Çünkü hiçbir yan etkisi yok, tamamen doğal.''
Prof. Dr. Gerçekçioğlu, üvez meyvesinin serin yeri ve nemli ortamları sevdiğini söyledi.
-İÇERİĞİNDEKİ MADDELER-
Prof. Dr. Gerçekçioğlu, bu meyve üzerinde yapılan son araştırmalarda, içeriğinde tanen (kalp krizini önleyici ve vücut direncini arttırır), sorbitan asidi (altı değerli alkol, karaciğeri güçlendirir), elma asidi, limon asidi, kehribar asidi, tartarik asit, sorbin asidi, C vitamini (antioksidant), amygdalin (bazı türlerinde az olarak rastlanır), uçucu yağlar ve renk maddesi olarak antosiyanin (bağırsak temizleyici, iltihap giderici, müshil, idrar söktürücü, kanamayı durduran ve lenf uyarıcı özelliklere sahiptir) maddeleri tespit edildiğini belirtti.
-ÜVEZ-
Gülgiller familyasından 5-10 metre yüksekliğinde mayıs-haziran ayında beyaz renkli çiçekler açan ve kışın yaprağını döken bir ağaç olan üvezin meyveleri, küre veya armut seklinde yeşilimsi sarı veya kırmızımsı-esmer renkli ve buruk bir lezzete sahip.
Sarbus aucuparia türü kuş üvezi olarak bilinen ve Kuzey Anadolu'da yaygın olan üvezin, sorbus domestica türünün (üvez) Karadeniz Bölgesi'nde tabii olarak yayılış gösterdiği gibi meyveleri için birçok bölgede yetiştirildiği ifade ediliyor. Üvez meyvesi, muşmula gibi olgunlaştığı zaman yeniyor.
AA
Üvez meyvesinin kış hastalıklarına karşı vücut direncini artırıcı özelliği olduğu, bu gibi meyveleri kışın bol miktarda tüketmek gerektiği bildirildi.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Resul Gerçekçioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üvez meyvesinin Kuzeybatı Anadolu, Orta Karadeniz Bölgesi ile diğer bazı bölgelerde tüketildiğini söyledi.
Üvezin, toprak ve su isteği açısından kanaatkar olup atıl tarım alanlarında alternatif ürün olarak kullanılabildiğini anlatan Prof. Dr. Gerçekçioğlu, üvezin tıpta kullanıldığını bildirdi.
Yapılan araştırmalarda üvez meyve kurusunun kaynatılıp içildiğinde ya da yenildiğinde yapraklarının kabız yapıcı etkisi bilindiğini anlatan Prof. Dr. Gerçekçioğlu, ''Taze meyvesi de bol tüketilirse müshil etkisi gösterebilir. Diğer yandan meyve ve özellikle yapraklarının şeker hastalığına iyi geldiği, kan şekerini düşürücü etkiye sahip olduğu laboratuvar testleriyle kanıtlanmıştır'' diye konuştu.
Yine üvezin yapraklarının göğüs yumuşatıcı etkiye sahip olduğunu anlatan Prof. Dr. Gerçekçioğlu, ''Üvez meyvesinin kanamayı durduran ve güçlendirici ilaç olarak kullanımı Hipokrat'a kadar uzanır'' dedi.
-''SON YILLARDA ARANAN MEYVE TÜRÜ OLDU''-
Üvezin şu ana kadar herhangi bir yan etkisinin olmadığını söyleyen Prof. Dr. Gerçekçioğlu, şunları kaydetti:
''Kış aylarına doğru hasadı yapılan üvez özellikle son yıllarda aranan meyve türü oldu. Üretimin artırılmasında çok kaliteli sanayi ürünü ve inanılmaz bir müşterisi olan meyve haline geleceğine inanıyorum. Son yıllarda üniversitelerde bu konuda akademik çalışmalar başlamış. Bu çalışmaların yakın gelecekte yaygınlaşacağı kanısındayız. Üvezin kış hastalıklarına karşı vücut direncinin artırıcı özelliği var. Üvez gibi meyveleri kışın bol miktarda tüketmek lazım. Çünkü hiçbir yan etkisi yok, tamamen doğal.''
Prof. Dr. Gerçekçioğlu, üvez meyvesinin serin yeri ve nemli ortamları sevdiğini söyledi.
-İÇERİĞİNDEKİ MADDELER-
Prof. Dr. Gerçekçioğlu, bu meyve üzerinde yapılan son araştırmalarda, içeriğinde tanen (kalp krizini önleyici ve vücut direncini arttırır), sorbitan asidi (altı değerli alkol, karaciğeri güçlendirir), elma asidi, limon asidi, kehribar asidi, tartarik asit, sorbin asidi, C vitamini (antioksidant), amygdalin (bazı türlerinde az olarak rastlanır), uçucu yağlar ve renk maddesi olarak antosiyanin (bağırsak temizleyici, iltihap giderici, müshil, idrar söktürücü, kanamayı durduran ve lenf uyarıcı özelliklere sahiptir) maddeleri tespit edildiğini belirtti.
-ÜVEZ-
Gülgiller familyasından 5-10 metre yüksekliğinde mayıs-haziran ayında beyaz renkli çiçekler açan ve kışın yaprağını döken bir ağaç olan üvezin meyveleri, küre veya armut seklinde yeşilimsi sarı veya kırmızımsı-esmer renkli ve buruk bir lezzete sahip.
Sarbus aucuparia türü kuş üvezi olarak bilinen ve Kuzey Anadolu'da yaygın olan üvezin, sorbus domestica türünün (üvez) Karadeniz Bölgesi'nde tabii olarak yayılış gösterdiği gibi meyveleri için birçok bölgede yetiştirildiği ifade ediliyor. Üvez meyvesi, muşmula gibi olgunlaştığı zaman yeniyor.
AA
Similar topics
» zerdeçalın faydaları
» biberiyenin faydaları
» Kekik ve Faydaları
» Karahindiba Bitkisi ve Çayının Yararları
» KEÇİBOYNUZUNUN FAYDALARI
» biberiyenin faydaları
» Kekik ve Faydaları
» Karahindiba Bitkisi ve Çayının Yararları
» KEÇİBOYNUZUNUN FAYDALARI
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz