baba oğul
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ingilizce de could,MAY,HAVE TO

Aşağa gitmek

ingilizce de could,MAY,HAVE TO Empty ingilizce de could,MAY,HAVE TO

Mesaj  Admin Ptsi Mart 16, 2009 9:35 pm

Should öğüt ya da tavsiye bildirmektedir. Bir kişiye öğütte bulunurken kullanılmaktadır. Yapılmasının iyi olmayacağını söyleyebilmek için ise should" un olumsuz hali shouldn"t ı kullanmaktayız.

- You have a headache, you should take an aspirin.
(Başın ağrıyor, bir aspirin içmelisin,"içsen iyi olur")
- Her mother seems ill,she should see a doctor.
(Annesi hasta görünüyor, doktora görünse iyi olur)
- People should eat alot of fruits to be healty.
(İnsanların sağlıklı olabilmesi için çok fazla meyve yemeleri gerekiyor.)
-If you want to pass your class, you should study hard.
(Sınıfını geçmek istiyorsan,sıkı çalışmalısın.)
- Your sister is fat, he shouldn"t eat too much fast food.
(Kız kardeşin şişman, bu kadar çok hazır yiyecek yemese iyi olur.)
- You shouldn"t drink cold water in winter.
(Kışın soğuk su içmemelisin)
-The weather is too cold, children shouldn"t play in the garden.
(Hava çok soğuk, çocuklar bahçede oynamasa iyi olur,çocuklar bahçede oynamamalı.)

MUST

Must bir şeyin yapılmasının gerekli olduğunu söylemek için kullanıyoruz. Türkçe"deki -meli, -malı ekine karşılık gelmektedir.

-You must pay the bill before you leave the restaurant.
(Restarondan ayrılmadan önce hesabı ödemelisin.)

-You must visit the art gallery. The paintings are wonderful there
(Sanat galerisini ziyaret etmelisin.Orada resimler harika)

- You must do your homework.
(Ev ödevini yapmalısın.)

- You are ill,you must see the doctor.
(Hastasın,doktora görünmelisin.)

- Children must keep their rooms tidy.
(Çocuklar odalarını toplu tutmalıdır.)

Must" ın ikinci bir kullanım yeri de, kendimizin için yapılaması gerekli ve faydalı şeyler için söylediğimiz cümlelerdir.

- I am really tired.I must go home now.
(Gerçekten yorgunum.Şimdi eve gitmeliyim.)

- Tomorrow is Jill"s birthday,we must buy her a present.
(Yarın Jill"in doğumgünü,ona hediye almalıyız)

MUSTN'T

Mustn"t ile insanlara ne yapmamaları gerektiğini söyleriz.

-You mustn"t tell lies.
(Yalan söylememelisin.)

-You mustn"t be late for school.
(Okula geç kalmamalısın.)

-You mustn"t eat food in class.
(Sınıfta yiyecek yememelisin)

-Şimdiki ve gelecekteki ifadeler için kullanırız.

- You must take your umbrella tomorrow.
(Yarın şemsiyeni almalısın.)

- We must go on holiday next month.
(Gelecek ay tatile çıkmalıyız.)

May & Might

may : -ebilir , abilir gibi anlam verir.

1- Present anlamda bir olasılık , ihtimal gösterir.( possibility ) ( %50 certain )

Örnek ( example ) :

He may come again. O , yine gelebilir.
Sally may be learning. O , belki öğrenebilir.


2- İzin için de kullanılır ( permission )

Örnek ( example ) :

Guests may not smoke in their rooms. Misafirler bu odalarda sigara içemezler.
She may drive my car whenever she wants to. O , ne zaman isterse arabamı kullanabilir.

Might :
-ebilir , -abilir anlamına gelir.

1- Present olarak ihtimal gösterir ( possibility ).İhtimal olarak may den biraz daha zayıf olarak düşünülür.( % 40 certain )

Örnek ( example ) :

I might buy a new dress next week. Önümüzdeki hafta yeni bir elbise satın alabilirim.


2- İzin için kullanılır.( permission )

Örnek ( example ) :

Might I bring a friend to the wedding ? Düğüne bir arkadaşımı getirebilir miyim ?


3- Past olarak diğer bir past cümle ile birlikte kullanılır.

Örnek ( example ) :

The teacher knew we might visit her. Öğretmen kendisini ziyeret edebileceğimizi biliyordu.
We said that you might go. Gitme ihtimaliniz olduğunu söyledik.
COULD
(-ebilirdi, -abilirdi)

Geçmişle ilgili olumsuz sonuç çıkarmada kullanılır. “Could” ile “-miş”li mastar (have ve fiilin üçüncü hali) kullanıldığında o eylemin / durumun gerçekleşmemiş olduğu anlatılır.
He could have seen the accident, but he came five minutes later. (Kazayı görebilirdi. (Görmüş olabilirdi.) Fakat beş dakika sonra geldi. )

Arthur could have bought the car. (Arthur otomobili satın almış olabilirdi.)

We could have broken the watch. (Saati bozmuş olabilirdik.)
She could have given you some food. Why didn’t you go to her? (Sana biraz yiyecek verebilirdi. Niçin ona
gitmedin?)
(Bu cümlelerde görme, satın alma, kırma (bozma) ve verme fiillerinin yapılması olasılığı belirmiş fakat gerçekleşmemiştir. Gerçekleşme durumunu ifade etmek için “could” yerine “was, were, able to” kullanılmalıdır.)
He could have visited his friends. (Arkadaşlarını ziyaret edebilirdi. (Fakat etmedi))
He was able to visit his friends. (Arkadaşlarını ziyaret edebilirdi.)
Geçmişte yaptığımız yeteneklerden bahsederken kullanılır.

Could Olumlu cümleler:

I could swim when I was young.

(Gençken yüzebilirdim.)

She could sing a song.

( O şarkı söyleyebilirdi.)

They could draw pictures.

( Onlar resim çizebilirlerdi.)

My grandfather could climb a tree.

(Dedem ağaca tırmanabilirdi.)

Could Olumsuz cümleler:

We couldn’t go out.

( Dışarı çıkamazdık.)

She couldn’t wear make up.

( Makyaj yapamazdı.)

He couldn’t go to England.

( O İngiltere’ye gidemezdi.)

My grandmother couldn’t drive a car.

( Ninem araba süremezdi.)

Could Soru Cümleleri:

Could you swim when you were young? Yes, I could.

( Gençken yüzebilir miydin? Evet yüzebilirdim.)

What could they draw? They could draw a horse.

(Onlar ne çizebilirlerdi? At çizebilirlerdi.)

Could your parents dance Harmandalı ? No, they couldn’t.

( Ailen Harmandalı oynayabilirler miydi? Hayır oynayamazdı.)



See, hear, ve understand fiilleriyle kullanılır.

It was dark outside but I could see the snow.

(Dışarısı karanlıktı ama karı görebiliyordum.)

There was too much noise but I could hear the music.

( Çok gürültü vardı ama müziği duyabiliyordum.)

I didn’t hear the problem from the beginning, but I could understand.

( Sorunu baştan duymadım ama anlayabiliyordum.)



Olasılık ve ihtimal ve teklif anlamında kullanılabilir.

It could rain tomorrow.

( Yarın yağmur yağabilir.)
I couldn’t snow this evening. ( Bu akşam kar yağamaz.)

What could we do after the course? We could go for a picnic.

( Kurstan sonra ne yapabiliriz. Pikniğe gidebiliriz.)

The telephone is ringing. Who could it be ? It could be Sam.

( Telefon çalıyor kim olabilir? Sam olabilir.)



Rica cümlelerinde kullanılır.

Could you please repeat after me ?

( Lütfen benden sonra tekrar eder misiniz?)

Could you please open the window?

(Lütfen pencereyi açar mısınız?

Could you please explain the question?

( Lütfen soruyu açıklar mısınız?)

Could you please help me ?

( Lütfen bana yardım eder misin?)

COULD
(-ebilirdi, -abilirdi)

Geçmişle ilgili olumsuz sonuç çıkarmada kullanılır. “Could” ile “-miş”li mastar (have ve fiilin üçüncü hali) kullanıldığında o eylemin / durumun gerçekleşmemiş olduğu anlatılır.

He could have seen the accident, but he came five minutes later. (Kazayı görebilirdi. (Görmüş olabilirdi.) Fakat beş dakika sonra geldi. )

Arthur could have bought the car. (Arthur otomobili satın almış olabilirdi.)

We could have broken the watch. (Saati bozmuş olabilirdik.)

She could have given you some food. Why didn’t you go to her? (Sana biraz yiyecek verebilirdi. Niçin ona
gitmedin?)

(Bu cümlelerde görme, satın alma, kırma (bozma) ve verme fiillerinin yapılması olasılığı belirmiş fakat gerçekleşmemiştir. Gerçekleşme durumunu ifade etmek için “could” yerine “was, were, able to” kullanılmalıdır.)

He could have visited his friends. (Arkadaşlarını ziyaret edebilirdi. (Fakat etmedi))
He was able to visit his friends. (Arkadaşlarını ziyaret edebilirdi.)
alıntıdır:
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 4930
Kayıt tarihi : 12/01/09
Yaş : 51

https://moral.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz