baba oğul
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Türkçe 4. Sınıf Haftalık Ders Programı

Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Memleket İle İlgili Kısa Şiirler

Mesaj  Admin Çarş. Nis. 17, 2024 11:05 am

Memleket İle İlgili Kısa Şiirler
BİR YOLCUYA
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmed'in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed'in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir.

Düşün ki, haşr olan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
Necmettin Halil ONAN

İSTANBUL'U DİNLİYORUM

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapali
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavas yavas sallaniyor
Yapraklar, agaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucularin hiç durmayan çingiraklari
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapali.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapali;
Kuslar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çiglik çiglik.
Aglar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadinin suya degiyor ayaklari;
Istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapali.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapali;
Serin serin Kapaliçarsi
Civil civil Mahmutpasa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarinda ter kokulari;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapali.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapali;
Basimda eski alemlerin sarhoslugu
Los kayikhaneleriyle bir yali;
Dinmis lodoslarin ugultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapali.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapali;
Bir yosma geciyor kaldirimdan;
Küfürler, sarkilar, türküler, laf atmalar.
Bir sey düsüyor elinden yere;
Bir gül olmali;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapali.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapali;
Bir kus çirpiniyor eteklerinde;
Alnin sicak mi, degil mi, biliyorum;
Dudaklarin islak mi, degil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doguyor fistiklarin arkasindan
Kalbinin vurusundan anliyorum;
İstanbul'u dinliyorum.

ORHAN VELİ KANIK

ANADOLU SEVGİSİ

Sen bizim dağları bilmezsin gülüm,
Hele boz dumanlar çekilsin de gör
Her haftası bayram, her günü düğün;
Hele yaylalara çıkılsın da gör

Bilmezsin ovalar nasıldır bizde;
Kağnılar yollarda yoncalar dizde...
Saydıklarım damla değil denizde,
Hele bir ekinler ekilsin de gör

Görmedin sen bizim mavi suları,
Karlar eriyince kırar yuları...
Köpük olur beyaz, sel olur sarı;
Hele taştan taşa dökülsün de gör

Sen bizim köyleri görmedin ki hiç..
Yolları toz, çamur, evleri kerpiç
O kirli kabukta, o en temiz iç;
Hele bir yakından bakılsın da gör

Anlamaz bilmezsin sen bizim halkı;
Sevgiyi bulasın yakına gel ki..
Kalıplar gerçeği göstermez belki,
Gönül perdeleri sökülsün de gör.
Abdurrahim KARAKOÇ

Bu Sakin Öğle Vakti
Bu sakin öğle vakti…Mevsim taze, gün ılık,
Bir dersten çıkmış kadar içimde bir ferahlık.
Yeniden yapraklanan şu çınarın gölgesi,
Şu beyaz minareden dökülen ezan sesi.
Şu yosun tutmuş çeşme, her bir taş servilikten,
Bana bahsediyorlar en sonsuz iyilikten.
Cedlerimin mermerde seyrettiğim yazısı.
Bir saatin vuruşu: günün henüz yarısı.
Çocukların koşuşu, kuşların dem çekişi
Mesut ediyor beni vatanımın güneşi.
- Ziya Osman SABA

Memleketim
Memleketim, memleketim, memleketim,
Ne kasketim kaldı senin ora işi
Ne yollarını taşımış ayakkabım,
Son mintanın da sırtımda paralandı çoktan,

Şile bezindendi.
Sen şimdi yalnız saçımın akında,
Enfarktında yüreğimin,
Alnımın çizgilerindesin memleketim,
Memleketim,
Memleketim… - Nazım Hikmet Ran

Vatan İçin
Neler yapmadık şu vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.
– Orhan Veli Kanık


Memleket isterim
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.

– Cahit Sıtkı Tarancı''
MEMLEKET İSTERİM

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ne ben farkı olsun
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.


Yurdum

1917 senesinde
Topraklarında doğmuşum.
Anamdan emdiğim süt
Çeşmenden tarlandan gelmiş.
Emmilerim hudutlarında
Senin için döğüşürken ölmüşler.
Kalelerin burcunda
Uçurtma uçurmuşum,
Çimmişim derelerinde.
Bir andız fidanı gibi büyümüşüm.
Topraklarının üstünde.

Koca koca kamyonlara binmişim.
Daha büyük şehirlerine
Okumaya gitmişim.
Eşkiyalar yolumu kesmiş
Alacak şey bulamamışlar.
Topraklarının üstünde
Top oynamış, aşık olmuş, düşünmüş,
Ahbap edinmişim.

Kederlendiğim günler olmuş
Naçar dolaşmışım sokaklarında,
Sevinçli günlerim olmuş
Başım havalarda gezmişim.
Bağrımı açıp ılgın ılgın
Esen serin rüzgarlarına,
İlk defa kıyılarından
Denizi seyretmişim.
Issız çorak ovalarında
Günlerce yolculuk etmişim.

Ağladığım senin içindir
Güldüğüm senin için
Öpüp başıma koyduğum
Ekmek gibisin. – Cahit Külebi

BEN ANADOLUYUM l  Yavuz Bülent BAKİLER
Ben Anadoluyum…
Yıllar yılı susuz kaldım, yıllar yılı aç…
Şükrederek, kalktığım sofralarımda
Ya soğan ekmek olur, yahut bulamaç.

Hastalarım ölüm yataklarında
Ne doktor yüzü gördüm, ne ilaç.
Zaman zaman nankör çıktı büyütüp okuttuğum,
Gölge vermedi çok kere diktiğim ağaç…
Devlet denince hep vergi geldi aklıma
Jandarma deyince kırbaç…
En gümrah ırmaklarım boşuna akıp gitti
Üç beş adım ötesinde toprağım vardı kıraç.
Gittim, yiğitçe döğüştüm gazâ meydanlarında
Ne tak-ı zaferler istedim, ne taç…
Savaşta çiğnetmedim hilâli düşmanlara
Barışta düştü üstüme gölge gölge haç…
Yolsuz, okulsuz köylerim, kasabalarım hâlâ
Alın terine muhtaç…
Ben Anadoluyum, acılı, mahzun;
Bende bitmez tükenmez dert kulaç kulaç…

20. HAN DUVARLARI l Faruk Nafiz  ÇAMLIBEL
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık!
Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık,
Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...
Arkada zincirlenen yüksek Toros Dağları,
Önde uzun bir kışın soldurduğu etekler,
Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler...
Ellerim takılırken rüzgârların saçına
Asıldı arabamız bir dağın yamacına.
Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık,
Yalnız arabacının dudağında bir ıslık!
Bu ıslıkla uzayan, dönen kıvrılan yollar,
Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar
Başını kaldırarak boşluğu dinliyordu.
Gökler bulutlanıyor, rüzgâr serinliyordu.
Serpilmeye başladı bir yağmur ince ince.
Son yokuş noktasından düzlüğe çevrilince
Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi.
Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi.
Gurbet beni muttasıl çekiyordu kendine.
Yol, hep yol, daima yol... Bitmiyor düzlük yine.
Ne civarda bir köy var, ne bir evin hayali,
Sonunda ademdir diyor insana yolun hali,
Arasıra geçiyor bir atlı, iki yayan.
Bozuk düzen taşların üstünde tıkırdıyan
Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor,
Uzun yollar bu sesten silkinerek yatıyor...
Kendimi kaptırarak tekerleğin sesine
Uzanmış kalmışım yaylının şiltesine.

Bir sarsıntı... Uyandım uzun süren uykudan;
Geçiyordu araba yola benzer bir sudan.
Karşıda hisar gibi Niğde yükseliyordu,
Sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu:
Ağır ağır önümden geçti deve kervanı,
Bir kenarda göründü beldenin viran hanı.
Alaca bir karanlık sarmadayken her yeri
Atlarımız çözüldü, girdik handan içeri.
Bir deva bulmak için bağrındaki yaraya
Toplanmıştı garipler şimdi kervansaraya.
Bir noktada birleşmiş vatanın dört bucağı,
Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı.
Bir pırıltı gördü mü gözler hemen dalıyor,
Göğüsler çekilerek nefesler daralıyor.
Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığı
Her yüzü çiziyordu bir hüzün kırışığı.
Gitgide birer ayet gibi derinleştiler
Yüzlerdeki çizgiler, gözlerdeki cizgiler...
Yatağımın yanında esmer bir duvar vardı,
Üstünde yazılarla hatlar karışmışlardı;
Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler,
Aygın baygın maniler, açık saçık resimler...
Uykuya varmak için bu hazin günde, erken,
Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken
Birdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı;
Bu dört mısra değil, sanki dört damla kandı.
Ben garip çizgilere uğraşırken başbaşa
Raslamıştım duvarda bir şair arkadaşa;
"On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan
Baba ocağından yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben"
Altında da bir tarih: Sekiz mart otuz yedi...
Gözüm imza yerinde başka ad görmedi.
Artık bahtın açıktır, uzun etme, arkadaş!
Ne hudut kaldı bugün, ne askerlik, ne savaş;
Araya gitti diye içlenme baharına,
Huduttan götürdüğün şan yetişir yârına!...


Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk,
Soğuk bir mart sabahı... Buz tutuyor her soluk.
Ufku tutuşturmadan fecrin ilk alevleri
Arkamızda kalıyor şehrin kenar evleri.
Bulutların ardında gün yanmadan sönüyor,
Höyükler bir dağ gibi uzaktan görünüyor...
Yanımızdan geçiyor ağır ağır kervanlar,
Bir derebeyi gibi kurulmuş eski hanlar.
Biz bu sonsuz yollarda varıyoruz, gitgide,
İki dağ ortasında boğulan bir geçide.
Sıkı bir poyraz beni titretirken içimden
Geçidi atlayınca şaşırdım sevincimden:
Ardımda kalan yerler anlaşırken baharla,
Önümüzdeki arazi örtülü şimdi karla.
Bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu,
Burada son fırtına son dalı kırıyordu...
Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla,
Savrulmaya başladı karlar etrafımızda.
Karlar etrafı beyaz bir karanlığa gömdü;
Kar değil, gökyüzünden yağan beyaz ölümdü...
Gönlümde can verirken köye varmak emeli
Arabacı haykırdı "İşte Araplıbeli!"
Tanrı yardımcı olsun gayrı yolda kalana
Biz menzile vararak atları çektik hana.
Bizden evvel buraya inen üç dört arkadaş
Kurmuştular tutuşan ocağa karşı bağdaş.
Çıtırdayan çalılar dört cana can katıyor,
Kimi haydut, kimi kurt masalı anlatıyor...
Gözlerime çökerken ağır uyku sisleri,
Çiçekliyor duvarı ocağın akisleri.
Bu akisle duvarda çizgiler beliriyor,
Kalbime ateş gibi şu satırlar giriyor;
"Gönlümü çekse de yârin hayali
Aşmaya kudretim yetmez cibali
Yolcuyum bir kuru yaprak misali
Rüzgârın önüne katılmışım ben"
Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı,
Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı...
Bu gurbetten gurbete giden yolun üstünde
Ben üç mevsim değişmiş görüyordum üç günde.
Uzun bir yolculuktan sonra İncesu'daydık,
Bir handa, yorgun argın, tatlı bir uykudaydık.
Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım,
Başucumda gördüğüm şu satırlarla yandım!
"Garibim namıma Kerem diyorlar
Aslı'mı el almış haram diyorlar
Hastayım derdime verem diyorlar
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben"
Bir kitabe kokusu duyuluyor yazında,
Korkarım, yaya kaldın bu gurbet çıkmazında.
Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı!
Bahtına lanet olsun aşmadınsa bu dağı!
Az değildir, varmadan senin gibi yurduna,
Post verenler yabanın hayduduna kurduna!..
Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu:
"Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?"
Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,
Dedi:
"Hana sağ indi, ölü çıktı geçende!"
Yaşaran gözlerimde her şey artık değişti,
Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti...
Gönlümü Maraşlı'nın yaktı kara haberi.
Aradan yıllar geçti işte o günden beri
Ne zaman yolda bir han rastlasam irkilirim,
Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim.
Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar,
Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar!
Ey garip çizgilerle dolu han duvarları,
Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!..


Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Kitap Özeti Çıkarma

Mesaj  Admin Salı Nis. 02, 2024 10:07 am


Kitap Özeti Çıkarma
Kitap özeti çıkarma işinin yazılı olmayan ancak altın değerinde olan kuralları vardır.
Bu kurallar ışığında özeti hazırlamak, her zaman için daha iyi bir sonuç elde etmenize yardımcı olur.
Özet, bir bütün halinde olmalıdır. Giriş, gelişme ve sonuç birbiriyle bağlantılı bölümler olmalıdır.
Giriş bölümünde kitap hakkında ufak bir tanıtım yapılmalı,
gelişme bölümünde kitabın konusu ele alınmalı ve bu bölüm merak
uyandıracak şekilde yazılmalıdır. Sonuç kısmına gelindiğinde ise kitabın okuyucularına en son nasıl
bir etki bırakacağını anlatmak gerekir.
Kitap özeti maksimum 2 sayfadan ibaret olmalıdır.
Özeti uzun tutmak, kitap hakkında çok detaylı bilgiler verilmesine ve bu nedenle çekiciliğinin azalmasına neden olur. (Özetin 2 sayfadan fazla isteniyorsa, bu madde geçersizdir.)
Özeti yazarken kısa cümleler kurmalı ancak kısa cümlelerle çok şey anlatmalısınız.
Gereksiz kelimeleri ve cümleleri özetten uzak tutmalısınız.
Kitap hakkında bilgi vermeyen her türlü cümle, özetten çıkartmalısınız.
Kitap özetinde başrolde yer alan kişilerin bilgileri karşı tarafa iyi bir şekilde aktarılmalıdır.
Bunun için de kişi analizini doğru bir şekilde yapmanız gerekir. “Ali her gün işe gider.
Ali her gün yemek yer” gibi kişi analizleri yapmamalısınız.
Daha çok “Ali çalışkan, dürüst, yardımsever ve işine bağlı” gibi karakteristik özellikleri ele almalısınız.
Özet içerisinde sürekli olarak birbirini tekrar eden kelimelerden kaçınmalısınız.
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Atasözleri ve Anlamları

Mesaj  Admin Cuma Mart 29, 2024 10:18 am



Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık.
Telâşla, sabırsızca ve ivedilikle yapılan işler genellikle kötü sonuçlar doğurur; kişiyi pişmanlığın içine iter.
Acele ile menzil alınmaz.
Telâşlanıp ivmekle, sabırsız davranmakla daha çabuk sonuç alacağımız, başarı kazanacağımız sanılmamalıdır. Bilinmelidir ki her işin bir süresi vardır.
Acele işe şeytan karışır.
Düşünüp taşınmadan, çabuk davranılarak yapılan işten iyi sonuç beklenmemelidir; o iş ya yanlış ya da bozuk olur.
Ağaç yaş iken eğilir.
Çocuklar mutlaka küçük yaşta eğitilmelidirler. Bu yaşlarda işlenmeye, her türlü bilgiyle donatılmaya elverişlidirler. Zaman geçip de büyüdükçe eğitilmeleri zorlaşır. Yaşlı insan kolay kolay eğitilmez. Onlar tıpkı kuru bir ağaç gibidirler. Eğilmezler, buna zorlanırlarsa kırılırlar. Bu sebeple onlara yeni bir davranış kazandırmak imkânsız gibidir.
Allah`tan umut kesilmez.
Allah, kendisine inananları güç durumda bırakmaz. En umutsuz anlarında bile bir sebep yaratıp onları sevindirir, işlerini yoluna kor, durumlarını düzeltir. Bu bakımdan Müslümanlar en kötü ve umutsuz durumlarında bile karamsarlığa düşüp yalnızlık korkusuna kapılmazlar. Yüce Allah`ın onlara lütufta bulunacağına, onları koruyacağına gönülden inanırlar.
Akıl akıldan üstündür.
Her insan aynı anlayış, bilgi ve düşünme gücüne sahip değildir. Bizim akletmediğimizi, bir başkası akledebilir. Biri bizden daha iyi düşünüp karanlık bir noktada bize ışık tutabilir. Bu bakımdan önemli işlerimizde güvenli, geniş düşünce sahibi kimselere danışmaktan, onların bilgi ve tecrübesine başvurmaktan kaçınmamalıyız.
Akla gelmeyen başa gelir.
İnsan her şeyi eksiksiz düşünüp, başına gelebilecekleri önceden kestirip tedbir alacak güçte değildir. Hiç ummadığı, beklemediği bir anda başına öyle şey gelir ki, bu şeyi daha önce hiç düşünmemiştir bile. Bu durumda yapılacak şey endişe ve korkuya kapılmamak, sakin olmaya çalışmaktır.
Allah dağına göre kar verir (verir kışı).
Yüce Allah, her kuluna kaldırabileceği ölçüde yük, sıkıntı verir. Bu kimine az, kimine çoktur. Herkesin dayanabileceği kadardır.
Allah doğrunun yardımcısıdır.
Yüce Allah, insanlara neyin eğri, neyin doğru olduğunu kitapları ve peygamberleri vasıtasıyla göstermiştir. Onun yap dediğini yapan, yapma dediğini yapmayan doğru yoldadır. Onun istediklerini yerine getiren, haram kıldığı şeylerden kaçınan, onu bunu aldatmayan, yalan söylemeyen, doğruluktan sapmayan kişiye Allah yardım eder; o kişi her işte başarı sağlar, kötülük görmez, zarara da uğramaz. O hâlde doğruluktan şaşmamalıdır.
Allah sabırlı kulunu sever.
Acı, yoksulluk, haksızlık ve hastalık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan, olacak veya gelecek bir şeyi telâşa kapılmadan bekleme erdemidir sabır. Bu, insanın sahip olabileceği en değerli huylardandır. Böyle kimseler dayanıklı olur, güçlüklere göğüs gerer, kötülükleri kolay savar, sıkıntıları çabuk atlatır. Cenab-ı Hak da böyle kullarını sever. Öyleyse bu sevgiye lâyık olmak için sabırlı olmaya gayret etmeli insan.

Alma mazlumun âhını, çıkar âheste âheste.
Zalim olma, kötülük yapıp da can yakma. Yoksa mazlumların bedduasını alır, yaptığın kötülüklerin cezasını feci şekilde çekersin.

Ateş düştüğü yeri yakar.
Bir felâket ya da üzücü olay gerçek anlamda ona uğrayana, yalnızca ilgili kimselere acı verir; onların yüreklerini yakar. Başkalarının, uzak kimselerin duydukları acı, gösterdikleri üzüntü ise yüzeyseldir; kalıcı değil, gelip geçicidir.

Ateşle barut bir yerde durmaz.
Bir arada bulunmaları çok tehlikeli görülen şeyler birbirinden uzak bir yerde tutulmalıdırlar.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Bir olay ya da durumun varlığı, gerçekten ortada olup olmadığı, belirtisinin görülmesiyle anlaşılacak bir şeydir. Eğer meydanda bir belirti varsa, olay veya durum da var demektir.
Ava giden avlanır.
Bir çıkar sağlamak için birilerine tuzak kuran, onları aldatan, onlara zarar vermeye çalışan kimse, yapmaya çalıştığı kötülüğe kendisi düşer; zarara uğrar.



[/font]
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Sıfat (Ön Ad)

Mesaj  Admin Perş. Mart 28, 2024 12:23 pm

İ
Sıfat (Ön Ad)
İsimlerin önüne gelerek isimleri renk, şekil, durum, sayı vb.
yönlerden niteleyen veya belirten sözcüklere sıfat denir.

Örnek(ler)

» Bu akşam eski bir arkadaşımla masmavi denizi seyrettik.
1. Niteleme Sıfatları
Varlıkların durumlarını, biçimlerini, özelliklerini, renklerini kısaca nasıl olduklarını bildiren sözcüklerdir.
İsimlere sorulan “Nasıl?” sorusunun cevabıdır.
Örnek(ler)
Çalışkan öğrenci sınavda birinci oldu.
cümlesindeki “çalışkan” sözcüğü, “öğrenci”nin özelliğini belirtmektedir.
Bu cümlede “öğrenci” ismine “nasıl?” sorusunu sorduğumuzda “çalışkan” cevabını almaktayız. Dolayısıyla “çalışkan” sözcüğü niteleme sıfatıdır.
» Gökyüzünü aniden kara bulutlar kaplamıştı.
Bu cümlede “kara” sözcüğü, önüne geldiği ismin nasıl olduğunu gösterdiği için niteleme sıfatıdır.
» Yolun kenarı, kurumuş yapraklarla doluydu.
İşaret Sıfatları
Varlıkları işaret yoluyla belirten sıfatlardır. İşaret sıfatları, isimlere sorulan “Hangi?” sorusuna cevap verir.
Örnek(ler)
» Bu kitabı senin için aldım.
Yukarıdaki cümlede bulunan “bu” sözcüğü işaret sıfatıdır. “kitap” sözcüğüne “hangi?” sorusunu sorduğumuzda “bu” yanıtını alıyoruz. Bu yüzden “bu sözcüğü işaret sıfatıdır.
» Arkadaşlarım öteki otobüse binmiş.
Örnek(ler)
» O araba benim değil.
İşaret sıfatı

Bu cümlelerin birincisinde “o” sözcüğü “araba” adını belirttiği için işaret sıfatı;
ikinci cümledeki “o” sözcüğü ise bir varlığı karşıladığı için zamirdir.
Asıl Sayı Sıfatları
Bir ismi tam sayı olarak belirtir. İsme sorulan “kaç?” sorusuyla bulunur.

Örnek(ler)
» Her akşam on beş sayfa kitap okurum.
Yukarıdaki cümlede bulunan “on beş” sözcüğü, “sayfa” sözcüğünün sayısını belirttiği için asıl sayı sıfatıdır.
» Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik.Sıfatları
Varlıkların derecelerini, sıralarını belirten sıfatlardır. Sıra sayı sıfatları isimlere gelen “-ıncı, -inci” ekleri ile yapılır. İsme sorulan “kaçıncı?” sorusunun cevabıdır.

Örnek(ler)
» On ikinci soruyu çözemedim.
» “Altıncı His” adlı filmi çok beğendim.
Yukarıdaki cümlelerde koyu renkli yazılan sözcükler sıra sayı sıfatıdır.

Üleştirme Sayı Sıfatları
Paylaştırma anlamı taşıyan, varlıkların eşit bölümlerini belirten sıfatlardır. Sayılara “-er, -ar” eki getirilerek oluşturulur. İsme sorulan “kaçar?” sorusunun cevabıdır.

Örnek(ler)
» Baba her oğluna üçer tarla bıraktı.
»  Hepimize yirmi altışar ceviz düştü.
Bu cümlelerde “üçer, yirmi altışar” sözcükleri, “tarla, ceviz” adlarının paylara ayrıldığını belirttiği için üleştirme sayı sıfatıdır.

Kesir Sayı Sıfatları
Bir ismi kesirli sayılarla belirten sayı sıfatıdır, isme sorulan “kaçta kaç?” sorusunun cevabıdır.

Örnek(ler)
» Senelik kârdan beşte üç pay aldı.
» Alım satımdan yüzde iki komisyon alıyor.
Bu cümlelerde “beşte üç, yüzde iki” sözcükleri, “pay, komisyon” adlarının bütüne olan oranlarını belirttiği için kesir sayı sıfatıdır.


NOT  “yarım, çeyrek” sözcükleri bir ismi belirttiğinde kesir sayı sıfatı olur.

Örnek(ler)
» Yatmadan önce yarım bardak süt içer.

Belgisiz Sıfatlar
Varlıkları sayı ve miktar bakımından tam olarak belirtmeyen sözcüklerdir. “bir, birkaç, birçok, çoğu, kimi, bazı, bütün, tüm, başka, birtakım, her, hiçbir, herhangi” gibi kesinlik bildirmeyen, belirsizlik anlamı taşıyan sözcükler kullanılır.

Örnek(ler)
» Yarın birkaç kişiyle köye gidiyoruz.
» Her gün düzenli olarak koşu yapar.
Örnek(ler)
» Bir gün beni anlarsın, dedi.
Belgisiz sıfat
» Bir gün sonra tatil bitiyor.
Asıl sayı sıfatı
Soru Sıfatları
İsimleri soru yoluyla belirten, yani isimleri anlamca tamamlayan soru sözcükleridir. Soru sıfatlarının cevabı yine sıfattır. “nasıl, kaç, kaçıncı, kaçar, hangi, ne kadar, ne?” gibi sorular soru sıfatı olarak karşımıza çıkar.

Örnek(ler)
» Sen, tatilde kaç kitap okumuştun?
Bu cümlede, “kaç” soru sözcüğünün “kitap” adını belirttiğini görüyoruz. Bu soru sözcüğüne verilebilecek “beş kitap” cevabının sıfat olması, bize, bu soru sözcüğünün de sıfat olduğunu gösterir.
» Hangi yoldan gitmemizi tavsiye ediyorsun?
Örnek(ler)
» Hangi soru daha zordu?
» Hangisi daha zordu?
Bu cümlelerde “hangi” sözcüğü “soru” adını belirttiği için soru sıfatı; “hangisi” sözcüğü, bir adın yerini soru yoluyla tuttuğu için soru zamiridir.

» Kaç öğrenci gelmedi.
Örnek(ler)
» O, yeni bir araba almış.
» Bu küçük köyde konaklamaya karar verdik.
NOT  Sıfatlar, adılları da niteleyebilir.

Örnek(ler)
» Ahmet, gerçekten dürüst birisidir.
» O, her zaman deneyimli kimselerle çalışır.
Örnek(ler)
» Sınıftaki öğrenciler dışarı çıkmış.
» Yarınki sınava hazır mısın?
» Çocuklar tertemiz elbiseler giymişlerdi.
» Dümdüz yolda ilerliyorduk.
» Şöyle yemyeşil çimenlerin üzerine uzansam!
/size]
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Mi Soru Eki Örnek Cümleler

Mesaj  Admin Cuma Mart 15, 2024 11:08 am


Mi Soru Eki Örnek Cümleler
Kahvaltını bitirmeyecek misin?
Ödevini yapmamış mı?
Kapıyı kilitlemedin mi?
Bu kalem senin değil mi?
Dilek Şart Kipine Ait Cümleler:
Keşke sınavı kazansa, keşke yanımda olsan, şu an İzmir'de olsam, yarın yağmur yağsa,
bu gece erken uyusam, keşke onu sevsem, keşke şu an çay içsem.
Dilek kipi - se sa. Keşke o da burada ''olsa''.
Gereklilik kipi - meli malı Gecikmeden onun yanına ''gitmeliyiz.'' Seninle son kez ''konuşmalıyım.''
Emir kipi - ek almaz. Kalemi bana ver. Buraya gel.
Şart Kipi - se sa.
1- Dilek kipi - se sa
Keşke o da burada ''olsa''.
2- Gereklilik kipi - meli malı
Gecikmeden onun yanına ''gitmeliyiz.''
Seninle son kez ''konuşmalıyım.''
Emir Kipi - ek almaz
Kalemi bana ver.
Buraya gel.
Hızlı koş.
Sınıfta top oynama.
 Şart Kipi : se sa
Özür ''dilersen'' seni affederim.
KOŞUL (ŞART) CÜMLELERİ: (KOŞULA BAĞLILIK)
Bir işin, oluşun, durumun gerçekleşmesini ya da gerçekleşmemesini şarta bağlayan cümlelerdir.
Sussanız da derse başlasak.
Çok çalışırsan, sen de kazanırsın.
İçeri girebilirsin; fakat önce bilet almalısın.
Onu görmedikçe, yardımcı olamam.
ÖZNEL CÜMLE (ÖZNEL ANLATIM):
(Öznellik, Subjektif, Göreceli, Kanıtlanamaz, Değişebilir)
Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişebilen yargıların yer aldığı cümlelerdir.
Bu tür cümlelerde kişinin kendi görüşü yer alır.
Reşat Nuri, Türkiye’nin en ünlü yazarıdır.
Bu eserinde, gereksiz birçok ayrıntıya yer vermiş.
Elma, insanların en sevdiği meyvedir.
NESNEL CÜMLE (NESNEL ANLATIM):
(Nesnellik, Objektif, Kanıtlanabilir, Değişmeyen)
Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişmeyen yargıların yer aldığı cümlelerdir.
Bu tür cümlelerdeki yargılar herkesin kabul ettiği yargılardır.
Eserin ilk baskısı 2001 yılında yapıldı.
Eserde köylü-ağa çekişmesi anlatılmaktadır.
Bütün insanlar ölümlüdür.
Su, 100 derecede kaynar.
Neden Sonuç Cümleleri
Çok düzenli çalıştığı için sınavda başarılı oldu.
Heyecandan eli ayağı titredi.
Açık alan çok sıcak olduğu için festivale gelmek istemedi.
Açlıktan kan şekeri düştüğünden bayıldı.
Onu yola getiremeyeceğimi anladığım için iletişimimi kestim.
Düzenli olarak spor yaptığından, sağlıklı bir vücuda sahip oldu.
Kemanının telleri yıprandığından, tellerini değiştirdi.
Canı acımış olacak ki, gizli gizli ağlıyordu.
Güneşe karşı alerjisi bulunduğundan dışarı çıkmak istemiyordu.
Diğer arabaya yol vermedim diye söylemediği laf kalmadı.
Uyuyakaldığı için işe gidemedi.
Desteğinden dolayı bu girişimi başarı ile tamamladım.
Sen geldiğin için güneş erkenden doğdu.
Hava karardığı için göz gözü görmez oldu.
Yaz geldiğinden karıncalar gün yüzüne çıkmaya başladı.
Teyzemin kızı hızlı konuştuğu için ne dediğini tam olarak anlayamadım.rabbit rabbit rabbit rabbit rabbit rabbit pig pig
Bu kumaşı almam çünkü kaliteli gözükmüyor.
Bugün İstanbul, sen gelmediğin için ağladı.
İstediği oyuncak ona alındığı için çok mutlu oldu.
Yağmur yağdığı için yanına şemsiyesini aldı.
Zil çoktan çaldığı için derse girdi.
Annesi onunla gelmedi diye okula gitmedi.
O kitabı okuduğumdan sana öneriyorum.
Böyle konuştuğun için beni üzüyorsun.
Onu çağırmadığınızdan size küstü.
İnşaat yarım kaldı çünkü malzeme yetersiz geldi.
Kızdığı için doğru düşünemiyordu.
Sınav çok zor olduğu için istediği sonucu alamadı.
Uzun süredir işsiz olduğundan istediği arabayı elde edemedi.
Arkadaşım bana kazık attığı için kimseye güvenemiyorum.
A) ''Çünkü'' Bağlacı ile Neden Sonuç Cümleleri
1) Onunla bir daha konuşmak istemiyorum çünkü bana yalan söyledi.
2) Maalesef seninle partiye gelemeyeceğim çünkü acil işim çıktı.
3) On iki saat boyunca kesintisiz uyudum çünkü çok yorulmuştum.
4) Uzun bir aradan sonra yüzü gülüyor çünkü sonunda aradığı mutluluğu buldu.
5- Sınav umduğum kadar iyi geçmedi çünkü sorular çok zordu.
6- Bugün dükkanı 2 saat kadar geç açtı çünkü önce acil işlerini halletmesi gerekiyordu.
B) -Dan / -Den Dolayı ile Neden Sonuç Cümleleri
1) Uzun bir süredir işsiz, bundan dolayı oldukça gergin ve stresli.
2) Sınavı kötü geçmiş bundan dolayı keyfi pek yerinde değil.
3) Sevgilim beni terk etti bundan dolayı derin bir hayal kırıklığı yaşıyorum.
C) Zira ile Neden Sonuç Cümleleri
Dilimize Arapçadan geçmiş olan zira kelimesi çünkü anlamına geldiği için neden sonuç cümlelerinde sıklıkla kullanılır.
 1) Sizinle pikniğe gelmesem daha iyi olacak zira çok yorgun hissediyorum.
2) Artık insanlara hiç güvenmiyorum zira en yakın dostlarımdan bile vefasızlık gördüm.
3) Onu bir daha görmek istemiyorum zira bana hiç hak etmediğim sözler sarf etti.
4) Galiba hasta olacak zira bademcikleri şişmiş.
5) Ondan bu tarz atılımlar bekleme zira o hem miskin hem de korkak biri.
6) Dün gece televizyonda yayınlanan filme bayıldım zira filmde en sevdiğim oyuncu rol alıyordu.
D) ''İçin'' ile Kurulan Neden Sonuç Cümleleri
''İçin'' bağlacı hem bir eylemin hangi amaçlarla yapıldığını hem de bir olayın hangi sebeplerle gerçekleştiğini açıklamak için kullanılır.
1) İnsanlar kalbimi kırdığı için artık kolay kolay kimseye güvenemiyorum.
2) Hava aşırı sıcak olduğu için denize birkaç saat sonra gitmeye karar verdik.
3) Kulakları duymadığı için telefonda bağıra bağıra konuşuyordu.
4) Ona hala aşık olduğum için birlikte geçirdiğimiz zamanları bir türlü unutamıyorum.
5) Ortalık çok dağınık olduğu için saatlerce temizlik yapmak zorunda kaldık.Arrow Question
6) Dışarıdan kötü kokular geldiği için tüm pencereleri kapadık.
7) Yarın izin günüm olduğu için bu gece erken yatmayacağım.
Cool Bana çok ağır ithamlarda bulunduğu için onunla bir daha asla konuşmayacağım.
9) Sınava çok iyi hazırlandığı için istediği yeri kazandı.


Şuayip tosun Evil or Very Mad rabbit confused confused affraid affraid affraid affraid alien alien alien alien alien alien alien alien
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Eş Sesli Kelimeler:

Mesaj  Admin Çarş. Mart 13, 2024 11:19 am


Eş Sesli Kelimeler:
Aç, alay, bin, ay, atlet, at, bel, boğaz, çay, cilt, bağ, diz, dil, dolu, ekmek, hayır,
güç, koca, kazan, koy, ekmek, iç, in, pazar, ocak, soluk, satır, sağ, yaz, yat, yaş, yar, yüz, sıra.
Örnek:
Karnım çok aç.
İbrahim kapıyı aç.
Salih benimle alay etti.
Askerde alay toplandı.
Bak fener alayı geliyor.
O bana bin lira verdi.
Tatilde ata bin.
Ay Dünya'nın uydusudur.
Üç ay sizi bekledik.
Üç cilt kitap okudum.
Onun cildi çok yumuşak.
Atlet iyi koştu.
Üç tane atlet aldım.
At çok hızlı koştu.
Bana topu at.
O bel ile bahçeyi belledi.
Onun beli çok ince.
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Üç Noktanın Kullanım Alanları

Mesaj  Admin Salı Şub. 27, 2024 11:03 am


Üç Noktanın Kullanım Alanları
Üç Nokta (…)
Bir cümle amaçlı olarak tamamlanmamış, cümlenin anlamı okuyucuya bırakılmışsa cümlenin sonuna üç nokta (...) ...
Söz arasında söylenmeyen, söylenmek istenmeyen sözcüklerin yerine konur.
Birtakım örnekler verilip bunların benzerlerinin de bulunabileceğini anlatmak için kullanılır.
Pekiştirme Sözcükleri
Sıfat veya zarf görevindeki pekiştirmeli sözler bitişik yazılır:
Apaçık, büsbütün, çepeçevre, çırılçıplak, dümdüz, düpedüz, gömgök, güpegündüz, kapkara,
kupkuru, masmavi, mosmor, paramparça, sapasağlam, sapsarı, sırılsıklam,  sipsivri, yemyeşil vb.
Özel İsim(Özel Ad)

Özel isim veya özel ad, "tek" ve "özel" olan varlıklara ve kavramlara verilen belirleyici ad .
Evrende eşi olmayan varlıkları ve bazı önemli soyut kavramları belirtmekte kullanılır.
Özel isimlere örnek olarak: Ankara, Jüpiter, İslamiyet,Budizm, Toyota, Aşık Veysel, Fino, Mehmet Akif Ersoy,
Ahmet Hamdi Tanpınar,Necip Fazıl Kısakürek,Sakarya,Geyve, Sakarya Nehri,Kızılırmak,Yeşilırmak,
Tuna Nehri, Nil Nehri v.b.verilebilir.
Özel isimler her zaman tek olan varlıklardır. Benzeri olmayan ve tek olan varlık türleri her zaman özel isimdir.
Özel isimlerin ilk harfi bu yüzden büyük yazılır. Örnek olarak Ankara şehri sadece bir tanedir ve benzeri yoktur.
İstanbul,Bursa,Paris,Brezilya,Fransa,İspanya,Messi,Ronaldo,Muslera,İcardi v.b.
Eş Sesli Kelimeler:
Aç, alay, bin, ay, atlet, at, bel, boğaz, çay, cilt, bağ, diz, dil, dolu, ekmek, hayır,
güç, koca, kazan, koy, ekmek, iç, in, pazar, ocak, soluk, satır, sağ, yaz, yat, yaş, yar, yüz, sıra.
Örnek:
Karnım çok aç.
İbrahim kapıyı aç.
Salih benimle alay etti.
Askerde alay toplandı.
Bak fener alayı geliyor.
bounce confused pale clown cyclops clown cyclops Neutral Rolling Eyes Twisted Evil Twisted Evil Twisted Evil Mad Mad Sad Sad Cool Laughing Embarassed Arrow affraid affraid affraid affraid affraid affraid confused confused confused confused bounce bounce bounce bounce
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Deyimler Ve Anlamları

Mesaj  Admin Ptsi Şub. 12, 2024 1:29 pm

Deyimler Ve Anlamları
Can evi: 1. Yürek. 2. En duyarlı bölge. "Onları can evlerinden vurmaya yemin etti."
Cinleri başına toplamak: Öfkelenmek, kızmak, çok sinirlenmek. "Zorla cinleri başıma topladınız."
Cevabı yapıştırmak: Karşısındakinin, beklemediği, ters, güç duruma düşürücü bir cevap vermek. "Öyle bir cevap yapıştırdı ki karşısındaki donakaldı."
Çam yarması: İri gövdeli insan.
Çekeceği olmak: Çok acı çekeceği, sıkıntıya gireceği bir iş ya da durumla karşılaşacağı sezilir olmak. "Öyle anlaşılıyor ki bu çavuştan çekeceğimiz var."
Çiçeği burnunda: Çok taze, yeni koparılmış. "Çiçeği burnunda bir haber getirmek için yarışa girdi muhabirler."
Çoluk çocuğa karışmak: Evlenip, çocukları dünyaya gelip, onlarla uğraşır olmak. "Vay canına! Daha dünkü çocuktu, bugün çoluk çocuğa karışmış! Zaman ne çabuk da geçiyor."

Dallanıp budaklanmak:
Genişleyip yayılmak, gittikçe büyüyerek karışık bir durum almak. "İşi dallandırıp budaklandırmada üstüne yok hani!"
Dara getirmek: Aceleye getirmek, gerektiği gibi zaman ayıramamak. "Biraz erken kalkalım da dara getirmeden yapalım işi, güzel olsun."
Dili açılmak: Herhangi bir sebepten dolayı konuşamayan kimse, birden konuşmaya başlamış olmak."Dili açıldı çok şükür!"
Ekmeğini kazanmak: Geçimini temin edecek, ihtiyaçlarını karşılayacak parayı kazanmak. "Kaygılanma, ekmeğini kazanmasını bilir o."
Eli hafif: İncitmeden, can yakmadan iş gören. "İğneyi Hatice hemşireye vurdurun eli hafiftir onun."
Ensesi kalın: Parası çok, varlıklı, sözü geçer, ödeme gücü yüksek (kimse). "Neden şu ensesi kalın adamlardan yardım istemiyorsunuz."

Eski hamam eski tas:
Hiçbir şey değişmemiş, eski durumda kalmış. "Köy aynı, insanlar aynı, eski hamam eski tas."
Et tırnak olmak: Sıkı bir ilişkiye girmek, birbirinden kopmamak.
Fener alayı: Bayram gecelerinde kalabalık halk topluluklarının, ellerinde fener veya meşalelerle şehri dolaşarak yaptıkları gösteri.
Gani gönüllü: Cömert, eli bol, vermekten kaçınmayan."Gani gönüllü insanlara artık günümüzde pek rastlanmıyor."
Gel gelelim: "Fakat, ama, ancak" ve "Ne çare ki.." anlamlarında kullanılır."Gel gelelim onlara, daha teklifimizi kabul etmediler."
Gönlü kara: Başkaları hakkında kötü düşünen, onların iyiliğini istemeyen.
Göz hapsine almak: Gözetlemek, bir şeyin üzerinden bakışlarını ayırmamak, birinin hiçbir davranışını gözden kaçırmamak. "Askerler, kaçak mahkûmun sığındığı evi bir saat kadar göz hapsine aldılar."
Hakkını yemek: Birinin hakkı olan şeyi vermemek, onu kendisine maletmek."Dürüst ol, milletin hakkını yeme, yoksa boğazında kalır."
Halis muhlis: Saf, katışıksız, temiz, eksiksiz, içinde yabancı madde bulunmayan."Halis muhlis bir zeytin yağı satarız biz."
Har vurup harman savurmak: Hesapsızca, düşüncesizce harcamak; malını, parasını ölçüsüzce, bol bol harcayıp tüketmek.
Huyunu suyunu almak: Onun özelliklerini, davranışlarını ve karakterini yapısına geçirmek.
Hüsnü kuruntu: İhtimalî bulunmadığı hâlde güzel bir şeyin olacağını sanma, hayal etme, buna kendini inandırma.
Islah etmek: Hatası, yanlışı olan kimseyi yola getirmek, doğru olanı görmesini sağlamak. "Allah seni ıslah etsin, ne zaman düzeleceksin!"
İç gıcıklamak: 1. Huylandırmak. 2. İstek uyandırmak.
İflahını kesmek: Gücünü tamamen yok edip bir daha karşı koyamayacak, düzelemeyecek, iş yapamayacak duruma getirmek. "Ben adamın iflahını keserim, anladın mı?"
İpe un sermek: İstenilen işi yapmamak için birtakım bahaneler, sebepler ileri sürmek, güçlük çıkarmak, engeller göstermek.
İşi duman olmak: İşi ve durumu kötü olmak, berbat bir durumda bulunmak.
İzinden yürümek: Birine içten bağlanarak onun başladığı işi aynı anlayışla sürdürmek, fikirlerini ve hareketlerini aynen benimsemek.
Jeton düşmemek / takılmak : Söylenenleri, olup bitenleri anlayamamak.
Jetonu geç düşmek: Bir konuyu, sorunu ya da düşünceyi geç ve güç anlamak. "Jetonu geç düşüyor galiba, şaka yaptığımızı anlamadı hâlâ."
Jurnal etmek: Biriyle ilgili, yetkili kimselere kötülemede bulunmak; yazılı, sözlü ihbarda bulunmak.
Kabuğuna çekilmek: Tek başına kalmak, dış dünya ile ilgisini kesmek, kimse ile görüşmemek. "Geçirdiği kazadan sonra iyice kabuğuna çekildi."
Kağıt üzerinde kalmak: Yapılması kararlaştırıldığı halde uygulanmamak; konuşulan, kararlaştırılan yazıda kalmak. "O kadar yol yapımı, sulama kanalı hep kağıt üzerinde kaldı."
Kene gibi yapışmak: Yakasını bir türlü bırakmamak; istenmediği hâlde, çıkar sağladığı için birinin peşini bırakmamak. "Kene gibi yapışmıştı adamın yakasına, peşini bir türlü bırakmıyordu."

Kızıl (kızılca) kıyamet kopmak: Bir meselede büyük, aşırı, gürültülü bir kavgaya yol açmak; yüksek sesli tartışma başlatmak. "Sizin bostanlara su vermeyeceğim deyince kızılca kıyamet koptu."

Laf ebesi: Söyleyecek sözü bol olan, her söze karışan, herkese söz yetiştiren, çok konuşan. "Laf ebeliğini bırak da ne söyleyeceksen söyle!"

Leb demeden leblebiyi anlamak: Daha sözün başında ne demek istediğini anlamak, anlayışlı ve kavrayışlı olmak.

Lüpe konmak: Değerli bir şeyi bedavadan, emek sarf etmeden ele geçirmek.

Mahşer midillisi: Kısa boylu, fitneci kimse.

Mal bulmuş mağribi gibi: Büyük bir zenginliğe kavuşmuşcasına büyük sevinç ve coşku ile.

Mim koymak: 1. (Bir şey) unutulmaması için işaret koymak. 2. Önemli bularak üstünde durmak, dikkate almak, önemli şeyler arasında saymak. "Bu atasözüne bir mim koy, dedi öğretmenim."

Mürekkebi kurumadan: Bir şeyin yazılmasından çok kısa bir süre sonra.

Ne akar ne kokar: Kimseye ne faydası ne de zararı dokunan pısırık, çekingen kimseler için kullanılır.

Nur topu: Gürbüz, sağlıklı, çok güzel ve temiz çocuklar için söylenir.

Nutku tutulmak: Korkudan, üzüntüden, heyecandan konuşamaz olmak. "Katili karşısında görünce nutku tutuldu."

Oğul balı: 1. Evlât, evlâdın ana babaya yansıyan geliri. 2. Oğul arılarının yaptığı bal.

On parmağında on marifet: Çok hünerli, becerikli, ustalığı çok, elinden her iş gelir.

Oya koymak: Bir işin sonucunu belirlemek üzere oy verilmesini istemek, oylama yoluyla bir topluluğun görüşünü almak. "Bu görüşü oya koymayı teklif ediyorum, kabul edenler el kaldırsınlar."

Ölmek var, dönmek yok: "Neye mal olursa olsun, iş sonuna kadar götürülecektir, yapılmasından kaçınılmayacaktır" anlamında kullanılır. "Özgürlük yolunda ölmek var, dönmek yok bize."

Ömrüne bereket: "Var ol, sağ ol, ömrün uzun olsun" anlamında kullanılır.

Özü sözü bir: Düşünceleri, söyledikleri ve yaptıkları bir olan, ne düşünüyorsa onu söyleyen, içi dışı bir olan kimse. "Özü sözü bir olan insanlara rastlamak gittikçe zorlaşıyor."

Pabuç pahalı: Girişilen işin tehlikeli olduğunu anlatmak için kullanılır. "Baktı ki pabuç pahalı, hemen geri döndü."

Palas pandıras: Acele olarak, hazırlanmaya zaman bulamadan. "Palas pandıras evden çıkmak zorunda kaldık."

Para sızdırmak: Kandırarak, zorlayarak birinden para almak. "Kabadayılar esnaftan az para sızdırmadılar."

Postu kurtarmak: Can tehlikesini atlatmak, öldürülme tehlikesi olan yerden kaçıp kurtulmak. "Postu kurtardık çok şükür."

Pösteki saymak: İçinden çıkılması zor ve anlamsız bir işle uğraşmak.

Pupa yelken: 1. Alabildiğince, hiçbir şeye bağımlı olmadan. 2. Yelkenler, arkadan esen rüzgarla şişmiş olarak, tam yolla. "Pupa yelken açıldık denize."

Rest çekmek: 1. Kesin tavır almak, herhangi bir konuda son sözü söylemek. 2. Bir oyunda önündeki paranın tümünü ortaya koymak. "Öyle bir rest çekti ki görmeliydiniz."

Rüzgar gelecek delikleri tıkamak: İstenmeyen bir duruma veya zarar gelebilecek bir gelişmeye karşı her türlü önlemi almak.

Deyimler Ve Anlamları - En Çok Kullanılan, Kısa, Uzun, En Güzel Kalıplaşmış Türkçe Deyimler Sözlüğü
Saçı bitmedik (yetim): Doğalı çok olmamış, henüz yeni doğmuş çocuk (yetim). "Bu parada, saçı bitmedik yetimlerin de hakkı vardır."

Sağır sultan bile duydu: İşitmedik kimse kalmadı, hemen herkes işitti, duymayan kalmadı. "Haklarında çıkan dedikoduyu sağır sultan bile duydu ama siz duymadınız öyle mi?"

Salkım saçak: Dağınık, düzensiz bir durumda; parçası bir yana ayrılmış.

Sıfırı tüketmek: 1. Elinde avucunda bir şey kalmamak, malı ve parayı bitirmek. 2. Gücü kalmamak. "Bu kadar düşüncesiz davranmasaydı sıfırı tüketmezdi."

Sipsivri kalmak: Tek başına, çaresiz ortada kalmak. "Sipsivri kalakalmıştım, ne yapacağımı bilmiyordum."

Süt liman olmak: Dingin, gürültüsüz, sakin olmak. "Ortalık bir anda süt liman olmuştu."

Şeytan dürtmek: Durup dururken uygunsuz, kötü bir davranışta bulunmak. "Güzel güzel oynarken arkadaşına vurup kaçtı, şeytan dürttü herhalde."

Şüphe kurdu: Kişinin içini kemiren, onu tedirgin eden kuşku. "Onu arkadaşlarıyla birlikte gönderdim ama yine de içimi bir şüphe kurdu kemirip duruyor."

Tabanları kaldırmak: Çok hızlı yürümeye ya da çok hızlı koşarak kaçmaya başlamak. "Polislerin geldiğini görünce tabanları kaldırdı."

Temel taşı: 1. Bir yapının temeline konan taş. 2. Bir şeye temel olan öğe, kişi, bir şeyin aslî unsuru, en güçlü dayanağı. "Bu şiir, onun şiir anlayışının temel taşıdır."

Tokat aşketmek: Ansızın el içi ile vurmak.

Tut kelin perçeminden: Güç bir durumda çözümün zor olduğunu anlatmak için kullanılır.

Tüyü düzmek: Önceleri kötü olan kılık kıyafetini düzeltmek, iyi yaşama kavuşmuş gibi güzel giyinir olmak.

Ucunda bir şey olmak: Bir şeyde gizli bir amaç bulunmak. "Bu davranışının ucunda bir şey var ama anlayamadım."

Ununu elemiş, eleğini asmış: Hayatta yapmak istediklerini yapmış, geri kalan ömrü süresince artık yapacak önemli bir işi kalmamış kimseler için söylenir.

Uzun uzadıya: Çok ayrıntılı olarak, en ince noktalarına inerek. "Meseleyi uzun uzadıya inceledik."

Üste vermek: Fazladan ödeme yapmak. "Üste bir milyon verdiler ama bu arabayı değişmedim."

Üvey evlât gibi tutmak (saymak) : Horlamak, haksızlık etmek, iyi davranmamak, küçümsemek. "Dokunma bana, beni hep üvey evlât gibi tuttun, ne zaman yaklaştıysam sana köşe bucak kaçtın benden."

Üzüm üzüm üzülmek: Haddinden fazla, çok üzülmek. "Anneciği üzüm üzüm üzülüyor ama bir çare bulamıyordu."

Vaktini almak: Epey zaman harcanmasını gerektirmek, başka bir işe ayrılmış zamanı tutmak. "Vaktini alıyorum ama başka çarem de yok."

Varlık göstermek: Beğenilir bir iş yapmak; kendini kanıtlayacak, göze görünür bir görevini yerine getirmek; kendini göstermek. "Oynadığı ilk oyunda bir varlık gösteremedi."
Ağaç yaş iken eğilir.

Ahlatın (armudun) iyisini ayılar yer.
Değerli, güzel ve iyi şeyler çoklukla onlara lâyık olmayan kimselerin eline geçer ve onlarca kullanılırlar.
Akraba (dost) ile ye, iç, alışveriş etme.
Hemen her alışverişin temelinde çıkar yatar.
Almadığın hayvanı kuyruğundan tutma.
Hiçbir zaman alamayacağın bir mala alacakmış gibi, yapamayacağın bir işe yapacakmış gibi, yanında çalıştıramayacağın bir kişiye çalıştıracakmış gibi yakın ilgi gösterme.
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Zamane Kedisi Fıldır Yatıya Misafir

Mesaj  Admin Perş. Şub. 08, 2024 12:21 pm

Soru:Diş kirası nedir?
Cevap:1.Eskiden varsıl kimselerin, iftara çağırdıkları yoksullara yemekten sonra verdikleri harçlık.
2.Bir kimseye, yaptığı iş için fazladan verilen para.
Soru:Eskiden Ramazan-ı Şerif ayı yaklaşınca neler yapılırdı?
Cevap:Eskiden Ramazan-ı Şerif ayı yaklaşınca tatlı bir koşturmaca başlar, erzaklar, iftariyelikler alınır,
şerbetler, kompostolar ve reçeller kaynatılırdı.İhtiyaç sahibi ailelere,kimsesizlere erzak sepeti hazırlanır, bu sepetler güler yüzle, tatlı dille
ihtiyaç sahiplerinin kapılarına götürülürdü.
Cazip:Uygun,elverişli.
Örnek:Fiatlar bence cazip değil.
Erzak:uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel adı.
Dün oğlumla erzak almaya gittik.
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Eş Anlamlı Kelimeler 6

Mesaj  Admin Cuma Ara. 29, 2023 9:58 am


Eş Anlamlı Kelimeler
Alfabe - abece
Abide - anıt
Acayip - garip
Acıma - merhamet
Açıkgöz - kurnaz
Ad - isim
Adale - kas
Adet - tane
Adıl - zamir
Adi - bayağı
Aferin - bravo
Affetmek - bağışlamak
Ahenk - uyum
Akıl - us
Aksi - ters
Al – kırmızı
Alaka – ilgi
Alaz - alev
Alelade - sıradan
Allah - Rab=İlah=Hak
Ama - fakat
Âmâ - kör
Amaç - erek
Amade - hazır
Amele - işçi
Amel - iş
Ana - anne
Anı - hatıra
Anıt - abide
Aniden - birden
Aniden - ansızın
Anlam - mana
Anlatım - ifade
Ant - yemin
Apse - iltihap
Araç - vasıta
Arıza - bozukluk
Armağan - hediye
Arka - geri
Art - arka
Arzu - istek
Asır - yüzyıl
Asil - soylu
Aş - yemek
Aşırmak - çalmak
Ata - cet
Atak - girişken
Atamak - tayin etmek
Atölye - işlik
Avare - serseri(aylak)
Ayakyolu - hela(WC)
Aylak - serseri
Ayraç - parantez
Ayrıcalık - imtiyaz
Aza - üye
Acemi - toy
Adalet - eşitlik
Aka - büyük
Aleni - açık
Ara - fasıla
Ayakkabı - pabuç

B ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Bağışlamak –affetmek
Bağnaz - yobaz
Bakış - nazar
Barış - sulh
Basımevi - matbaa
Basit - yalın
Başkaldırı - isyan
Başkan - reis
Başkent - başşehir
Başvuru - müracaat
Batı - garp
Bayağı - adi
Bayındır - mamur
Bayındırlık - imar
Baytar - veteriner
Bazen - kimi
Bedava - parasız
Beden - gövde
Beğeni - zevk
Belde - şehir
Belge - vesika
Bellek - hafıza
Bencil - egoist
Benlik - kişilik
Beraber - birlikte
Bereket - bolluk
Berrak - duru
Besin - gıda
Beyanat - demeç
Beyaz - ak
Beygir - at
Beyhude - boşuna
Biçare - çaresiz
Biçim - şekil
Bilakis - tersine
Bilgin - alim
Bilgisiz - cahil
Bilhassa - özellikle
Bilim - ilim
Bilinç - şuur
Bina - yapı
Birden - ani
Birdenbire - aniden
Birey - fert
Biricik - tek
Bitki - nebat
Boylam - meridyen
Bozkır - step
Bucak - nahiye
Buğu - buhar
Buhran - bunalım
Buyruk - emir
Büro - ofis (yazıhane)
Bacı - kız kardeş
Baş - kafa
C ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Cahil - bilgisiz
Caka - gösteriş
Camekan - vitrin
Canlı - diri
Cazibe - çekim
Cehalet - bilgisizlik
Celse - oturum
Cenk - savaş
Cenup - güney
Cerahat - irin
Cerrah - operatör
Cesur - yürekli
Cet - ata
Cevap - yanıt
Ceviz - koz
Cılız - sıska
Ciddi - ağırbaşlı
Cihaz - aygıt
Cihet - yön
Cilt - ten
Cimri - pinti
Cimri - hasis
Cin - tür
Civar - yöre
Cömert - eli açık
Cümle - tümce
Cılız - sıska
Ciddi - ağırbaşlı
Cihaz - aygıt
Cihet - yön
Cilt - ten
Cimri - pinti
Cimri - hasis
Cins - tür
Civar - yöre
Cömert - eli açık
Cümle - tümce
C ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Cahil - bilgisiz
Caka - gösteriş
Camekan - vitrin
Canlı - diri
Cazibe - çekim
Cehalet - bilgisizlik
Celse - oturum
Cenk - savaş
Cenup - güney
Cerahat - irin
Cerrah - operatör
Cesur - yürekli
Cet - ata
Cevap - yanıt
Ceviz - koz
Cılız - sıska
Ciddi - ağırbaşlı
Cihaz - aygıt
Cihet - yön
Cilt - ten
Cimri - pinti
Cimri - hasis
Cin - tür
Civar - yöre
Cömert - eli açık
Cümle - tümce
Cılız - sıska
Ciddi - ağırbaşlı
Cihaz - aygıt
Cihet - yön
Cilt - ten
Cimri - pinti
Cimri - hasis
Cins - tür
Civar - yöre
Cömert - eli açık
Cümle - tümce

Ç ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Çabuk - acele
Çağ - devir
Çağdaş - modern - uygar
Çağrı - davet
Çayır - davet
Çehre - yüz
Çeşit - tür
Çeviri - tercüme
Çığlık - feryat
Çılgın - deli
Çizelge - cetvel
Çoğunluk - ekseriyet
Çok - fazla
Çamur - balçık
Çare - deva
D ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
Dahil - iç
Daimi - sürekli
Darbe - vuruş
Dargın - küs
Darılmak - küsmek
Davet - çağrı
Defa - kez
Değer - kıymet
Değerli - kıymetli
Değnek - sopa
Deli - çılgın
Delil - kanıt
Deneme - tecrübe
Denetim - kontrol
Deney - tecrübe
Deprem - zelzele
Dergi - mecmua
Derhal - hemen
Deri - ten
Derslik - sınıf
Devamlı - sürekli
Devinim - hareket
Devir - çağ
Devir - tur
Devre - dönem
Dışalım - ithalat
Dışsatım - ihracat
Diğer - başka
Dil - lisan
Dilbilgisi - gramer
Diri - canlı
Dize - mısra
Doğa - tabiat
Doğal - tabii
Doğu - şark
Doktor - hekim
Donuk - mat
Doruk - zirve
Dönemeç - viraj
Döşek - yatak
Duru - berrak
Durum - vaziyet
Duygu - his
Düş - rüya
Düşünce - fikir
Düzen - seviye
Düzmece - sahte
Düzyazı - nesir
Dilek - istek
Dizi - sıra
Dost - arkadaş
E ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
Ebat - boyut
Ebedi - sonsuz
Ebeveyn - Ana - baba
Edat - ilgeç
Efe - yiğit - zeybek
Egoist - bencil
Ehemmiyet - önem
Ek - İlave
Eklem - mafsal
Ekonomi - iktisat
Elbise - giysi
Emir - buyruk
Emniyet - güvenlik
Ender - nadir
Endişe - kaygı
Endüstri - sanayi
Enkaz - yıkıntı
Enlem - paralel
Entari - giysi
Enteresan - ilginç
Erek - amaç
Esas - temel
Eser - yapıt
Esir - tutsak
Etki - tesir
Etraf - çevre
Evvel - önce
Eylem - fiil
Eylemsi - fiilimsi
Ev - konut
Edebiyat - yazın
Eda - verme
F ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
Faaliyet - etkinlik
Fakat - ama - lakin
Fakir - yoksul - fukara
Faktör - unsur
Fare - sıçan
Fark - ayrım
Fasıla - ara
Fayda - yarar
Fazla - çok
Fena - kötü
Fert - birey
Feza - uzay
Fiil - eylem
Fikir - düşünce
File - ağ
Füze - roket
Felç - nüzul
Fer - ışık
Faiz - nema
G ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
Garip - acayip
Garp - batı
Gaye - amaç
Gayret - çaba
Gebe - hamile
Gelecek - istikbal - ati
Gelenek - anane
Gene - yine
Genel - umumi
Geri - art
Gıda - besin
Giysi - elbise
Giz - sır
Gizli - saklı
Görev - vazife
Gövde - beden
Gramer - dilbilgisi
Güç - kuvvet - zor
Güçlü - kuvvetli
Güldürü - komedi
Gülünç - komik
Güney - cenup
Güven - itimat
Güz - sonbahar
Gözlem - rasat
Gökyüzü - sema
Gezmek - dolaşmak
H ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
Hal - durum
Halbuki - oysa
Ham - olmamış
Hane - ev
Hareket - devinim
Hariç - dış
Harp - savaş
Hasis - cimri - pinti
Hasret - özlem
Hassas - duygulu
Hatıra - anı
Hayal - düş
Hayat - yaşam
Haysiyet - onur
Hediye - armağan
Hekim - doktor
Hela - tuvalet - wc
Hemen - derhal
Hiddet - öfke
Hikaye - öykü
Hisse - pay
Hudut - sınır
Hususi - özel
Hür - özgür
Hısım - akraba
Hasım - düşman
Hareket - devinim
Hadise - olay
I ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
Ilıca - kaplıca
Irak - uzak
Irgat - rençber
Irk - soy
Ira - karakter
Irmak - nehir
İ ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
İcat - buluş
İç - dahil
İçten - samimi
İdare - yönetim
İhracat - dışsatım
İhtiyar - yaşlı
İhtiyaç - gereksinim
İkaz - uyarı
İktisat - ekonomi
İlave - ek
İlgeç - edat
İlgi - alaka
İlginç - enteresan
İlim - bilim
İmar - bayındır
İmkan - olanak
İsim - ad
İskemle - sandalye
İthalat - dışalım
İtibar - saygınlık
İtimat - güven
İtina - özen
İzah - açıklama
İdadi - lise
İlan - duyuru
İlişki - münasebet - temas
İmtihan - sınav
J ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
Jeoloji - yer bilimi
K ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
Kabiliyet - yetenek
Kabus - karabasan
Kafa - baş
Kafi - yeter
Kafiye - uyak
Kalite - nitelik
Kalp - yürek
Kamu - halk
Kanıt - delil
Kapital - anamal - sermaye
Kanun - yasa
Kara - siyah
Karşın - rağmen
Karşıt - zıt
Kas - adale
Katı - sert
Kati - kesin
Kayıp - yitik
Keder - acı
Kelime –sözcük
Kenar - kıyı
Kent - şehir
Kere - defa - kez
Kesin - kati
Kırmızı - al
Kıyı - sahil
Kir - pislik
Kirli - pis
Kişi - şahıs
Kocaman - iri
Komedi - güldürü
Komik - gülünç
Kontrol - denetim
Konuk - misafir
Konut - ev
Koşul - şart
Kural - kaide
Kuruluş - müessese - kurum
Kuşku - şüphe
Kutsal - mukaddes
Kuvvet - güç
Kuzey - şimal
Küme - grup
Küs - dargın
Kılavuz - rehber
Kolay - basit
L ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
Laf - söz
Lahza - an
Lider - önder
Lisan - dil
Lüzumlu - gerekli
Lüzumsuz - gereksiz
Lal - dilsiz
Lama - deve
Lafazan - geveze
M ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
Mabet - tapınak
Macera - serüven
Mafsal - eklem
Mağlup - yenik
Mahalli - yerel
Mahcup - utangaç
Mahluk - yaratık
Mahpushane - hapishane
Mahsul - ürün
Mana - anlam
Manzara - görünüm
Matbaa - basımevi
Matem - yas
Mebus - milletvekili
Mecbur - zorunlu
Mecmua - dergi
Medeni - uygar
Medeniyet - uygarlık
Mektep - okul
Melodi - ezgi
Menfaat - çıkar
Menfi - olumsuz
Menkul - taşınır
Meridyen - boylam
Mesafe - ara
Mesela - örneğin
Mesele - sorun
Mesken - konut
Meslek - iş
Mesul - sorumlu
Mesut - mutlu
Meşhur - ünlü
Meşrubat - içecek
Mevcut - var
Meydan - alan
Millet - ulus
Milletvekili - mebus
Milli - ulusal
Misafir - konuk
Misal - örnek
Misli - katı
Muavin - yardımcı
Muharebe - savaş
Muhtelif - çeşitli
Muştu - müjde
Müessese - kurum - kuruluş
Mühim - önemli
Mükafat - ödül
Müsabaka - yarışma
Müsait - uygun
Müspet - olumlu
Müstahsil - üretici
Müstakil - bağımsız
Müşteri - alıcı
Merkep - eşek
Mani - engel
Mübarek - kutsal
Muallim - öğretmen
Mektup - name
Merasim - tören

N ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Nadir - ender
Nakil - atama - taşıma
Nasihat - öğüt
Nebat - bitki
Neden - sebep
Nefes - soluk
Nehir - ırmak
Nem - rutubet
Nesil - kuşak
Nesir - düzyazı
Neşe - sevinç
Netice - sonuç
Nispet - oran
Nitelik - kalite
Noksan - eksik
Numune - örnek
Nutuk - söylev
Nakit - para - akça
Nakliyeci - taşımacı
Namzet - aday

O ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Okul - mektep

Olanak - imkan
Olası - mümkün
Olay - vaka
Olumlu - müspet
Olumsuz - menfi
Onarım - tamir
Onay - tasdik
Onur - şeref
Oran - nispet
Otlak - mera
Oy - rey
Ozan - şair

Ö ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Öbek - grup
Öbür - diğer
Ödenti - aidat
Ödlek - korkak
Ödül - mükafat
Ödün - taviz
Öfke - hiddet
Öğe - unsur
Öğrenci - talebe
Öğrenim - tahsil
Öğüt - nasihat
Ömür - hayat - yaşam
Önce - evvel
Önder - lider
Önemli - mühim
Öneri - teklif
Önlem - tedbir
Örgüt - teşkilat
Örneğin - mesela
Örnek - misal
Öteki - diğeri
Ötürü - dolayı
Öykü - hikaye
Özel - hususi
Özen - itina
Özgün - orijinal
Özgür - hür
Özlem - hasret

P ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Pabuç - ayakkabı
Pasif - edilgen
Pinti - cimri
Pis - kirli
Politika - siyaset
Rağmen - karşın
Rastlantı - tesadüf
Rey - oy
Rutubet - nem
Rüya - düş
Rüzgar - yel
Problem - sorun
Rüştiye - ortaokul

S ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Sade - yalın
Sağlık - sıhhat
Saha - alan
Sahil - kıyı - yalı
Saldırı - hücum
Samimi - içten
Sanayi - endüstri
Sandalye - iskemle
Savaş - harp
Saz - çalgı
Sebep - neden
Sene - yıl
Sermaye - kapital
Serüven - macera
Sıçan - fare
Sıhhat - sağlık
Sır - giz
Sima - yüz
Siyah - kara
Siyaset - politika
Son - nihayet
Sonuç - netice
Sorun - problem
Soylu - asil
Sömestr - yarıyıl
Söylev - nutuk
Sözcük - kelime
Sulh - barış
Suni - yapay
Surat - yüz
Sürat - hız
Sürekli - devamlı
Sevinç - mutluluk
Sınıf - derslik
Sonbahar - güz
Sorumluluk - mesuliyet
Sözlük - lügat
Sınav - imtihan

Ş ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Şafak - tan
Şahıs - kişi
Şahit - tanık
Şair - ozan
Şans - talih
Şark - doğu
Şart - koşul
Şayet - eğer
Şef - lider - önder
Şehir - kent
Şekil - biçim
Şen - neşeli
Şeref - onur
Şöhret - ün
Şuur - bilinç
Şüphe - kuşku
Şaka - latife

T ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Tabiat - doğa
Tabii - doğal
Tabip - hekim - doktor
Talebe - öğrenci
Talih - şans
Tamir - onarım
Tane - adet
Tanık - şahit
Tanım - tarif
Tapınak - mabet
Taraf - yan
Tarım - ziraat
Tarif - tanım
Tasdik - onay
Tebrik - kutlama
Tecrübe - deney
Tedbir - önlem
Teklif - öneri
Tekrar - yine
Temel - esas
Tercüme - çeviri
Tertip - düzen
Tesadüf - rastlantı
Tesir - etki
Toplum - cemiyet
Tören – merasim
Tuhaf - garip
Tutsak - esir
Tuvalet - hela - wc
Tüm - bütün
Tümör - ur
Tümce - cümle
Tren - şimendifer - katar
Tartışma - münakaşa

U ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Uçurum - yar
Ufak - küçük
Uğraş - iş
Ulu - yüce
Ulus - millet
Umumi - genel
Umut - ümit
Unsur - öğe
Us - akıl
Uyarı - ikaz
Uygar - medeni
Uyum - ahenk
Uzak - ırak
Uzay - feza
Uçak - tayyare
Usta - ehil

Ü ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Ümit - umut
Ünlü - meşhur
Ürün - mahsul
Üye - aza
Ülke - diyar - memleket
Ülkü - ideal
Üleş - pay
Ürem - faiz

V ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Vaka - olay
Vakit - zaman
Varlıklı - zengin
Vasıta - araç
Vatan - yurt
Vazife - görev
Vaziyet - durum
Vesika - belge
Viraj - dönemeç
Vücut - gövde
Vilayet - il
Veteriner - baytar

Y ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Yalın - sade
Yan - taraf
Yanıt - cevap
Yapay - suni
Yapıt - eser
Yar - uçurum
Yaratık - mahluk
Yardımcı - muavin
Yargıç - hakim
Yarıyıl - sömestr
Yas - matem
Yasa - kanun
Yaş - ıslak
Yaşam - hayat - ömür
Yaşlı - ihtiyar
Yazı - yazma - ova
Yazım - imla
Yekün - toplam
Yel - rüzgar
Yerel - mahalli
Yetenek - kabiliyet
Yıl - sene
Yine - tekrar
Yitik - kayıp
Yoksul - fakir - fukara
Yöntem - metot
Yurt - vatan
Yüce - ulu
Yürek - kalp
Yüz - surat - sima - çehre
Yüzyıl - asır
Yemek - aş
Z ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
Zaman - vakit
Zarar - ziyan
Zengin - varlıklı
Zeybek - efe
Zıt - karşıt
Ziraat - tarım
Ziyan - zarar
Zor - güç
Zorunlu - mecburi
Zırnık - metelik
Zehir - agu
Zabit - subay.
siyah – kara
cevap – yanıt
kalp – yürek – gönül
kelime – sözcük
ileti – mesaj
özgün – orijinal
dil – lisan
bellek – hafıza
görev – vazife
uygarlık – medeniyet
al – kırmızı
misafir – konuk
fiil – eylem
model – örnek
ölçüt – kıstas – kriter
belgegeçer – faks
ilginç – enteresan
varsıl – zengin
sözcük – kelime
yoksul – fakir
vatan – yurt
nehir – ırmak
armağan – hediye
araba – taşıt - otomobil
aşk – sevgi
adalet – eşitlik
çabuk – acele
değerli – kıymetli
kişi – şahıs
kolay – basit
dilek – istek
duygu – his
edebiyat – yazın
dizi – sıra
dil – lisan
fakir – yoksul
fark – ayrım
ev – konut
aleni – açık
akıl – us
bağışlama – affetme
bacı – kız kardeş
cennet – aden
cılız – zayıf
baş – kafa
çamur – balçık
cimri – pinti
deprem – zelzele
edep – adap
emniyet – güvenlik
vilayet – il
veteriner – baytar
tören – merasim
tutsak – esir
ulu – yüce
temel – esas
uçak – teyyare
üzüntü – tasa
uzak – ırak
uslu – akıllı
usta – ehil
tümce – cümle
tartışma – münakaşa
tabiat – doğa
kural – kaide
mektep – okul
matem – yas
mani – engel
küçük – ufak
kuvvetli – güçlü
kılavuz – rehber
kıyı – kenar
kahin – medyum
kalp – yürek
kabiliyet - yetenek
siyah – kara
cevap – yanıt
kalp – yürek – gönül
kelime – sözcük
ileti – mesaj
özgün – orijinal
dil – lisan
bellek – hafıza
görev – vazife
uygarlık – medeniyet
al – kırmızı
misafir – konuk
fiil – eylem
model – örnek
ölçüt – kıstas – kriter
belgegeçer – faks
ilginç – enteresan
varlıklı– zengin
Yetenek= kabiliyet
Yararlı= faydalı
Rehber=kılavuz
İstikbal= gelecek

Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Zıt Anlamlı Kelimeler 4

Mesaj  Admin Çarş. Ara. 27, 2023 10:59 am

Zıt
ZIT ANLAMLI KELİMELER
İşte zıt anlamlı kelimeler listesi:

Acı - Tatlı
Aç - Tok
Açmak - Kapatmak
Afacan - Uslu
Ağır - Hafif
Ağlamak - Gülmek
Ak - Kara
Akşam - Sabah
Aktif - Pasif
Alçakgönüllü - Kibirli
Alıcı - Satıcı
Alt - Üst
Aptal - Akıllı
Artı- Eksi
Ast - Üst
Aşağı - Yukarı
Aydınlık - Karanlık
Aynı - Farklı
Az - Çok
Azalmak - Çoğalmak
Barış - Savaş
Barışmak - Darılmak
Başlamak - Bitirmek
Bayat - Taze
Birinci - Sonuncu
Boş - Dolu
Bölme - Çarpma
Bulmak - Kaybetmek
Cesaret - Korkaklık
Cesur - Korkak
Ceza - Ödül
Cılız - Gürbüz
Cimri - Cömert
Çalışkan - Tembel
Çekmek - İtmek
Çıkmak - İnmek
Çıkarma - Toplama
Binmek - İnmek
Girmek - Çıkmak
Çukur - Tümsek
Dahil - Hariç
Dar - Geniş
Derin - Sığ
Dert - Derman
Diri - Ölü
Doğal - Yapay
Doğru - Yanlış
Dost - Düşman
Düz - Eğri
Düzenli - Dağınık
Eksik - Fazla
Erkek - Kadın
Erken - Geç
Esaret - Özgürlük
Evet - Hayır
Galip - Mağlup
Geçmiş - Gelecek
Gelir - Gider
Gelmek - Gitmek
Genç - İhtiyar/Yaşlı
Gerçek - Hayal
Giriş - Çıkış
Gösterişli - Sade
Güney - Kuzey
Güzel - Çirkin
Hayır - Şer
Hızlı - Yavaş
Islak/Yaş - Kuru
Issız/Tenha - Kalabalık
İç - Dış
İhracat - İthalat
İlk - Son
İlkel - Medeni
İndirim - Zam
İniş - Yokuş
İyi - Kötü
Kabul - Ret
Kâr - Zarar
Katı - Sıvı
Kolay - Zor
Masum - Suçlu
Nazik - Kaba
Neşe - Keder
Neşeli - Üzgün
Önce - Sonra
Övmek - Yermek
Öz - Üvey
Özel - Resmî
Özgür - Tutsak
Perakende - Toptan
Saf - Kurnaz
Sağ - Sol
Sağlam - Çürük
Sayısal - Sözel
Sert - Yumuşak
Sevinç - Üzüntü
Sevinmek - Üzülmek
Seyrek - Sık
Sıcak - Soğuk
Somut - Soyut
Sorun - Çözüm
Şişman - Zayıf
Taban - Tavan
Tek - Çift
Tekil - Çoğul
Uyumak - Uyanmak
Üretici - Tüketici
Üretim -Tüketim
Var - Yok
Yerli - Yabancı
Kaybetmek - Kazanmak
Biriktirmek - Harcamak
Unutmak - Hatırlamak
Almak - Vermek
Sevmek - Nefret Etmek
Kabul etmek - Reddetmek
Atmak - Yakalamak
Acıkmak - Doymak
Üretmek - Tüketmek
Dağıtmak - Toplamak
Toplamak - Çıkarmak
Çarpmak - Bölmek
Evlenmek - Boşanmak
Doldurmak - Boşaltmak
Uyutmak - Uyandırmak
Uzatmak - Kısaltmak




Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Kısaltmalar

Mesaj  Admin Salı Ara. 26, 2023 11:25 am


Kısaltmalar
EBA Eğitim Bilişim Ağı.
TBMM. Türkiye Büyük Millet Meclisi.
Prof.
Mah.
No.
TSE
KKTC
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Anadolu Şiirleri

Mesaj  Admin Ptsi Ara. 18, 2023 12:26 pm


Ben Anadoluyum...
Yıllar yılı susuz kaldım, yıllar yılı aç...
Şükrederek, kalktığım sofralarımda
Ya soğan ekmek olur, yahut bulamaç.
Hastalarım ölüm yataklarında
Ne doktor yüzü gördüm, ne ilaç.
Zaman zaman nankör çıktı büyütüp okuttuğum,
Gölge vermedi çok kere diktiğim ağaç...
Devlet denince hep vergi geldi aklıma
Jandarma deyince kırbaç...
En gümrah ırmaklarım boşuna akıp gitti
Üç beş adım ötesinde toprağım vardı kıraç.
Gittim, yiğitçe döğüştüm gazâ meydanlarında
Ne tak-ı zaferler istedim, ne taç...
Savaşta çiğnetmedim hilâli düşmanlara
Barışta düştü üstüme gölge gölge haç...
Yolsuz, okulsuz köylerim, kasabalarım hâlâ
Alın terine muhtaç...
Ben Anadoluyum, acılı, mahzun;
Bende bitmez tükenmez dert kulaç kulaç...

Şair:Yavuz Bülent Bakiler
Anadolu Sevgisi
Sen bizim dağları bilmezsin gülüm,
Hele boz dumanlar çekilsin de gör.
Her haftası bayram, her günü düğün,
Hele yaylalara çıkılsın da gör.

Bilmezsin ovalar nasıldır bizde;
Kağnılar yollarda, yoncalar dizde...
Saydıklarım damla değil denizde,
Hele bir ekinler ekilsin de gör.

Görmedin sen bizim mavi suları,
Karlar eriyince kırar yuları...
Köpük olur beyaz, sel olur sarı;
Hele taştan taşa dökülsün de gör.

Sen bizim köyleri görmedin ki hiç,
Yolları toz, çamur, evleri kerpiç.
O kirli kabukta, o en temiz iç;
Hele bir yakından bakılsın da gör.

Anlamaz, bilmezsin sen bizim halkı,
Sevgiyi bulasın, yakına gel ki...
Kalıplar gerçeği göstermez belki
Gönül perdeleri sökülsün de gör.

(Dosta Doğru)

Abdurrahim Karakoç

Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty En İyi Cümle Afiş Yarışması

Mesaj  Admin Perş. Ara. 14, 2023 1:30 pm




En İyi Cümle Afiş Yarışması
Okunan bir şiirde yer alan bilinmeyen kelimelerden seçilecek en az üç kelimenin yer alacağı anlamlı bir cümle ve afiş
oluşturulması.
35 X50 cm karton veya mukavva üzerine elişi kağıdı,renkli kuru kalem,pastel boya,kuru boya.
Yalnız bir cümle\ afiş.
Tasarım elle olacak.
Yazılar okunaklı olacak.
Cümlenin işlevselliği,öğreticiliği,akılda kalıcılığı : 20 puan.
Konuya uygunluk : 20 puan.
İmla kuralları: 20 puan
İfade zenginliği : 20 puan.
Görsel estetik tasarım : 20 puan.
Sessiz Gemi

Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

YAHYA KEMAL BEYATLI
SAKARYA TÜRKÜSÜ
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..
Necip Fazıl KISAKÜREK

MEMLEKET İSTERİM
MEMLEKET İSTERİM
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ne ben farkı olsun
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
Cahit Sıtkı TARANCI
3. ANADOLU TOPRAĞI l Orhan Seyfi ORHON
Senelerce sana hasret taşıyan
Bir gönülle kollarına atılsam
Bende bir gün kucağında yaşayan
Bahtiyarlar arasına katılsam
Kadir Mevlam, eğer senden uzakta
Bana takdir eylemişse ölümü
Rahat etmem bu yabancı toprakta
Cennette de avutamam gönlümü

En bakımsız, en kuytu bir bucağın
Bence 'İrem Bağı' gibi güzeldir
Bir yıkılmış evin, harap ocağın
Şu heybetli saraylara bedeldir

Yalnız senin tatlı esen havanda
Kendi milli gururumu sezerim
Yalnız senin dağında ya ovanda
Başım gökte alnı açık gezerim
Bir gün olup kucağına ulaşsam
Gözlerimden döksem sevinç yaşını
Sancağının gölgesinde dolaşsam
Öpsem öpsem toprağını, taşını.

ANADOLU l Mehmet Emin YURDAKUL
Gençliğe

Yürüyordum: Ağlıyordu ırmaklar;
Yürüyordum: Düşüyordu yapraklar;
Yürüyordum: Sararmıştı yaylalar;
Yürüyordum: Ekilmişti tarlalar.

Bir ses duydum, dönüp baktım, bir kadın:
Gözler dönük, kaşlar çatık, yüz dargın;
Derileri çatlak, bağrı kapkara,
Sağ elinin nasırında bir yara
Başında bir eski püskü peştemal
Koltuğunda bir yamalı boş çuval...
........................
-Ne o bacı?
- Ot yiyoruz, n'olacak! ..
-Tarlan yok mu?
- Ne öküz var, ne toprak...
Bugüne dek ırgat gibi didindim;
Çifte gittim, ekin biçtim, geçindim,
Bundan sonra...
- Kocan nerde?
- Ben dulum;
Kocam şehit, bir ninem var, bir oğlum.
- Soyun, sopun?
- Onlar dahi hep yoksul!
Ah Efendi, bize karşı İstanbul
Neden böyle bir sert, yalçın taş gibi?
Taşraların hayvanlık mı nasibi? ..
........................
Hayır hayır, bu nasibi almak için doğmadın.
Onun için doğdun ki sen kadınlığın hakkiyle
Ocağının karşısında saadete eresin,
Göğsünü kabarttıran anneliğin aşkıyla
Evladına südün gibi pak duygular veresin.
Sen bir aziz yoldaşsın:
Senin sesin hayat için dövüşmeğe koşturur;
Senin sevgin vatan için fedakârlık öğretir;
Senin yüzün insan için bir merhamet duyurur;
Senin ile insanoğlu yeryüzünü şenletir.

Lakin bizler bu hakları unuttuk;
Kadınlığı hayvanlıkla bir tuttuk;
Ninen gibi sana dahi hor baktık;
Seni dahi garip, yoksul bıraktık! ..

Kinler için karaları bağlıyan,
Zevkler için zelil sefil ağlıyan.
Acı gören, cefa çeken, ezilen,
Irzdan başka her şeyini veren sen!
Sen şu güzel vatanında cehennemde gibisin;

Gözyaşınla ıslattığın kanlı toprak üstünde
Sana her yer bir çöl gibi cıvıltısız, çiçeksiz;
'Ekmek' diye ağladığın sağır bir halk önünde
Sana herkes bir kurt gibi merhametsiz yüreksiz.

Senin her bir ümidin
Ayrılıksız, yoksulluksuz bir dünyaya kalmıştır,
Oraya ki masum çiftler hıçkırıksız yaşarlar;
O melekçe sevgilerle birbirini okşarlar;
Ve burada Allah bütün dilekleri yaratır?
Ne vakte dek gençliğine hakaret,
Bu ayrılık, bu gözyaşı bu ölüm? ..
Bu sert demir, bu ağır yük. bu zulüm?

Yazık, sana ağlamıyan şiire;
Yazık, sana titremiyen vicdana;
Yazık, sana uzanmayan ellere;
Yazık, seni kurtarmıyan insana! ..

Ey vatanın bağrı yanık bucağı.
Hani senin bereketli hasadın,
Yeşil yurdun, mesut çatın, şen çiftin?
Hani senin medeniyyet hayatın,
Yolun, köprün, kazman, iğnen, çekicin?

Ey Türklüğün otağı!
Ne vakte dek bu acıklı sefalet,
Bu viranlık, bu inilti, bu kaygu?
Ne vakte dek bu uğursuz cehalet.
Bu taassup, bu görenek, bu uyku?

Yazık, sana ağlamıyan şiire;
Yazık, sana titremiyen vicdana,
Yazık, sana uzanmayan ellere;
Yazık, seni kurtarmayan insana! ..

Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty En İyi Cümle Afiş Yarışması

Mesaj  Admin Çarş. Ara. 13, 2023 10:16 am


En İyi Cümle Afiş Yarışması
Okunan bir şiirde yer alan bilinmeyen kelimelerden seçilecek en az üç kelimenin  yer alacağı anlamlı bir cümle ve afiş
oluşturulması.
35 X50 cm karton veya mukavva üzerine elişi kağıdı,renkli kuru kalem,pastel boya,kuru boya.
Yalnız bir cümle\ afiş.
Tasarım elle olacak.
Yazılar okunaklı olacak.
Cümlenin işlevselliği,öğreticiliği,akılda kalıcılığı : 20   puan.
Konuya uygunluk : 20   puan.
İmla kuralları:   20 puan
İfade zenginliği : 20   puan.
Görsel estetik tasarım : 20   puan.
Sessiz Gemi

Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

YAHYA KEMAL BEYATLI
SAKARYA TÜRKÜSÜ
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..
Necip Fazıl KISAKÜREK
35 YAŞ ŞİİRİ

affraid  affraid  affraid  affraid affraid affraid
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
affraid affraid affraid affraid affraid affraid
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
affraid  affraid  affraid  affraid  affraid affraid
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
bounce  bounce  bounce  bounce bounce bounce
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Laughing  Laughing  Laughing  Laughing  Laughing  Laughing  Laughing bounce bounce
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
affraid  affraid  affraid  affraid  affraid

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
bounce  bounce  bounce  bounce
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

CAHİT SITKI TARANCI

Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Mecaz anlam nedir

Mesaj  Admin Ptsi Ara. 11, 2023 12:19 pm

Mecaz anlam nedir ve örnek?
Mecaz anlam ile ilgili örnek cümleler şu şekildedir: - Bu yaptıklarından sonra senin suyun iyice ısındı: Burada ısındı kelimesi gerçek anlamı ile kullanılmamıştır. Mecaz anlam ile kullanılmıştır.
- Boş sözlerinde artık beni kandırma: Boş kelimesinin gerçek anlamı içinde veya üzerinde bir şey bulunmayan manasına gelir.
- Sınıfta konuşmalar bitmeyince öğretmen ateş püskürdü: Burada püskürdü kelimesi mecaz anlam ile kullanılmıştır.

Olan olaylar sonrasında bana soğuk davranmaya başladı. (Burada soğuk kelimesi ilgi göstermemek, sevgiden uzak anlamı ile kullanılmış.)
Öğretmenimiz kızdığı zaman bizlere ağır konuşuyordu. (Ağır kelimesi burada insanın gücüne giden kırıcı sözcükler şeklinde kullanılmıştır. )
Sınavdan iyi alamazsak yanarız. (Burada ateşte yanmak anlamında değil, kötü duruma düşmek anlamında kullanılmıştır.)
Yaptıklarından sonra suyu iyice ısınmıştı. (Burada ısınmak anlamında değil, tahammül kalmadığını söylemek için kullanılmıştır.)
Tilki gibi hepimizi kandırmayı başarmıştı. (İnsan benzetme yolu ile kurnaz olduğu için tilkiye benzetilmiştir. )
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Türkçede Benzetme Cümleleri

Mesaj  Admin Çarş. Ara. 06, 2023 11:03 am

Türkçede Benzetme Cümleleri
Köpeğimizin gözleri adeta bir çift zeytini andırıyordu.
Ay, karanlık geceyi adeta bir lamba gibi aydınlatıyordu.
Gökyüzü tıpkı lacivert bir tavan gibi üstümüzde duruyordu.
Okyanus kadar derin fikirlere sahip biriydi.
Yağan kar dağın zirvesini bir çarşaf misali örtmüştü.
Hasan amcanın altın gibi bir kalbi vardı. ( ...
Sokaktaki kavga, karıncaların şekere üşüşmesini hatırlattı bana. ( ...
Takım elbiseyi giyince iş adamları gibi olmuşsun. ( ...
Bulaşıklar dağ gibi yığıldı. ( ...
Pazardan aldığım biberler zehir gibi acıymış. ( ...
Formatı da attıktan sonra bilgisayar saat gibi tıkır tıkır işleyecek.
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Terim Anlamlı Kelimeler

Mesaj  Admin Salı Ara. 05, 2023 11:14 am

Terim Anlamlı Kelimeler
Bilim, sanat, edebiyat, tıp, hukuk, spor ve bazı meslekler içerisinde kelimelerin anlam bulmuş hali olan sözcüklerin tamamı terim anlamlı kelimelerdir.

Kadavra, anestezi, cerrahi, nota, üçgen, çarpma, zarf, yüklem, mahkeme, kafiye,
mesnevi, divan, ortaç, gövde, gol, şut, hakem, penaltı gibi kelimeler ve daha çok fazlası terim anlamlı kelimelerdir.


Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Neden Sonuç Cümleleri

Mesaj  Admin Çarş. Kas. 22, 2023 10:05 am

Neden Sonuç Cümleleri
Bir eylemin hangi maksatla yapıldığını açıklayan cümlelere neden sonuç cümlesi denir.
Bu cümleler aynı zamanda meydana gelen olayların nasıl ve hangi sebeplere bağlı olarak gerçekleştirdiğini açıklar.
Örnek: ''Trafik vardı bu nedenle geciktim'' cümlesinde gecikmenin sebebi olarak trafik gösterilmiştir.
Kitap okumayı sevdiğim için kitap aldım.
Dikkat etmediğim için kaza yaptım.
Çok yemek yediğim için kilo aldım.
Çok para harcadığım için parasız kaldım.
Dersi dinlemediğimden dolayı sınıfta  kaldım.
Hava çok soğuk olduğu için doğalgazı açtı.
Otomobille çok süratli olduğu için trafik polisi ceza kesti.
Gerçek Soru Cümleleri:

(-mı -mi, mısın, misin) ekleriyle kurulan soru cümleleri:
1- Sen de bizimle pikniğe gelir misin?
2- Kırtasiyeden kalem almayı unuttun mu?
3- Senin baban mühendis mi?
4- Funda senin arkadaşın mı?
5- Gelirken kalem kağıt getirir misin?
6- Sende George Orwell'ın kitapları var mı?
7- Onunla tekrar görüşecek misin?
8- Seninle ilgili anlatılan şeyler doğru mu?
9- Bu kitapların hepsini okudun mu?
10- Odanı topladın mı?
11-İstanbul 'a gittin mi?
12-İngilizce biliyor musun?

Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Bağlaç Olan ki Ekinin Yazılışı

Mesaj  Admin Ptsi Kas. 20, 2023 12:16 pm


Bağlaç Olan ki Ekinin Yazılışı
Bağlaç olan ki ayrı yazılır:
Örnek: bilmem ki, demek ki, kaldı ki vb.
Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.
Birkaç örnekte ki bağlacı kalıplaşmış olduğu için bitişik yazılır: belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki.
Ki ekinin yazımı nasıl ayırt edilir?
Ki'nin yazımını nasıl ayırt edebileceğimiz konusunda kolay bir yöntem var.
Cümledeki ki'den sonra –ler/–lar eki eklenir. Sözcüğün anlamı bozulmuyorsa buradaki -ki ektir ve bitişik yazılır.
-ki eki, cümleye genellikle aitlik anlamı katar. Eğer anlam bozulursa bu ki ayrı yazılır ve bağlaçtır.

Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Mecaz Anlam

Mesaj  Admin Çarş. Ekim 11, 2023 10:53 am

Mecaz Anlam
Bir kelimenin gerçek anlamdan yola çıkarak kazandığı yeni anlamlardır. Mecaz anlam,
gerçek anlamı çağrıştırsa da onunla anlamsal bağı kalmamıştır.

Ben konuşurken sözümü kesti.
Hacı İbrahim ağır ağır söze girdi.
Bir köşeye geçip çay söyledi.
O çok sıkı çalıştı.
Gördükleri karşısında adeta yıkıldı.
Bu yaptıklarından sonra senin suyun iyice ısındı.
Örneklendirme Nedir?
İleri sürülen düşünceleri, ele alınan konuları açıklamak; doğruluğunu kanıtlamak ve somutlamak adına kullanılan anlatım tekniğine örneklendirme adı verilir. Düşüncelerin belirginliğini arttırmak, kolay anlaşılabilir olmasını sağlamak için anlatımlarda örneklendirme yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Örnek:1. Ben meyve yemeyi çok severim ve bu nedenle ailem pazardan elma, portakal ve armut gibi meyveler alır.

2. Dikkati çeken müzikler arasında sanat müziği, pop ve rock müzik gibi farklı müzik alanları yer alıyor.

3. Bir bilgisayar alırken mutlaka, ses kartı, işlemci ve ekran kartı gibi teknik özelliklere dikkat edilmesi gerekir.
Sevdiğim sebzeler şunlardır:Patates, fasulye, bakla, bezelye, kabak, patlıcan, sivri biber, domates, salatalık, kuzu ıspanak, semizotu, rezene, marul, üzüm yaprağı, taze soğan, taze sarımsak, dereotu, dolmalık biber. Kereviz, lahana, Brüksel lahanası, brokoli, havuç, pırasa, ıspanak, pazı, kara turp, kırmızı turp.
Sevdiğim meyveler şunlardır: Elma, armut, ayva, alıç, muşmula, üvez, kiraz, kayısı, şeftali, iğde, kızılcık, vişne, erik, üzüm, çilek, dut, karadut, frenk üzümü, böğürtlen, ahududu, incir, domates, patlıcan, vb.
Her ne kadar meyve ve sebze terimleri birbirlerine zıt anlamda kullanılmaktaysa da aslında botanik açıdan meyve kabul edilen birçok bitki kısımları mutfaklarda sebze olarak kullanılır. Örneğin patlıcan, domates, kabak gibi sebzeler aslında botanik bakımdan aynen erik, kayısı, şeftali gibi meyve sayılmaktadırlar.
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty TÜRKÇE 4. SINIF ÇALIŞMALAR Eş Anlamlı Kelimeler

Mesaj  Admin Salı Eyl. 19, 2023 11:03 am


Soru:Şiir nedir?
Cevap:Duygu,düşünce ve hayallerin etkileyici bir şekilde aktarıldığı yazılara şiir denir.
Soru:Dize nedir?
Cevap:Şiiri meydana getiren her bir satıra dize denir.
Soru:Şair nedir?
Cevap:Şiir yazan kişiye şair denir.
Eş Anlamlı Kelimeler

En Çok Kullanılan Eş Anlamlı Kelimeler Listesi
Alfabe - abece
Abide - anıt
Acayip - garip
Acıma - merhamet
Açıkgöz - kurnaz
Ad - isim
Adale - kas
Adet - tane
Adıl - zamir
Adi - bayağı
Aferin - bravo
Affetmek - bağışlamak
Ahenk - uyum
Akıl - us
Aksi - ters
Al – kırmızı
Alaka – ilgi
Alaz - alev
Alelade - sıradan
Allah - Tanrı
Ama - fakat
Âmâ - kör
Amaç - erek
Amade - hazır
Amele - işçi
Amel - iş
Ana - anne
Anı - hatıra
Anıt - abide
Aniden - birden
Aniden - ansızın
Anlam - mana
Anlatım - ifade
Ant - yemin
Apse - iltihap
Araç - vasıta
Arıza - bozukluk
Armağan - hediye
Arka - geri
Art - arka
Arzu - istek
Asır - yüzyıl
Asil - soylu
Aş - yemek
Aşırmak - çalmak
Ata - cet
Atak - girişken
Atamak - tayin etmek
Atölye - işlik
Avare - serseri(aylak)
Ayakyolu - hela(WC)
Aylak - serseri
Ayraç - parantez
Ayrıcalık - imtiyaz
Aza - üye
Acemi - toy
Adalet - eşitlik
Aka - büyük
Aleni - açık
Ara - fasıla
Ayakkabı - pabuç

B ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Bağışlamak –affetmek
Bağnaz - yobaz
Bakış - nazar
Barış - sulh
Basımevi - matbaa
Basit - yalın
Başkaldırı - isyan
Başkan - reis
Başkent - başşehir
Başvuru - müracaat
Batı - garp
Bayağı - adi
Bayındır - mamur
Bayındırlık - imar
Baytar - veteriner
Bazen - kimi
Bedava - parasız
Beden - gövde
Beğeni - zevk
Belde - şehir
Belge - vesika
Bellek - hafıza
Bencil - egoist
Benlik - kişilik
Beraber - birlikte
Bereket - bolluk
Berrak - duru
Besin - gıda
Beyanat - demeç
Beyaz - ak
Beygir - at
Beyhude - boşuna
Biçare - çaresiz
Biçim - şekil
Bilakis - tersine
Bilgin - alim
Bilgisiz - cahil
Bilhassa - özellikle
Bilim - ilim
Bilinç - şuur
Bina - yapı
Birden - ani
Birdenbire - aniden
Birey - fert
Biricik - tek
Bitki - nebat
Boylam - meridyen
Bozkır - step
Bucak - nahiye
Buğu - buhar
Buhran - bunalım
Buyruk - emir
Büro - ofis (yazıhane)
Bacı - kız kardeş
Baş - kafa
C ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Cahil - bilgisiz
Caka - gösteriş
Camekan - vitrin
Canlı - diri
Cazibe - çekim
Cehalet - bilgisizlik
Celse - oturum
Cenk - savaş
Cenup - güney
Cerahat - irin
Cerrah - operatör
Cesur - yürekli
Cet - ata
Cevap - yanıt
Ceviz - koz
Cılız - sıska
Ciddi - ağırbaşlı
Cihaz - aygıt
Cihet - yön
Cilt - ten
Cimri - pinti
Cimri - hasis
Cin - tür
Civar - yöre
Cömert - eli açık
Cümle - tümce
Cılız - sıska
Ciddi - ağırbaşlı
Cihaz - aygıt
Cihet - yön
Cilt - ten
Cimri - pinti
Cimri - hasis
Cins - tür
Civar - yöre
Cömert - eli açık
Cümle - tümce
C ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Cahil - bilgisiz
Caka - gösteriş
Camekan - vitrin
Canlı - diri
Cazibe - çekim
Cehalet - bilgisizlik
Celse - oturum
Cenk - savaş
Cenup - güney
Cerahat - irin
Cerrah - operatör
Cesur - yürekli
Cet - ata
Cevap - yanıt
Ceviz - koz
Cılız - sıska
Ciddi - ağırbaşlı
Cihaz - aygıt
Cihet - yön
Cilt - ten
Cimri - pinti
Cimri - hasis
Cin - tür
Civar - yöre
Cömert - eli açık
Cümle - tümce
Cılız - sıska
Ciddi - ağırbaşlı
Cihaz - aygıt
Cihet - yön
Cilt - ten
Cimri - pinti
Cimri - hasis
Cins - tür
Civar - yöre
Cömert - eli açık
Cümle - tümce

Ç ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Çabuk - acele
Çağ - devir
Çağdaş - modern - uygar
Çağrı - davet
Çayır - davet
Çehre - yüz
Çeşit - tür
Çeviri - tercüme
Çığlık - feryat
Çılgın - deli
Çizelge - cetvel
Çoğunluk - ekseriyet
Çok - fazla
Çamur - balçık
Çare - deva

D ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Dahil - iç
Daimi - sürekli
Darbe - vuruş
Dargın - küs
Darılmak - küsmek
Davet - çağrı
Defa - kez
Değer - kıymet
Değerli - kıymetli
Değnek - sopa
Deli - çılgın
Delil - kanıt
Deneme - tecrübe
Denetim - kontrol
Deney - tecrübe
Deprem - zelzele
Dergi - mecmua
Derhal - hemen
Deri - ten
Derslik - sınıf
Devamlı - sürekli
Devinim - hareket
Devir - çağ
Devir - tur
Devre - dönem
Dışalım - ithalat
Dışsatım - ihracat
Diğer - başka
Dil - lisan
Dilbilgisi - gramer
Diri - canlı
Dize - mısra
Doğa - tabiat
Doğal - tabii
Doğu - şark
Doktor - hekim
Donuk - mat
Doruk - zirve
Dönemeç - viraj
Döşek - yatak
Duru - berrak
Durum - vaziyet
Duygu - his
Düş - rüya
Düşünce - fikir
Düzen - seviye
Düzmece - sahte
Düzyazı - nesir
Dilek - istek
Dizi - sıra
Dost - arkadaş

E ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Ebat - boyut
Ebedi - sonsuz
Ebeveyn - Ana - baba
Edat - ilgeç
Efe - yiğit - zeybek
Egoist - bencil
Ehemmiyet - önem
Ek - İlave
Eklem - mafsal
Ekonomi - iktisat
Elbise - giysi
Emir - buyruk
Emniyet - güvenlik
Ender - nadir
Endişe - kaygı
Endüstri - sanayi
Enkaz - yıkıntı
Enlem - paralel
Entari - giysi
Enteresan - ilginç
Erek - amaç
Esas - temel
Eser - yapıt
Esir - tutsak
Etki - tesir
Etraf - çevre
Evvel - önce
Eylem - fiil
Eylemsi - fiilimsi
Ev - konut
Edebiyat - yazın
Eda - verme

F ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Faaliyet - etkinlik
Fakat - ama - lakin
Fakir - yoksul - fukara
Faktör - unsur
Fare - sıçan
Fark - ayrım
Fasıla - ara
Fayda - yarar
Fazla - çok
Fena - kötü
Fert - birey
Feza - uzay
Fiil - eylem
Fikir - düşünce
File - ağ
Füze - roket
Felç - nüzul
Fer - ışık
Faiz - nema

G ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Garip - acayip
Garp - batı
Gaye - amaç
Gayret - çaba
Gebe - hamile
Gelecek - istikbal - ati
Gelenek - anane
Gene - yine
Genel - umumi
Geri - art
Gıda - besin
Giysi - elbise
Giz - sır
Gizli - saklı
Görev - vazife
Gövde - beden
Gramer - dilbilgisi
Güç - kuvvet - zor
Güçlü - kuvvetli
Güldürü - komedi
Gülünç - komik
Güney - cenup
Güven - itimat
Güz - sonbahar
Gözlem - rasat
Gökyüzü - sema
Gezmek - dolaşmak

H ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Hal - durum
Halbuki - oysa
Ham - olmamış
Hane - ev
Hareket - devinim
Hariç - dış
Harp - savaş
Hasis - cimri - pinti
Hasret - özlem
Hassas - duygulu
Hatıra - anı
Hayal - düş
Hayat - yaşam
Haysiyet - onur
Hediye - armağan
Hekim - doktor
Hela - tuvalet - wc
Hemen - derhal
Hiddet - öfke
Hikaye - öykü
Hisse - pay
Hudut - sınır
Hususi - özel
Hür - özgür
Hısım - akraba
Hasım - düşman
Hareket - devinim
Hadise - olay
I ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Ilıca - kaplıca
Irak - uzak
Irgat - rençber
Irk - soy
Ira - karakter
Irmak - nehir

İ ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

İcat - buluş
İç - dahil
İçten - samimi
İdare - yönetim
İhracat - dışsatım
İhtiyar - yaşlı
İhtiyaç - gereksinim
İkaz - uyarı
İktisat - ekonomi
İlave - ek
İlgeç - edat
İlgi - alaka
İlginç - enteresan
İlim - bilim
İmar - bayındır
İmkan - olanak
İsim - ad
İskemle - sandalye
İthalat - dışalım
İtibar - saygınlık
İtimat - güven
İtina - özen
İzah - açıklama
İdadi - lise
İlan - duyuru
İlişki - münasebet - temas
İmtihan - sınav

J ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Jeoloji - yer bilimi

K ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Kabiliyet - yetenek
Kabus - karabasan
Kafa - baş
Kafi - yeter
Kafiye - uyak
Kalite - nitelik
Kalp - yürek
Kamu - halk
Kanıt - delil
Kapital - anamal - sermaye
Kanun - yasa
Kara - siyah
Karşın - rağmen
Karşıt - zıt
Kas - adale
Katı - sert
Kati - kesin
Kayıp - yitik
Keder - acı
Kelime –sözcük
Kenar - kıyı
Kent - şehir
Kere - defa - kez
Kesin - kati
Kırmızı - al
Kıyı - sahil
Kir - pislik
Kirli - pis
Kişi - şahıs
Kocaman - iri
Komedi - güldürü
Komik - gülünç
Kontrol - denetim
Konuk - misafir
Konut - ev
Koşul - şart
Kural - kaide
Kuruluş - müessese - kurum
Kuşku - şüphe
Kutsal - mukaddes
Kuvvet - güç
Kuzey - şimal
Küme - grup
Küs - dargın
Kılavuz - rehber
Kolay - basit
L ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Laf - söz
Lahza - an
Lider - önder
Lisan - dil
Lüzumlu - gerekli
Lüzumsuz - gereksiz
Lal - dilsiz
Lama - deve
Lafazan - geveze

M ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Mabet - tapınak
Macera - serüven
Mafsal - eklem
Mağlup - yenik
Mahalli - yerel
Mahcup - utangaç
Mahluk - yaratık
Mahpushane - hapishane
Mahsul - ürün
Mana - anlam
Manzara - görünüm
Matbaa - basımevi
Matem - yas
Mebus - milletvekili
Mecbur - zorunlu
Mecmua - dergi
Medeni - uygar
Medeniyet - uygarlık
Mektep - okul
Melodi - ezgi
Menfaat - çıkar
Menfi - olumsuz
Menkul - taşınır
Meridyen - boylam
Mesafe - ara
Mesela - örneğin
Mesele - sorun
Mesken - konut
Meslek - iş
Mesul - sorumlu
Mesut - mutlu
Meşhur - ünlü
Meşrubat - içecek
Mevcut - var
Meydan - alan
Millet - ulus
Milletvekili - mebus
Milli - ulusal
Misafir - konuk
Misal - örnek
Misli - katı
Muavin - yardımcı
Muharebe - savaş
Muhtelif - çeşitli
Muştu - müjde
Müessese - kurum - kuruluş
Mühim - önemli
Mükafat - ödül
Müsabaka - yarışma
Müsait - uygun
Müspet - olumlu
Müstahsil - üretici
Müstakil - bağımsız
Müşteri - alıcı
Merkep - eşek
Mani - engel
Mübarek - kutsal
Muallim - öğretmen
Mektup - name
Merasim - tören

N ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Nadir - ender
Nakil - atama - taşıma
Nasihat - öğüt
Nebat - bitki
Neden - sebep
Nefes - soluk
Nehir - ırmak
Nem - rutubet
Nesil - kuşak
Nesir - düzyazı
Neşe - sevinç
Netice - sonuç
Nispet - oran
Nitelik - kalite
Noksan - eksik
Numune - örnek
Nutuk - söylev
Nakit - para - akça
Nakliyeci - taşımacı
Namzet - aday

O ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Okul - mektep

Olanak - imkan
Olası - mümkün
Olay - vaka
Olumlu - müspet
Olumsuz - menfi
Onarım - tamir
Onay - tasdik
Onur - şeref
Oran - nispet
Otlak - mera
Oy - rey
Ozan - şair

Ö ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Öbek - grup
Öbür - diğer
Ödenti - aidat
Ödlek - korkak
Ödül - mükafat
Ödün - taviz
Öfke - hiddet
Öğe - unsur
Öğrenci - talebe
Öğrenim - tahsil
Öğüt - nasihat
Ömür - hayat - yaşam
Önce - evvel
Önder - lider
Önemli - mühim
Öneri - teklif
Önlem - tedbir
Örgüt - teşkilat
Örneğin - mesela
Örnek - misal
Öteki - diğeri
Ötürü - dolayı
Öykü - hikaye
Özel - hususi
Özen - itina
Özgün - orijinal
Özgür - hür
Özlem - hasret

P ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Pabuç - ayakkabı
Pasif - edilgen
Pinti - cimri
Pis - kirli
Politika - siyaset
Rağmen - karşın
Rastlantı - tesadüf
Rey - oy
Rutubet - nem
Rüya - düş
Rüzgar - yel
Problem - sorun
Rüştiye - ortaokul

S ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Sade - yalın
Sağlık - sıhhat
Saha - alan
Sahil - kıyı - yalı
Saldırı - hücum
Samimi - içten
Sanayi - endüstri
Sandalye - iskemle
Savaş - harp
Saz - çalgı
Sebep - neden
Sene - yıl
Sermaye - kapital
Serüven - macera
Sıçan - fare
Sıhhat - sağlık
Sır - giz
Sima - yüz
Siyah - kara
Siyaset - politika
Son - nihayet
Sonuç - netice
Sorun - problem
Soylu - asil
Sömestr - yarıyıl
Söylev - nutuk
Sözcük - kelime
Sulh - barış
Suni - yapay
Surat - yüz
Sürat - hız
Sürekli - devamlı
Sevinç - mutluluk
Sınıf - derslik
Sonbahar - güz
Sorumluluk - mesuliyet
Sözlük - lügat
Sınav - imtihan

Ş ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Şafak - tan
Şahıs - kişi
Şahit - tanık
Şair - ozan
Şans - talih
Şark - doğu
Şart - koşul
Şayet - eğer
Şef - lider - önder
Şehir - kent
Şekil - biçim
Şen - neşeli
Şeref - onur
Şöhret - ün
Şuur - bilinç
Şüphe - kuşku
Şaka - latife

T ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Tabiat - doğa
Tabii - doğal
Tabip - hekim - doktor
Talebe - öğrenci
Talih - şans
Tamir - onarım
Tane - adet
Tanık - şahit
Tanım - tarif
Tapınak - mabet
Taraf - yan
Tarım - ziraat
Tarif - tanım
Tasdik - onay
Tebrik - kutlama
Tecrübe - deney
Tedbir - önlem
Teklif - öneri
Tekrar - yine
Temel - esas
Tercüme - çeviri
Tertip - düzen
Tesadüf - rastlantı
Tesir - etki
Toplum - cemiyet
Tören – merasim
Tuhaf - garip
Tutsak - esir
Tuvalet - hela - wc
Tüm - bütün
Tümör - ur
Tümce - cümle
Tren - şimendifer - katar
Tartışma - münakaşa

U ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Uçurum - yar
Ufak - küçük
Uğraş - iş
Ulu - yüce
Ulus - millet
Umumi - genel
Umut - ümit
Unsur - öğe
Us - akıl
Uyarı - ikaz
Uygar - medeni
Uyum - ahenk
Uzak - ırak
Uzay - feza
Uçak - tayyare
Usta - ehil

Ü ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Ümit - umut
Ünlü - meşhur
Ürün - mahsul
Üye - aza
Ülke - diyar - memleket
Ülkü - ideal
Üleş - pay
Ürem - faiz

V ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Vaka - olay
Vakit - zaman
Varlıklı - zengin
Vasıta - araç
Vatan - yurt
Vazife - görev
Vaziyet - durum
Vesika - belge
Viraj - dönemeç
Vücut - gövde
Vilayet - il
Veteriner - baytar

Y ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler

Yalın - sade
Yan - taraf
Yanıt - cevap
Yapay - suni
Yapıt - eser
Yar - uçurum
Yaratık - mahluk
Yardımcı - muavin
Yargıç - hakim
Yarıyıl - sömestr
Yas - matem
Yasa - kanun
Yaş - ıslak
Yaşam - hayat - ömür
Yaşlı - ihtiyar
Yazı - yazma - ova
Yazım - imla
Yekün - toplam
Yel - rüzgar
Yerel - mahalli
Yetenek - kabiliyet
Yıl - sene
Yine - tekrar
Yitik - kayıp
Yoksul - fakir - fukara
Yöntem - metot
Yurt - vatan
Yüce - ulu
Yürek - kalp
Yüz - surat - sima - çehre
Yüzyıl - asır
Yemek - aş
Z ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
Zaman - vakit
Zarar - ziyan
Zengin - varlıklı
Zeybek - efe
Zıt - karşıt
Ziraat - tarım
Ziyan - zarar
Zor - güç
Zorunlu - mecburi
Zırnık - metelik
Zehir - agu
Zabit - subay.
siyah – kara
cevap – yanıt
kalp – yürek – gönül
kelime – sözcük
ileti – mesaj
özgün – orijinal
dil – lisan
bellek – hafıza
görev – vazife
uygarlık – medeniyet
al – kırmızı
misafir – konuk
fiil – eylem
model – örnek
ölçüt – kıstas – kriter
belgegeçer – faks
ilginç – enteresan
varsıl – zengin
sözcük – kelime
yoksul – fakir
vatan – yurt
nehir – ırmak
armağan – hediye
araba – taşıt - otomobil
aşk – sevgi
adalet – eşitlik
çabuk – acele
değerli – kıymetli
kişi – şahıs
kolay – basit
dilek – istek
duygu – his
edebiyat – yazın
dizi – sıra
dil – lisan
fakir – yoksul
fark – ayrım
ev – konut
aleni – açık
akıl – us
bağışlama – affetme
bacı – kız kardeş
cennet – aden
cılız – zayıf
baş – kafa
çamur – balçık
cimri – pinti
deprem – zelzele
edep – adap
emniyet – güvenlik
vilayet – il
veteriner – baytar
tören – merasim
tutsak – esir
ulu – yüce
temel – esas
uçak – teyyare
üzüntü – tasa
uzak – ırak
uslu – akıllı
usta – ehil
tümce – cümle
tartışma – münakaşa
tabiat – doğa
kural – kaide
mektep – okul
matem – yas
mani – engel
küçük – ufak
kuvvetli – güçlü
kılavuz – rehber
kıyı – kenar
kahin – medyum
kalp – yürek
kabiliyet - yetenek
siyah – kara
cevap – yanıt
kalp – yürek – gönül
kelime – sözcük
ileti – mesaj
özgün – orijinal
dil – lisan
bellek – hafıza
görev – vazife
uygarlık – medeniyet
al – kırmızı
misafir – konuk
fiil – eylem
model – örnek
ölçüt – kıstas – kriter
belgegeçer – faks
ilginç – enteresan
varlıklı– zengin

Yetenek= kabiliyet
Yararlı= faydalı
Rehber=kılavuz
İstikbal= gelecek


En son Admin tarafından Çarş. Ekim 18, 2023 9:37 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Türkçe 4. Sınıf  Haftalık Ders Programı Empty Türkçe 4. Sınıf Haftalık Ders Programı

Mesaj  Admin Ptsi Eyl. 11, 2023 1:27 pm

Pazartesi:Fen Bil.Fen Bil. Matematik Türkçe  Türkçe Görsel Sanatlar
Salı: Sosyal Bil. Matematik. Türkçe. Türkçe İnsan Hakları Beden Eğitimi ve oyun
Çarşamba: Fen Bil.Matematik. Türkçe Türkçe İnsan Hakları Beden Eğitimi ve Oyun
Perşembe:Sosyal Bil. Matematik. İngilizce   İngilizce. Türkçe Trafik
Cuma: Sosyal Bil. Matematik. Türkçe. Din Kültürü.  Din Kültürü. Müzik
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4942
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz